HAŞMET BABAOĞLU

Kâbil Havaalanı operasyonu...

Görmek, anlamak için dikkatle bakmak zorundayız.
Lakin sadece tek bir noktaya bakmaya zorlanmak başka bir şey...
Hele buna şiddetli bir duygu yükü de eklenmişse...
O zaman körleşiyoruz demektir.
Gözümüz baktığımızdan ötesini görmez, zihnimiz bulanır.

***

İki gündür bütün dünyanın gözleri Kâbil Havaalanı'ndaki korkunç görüntülerde...
Trajik deniyor.
Aslında kelimeler tarif etmiyor, edemiyor.
Feci...
Yürek parçalayıcı...
Fena halde acıklı...
Ama bu görüntülere odaklandıkça düşüncelerimiz buharlaşıyor, geriye sadece duygular kalıyor.
Düşünürsek de, "maddeten ve manevi olarak çölleştirilmiş ülkelerde" yaşayan insanların sefaletini, korkuyu, korkarak yaşamayı düşünüyoruz.
ABD'nin alçaklığını, emperyalizmin dehşetini değil.
Anlayacağınız...
Onca dehşet içinde bile öyle bir "numara" çekildi ki...
Bütün dünya artık Taliban'ın gelişini konuşuyor ama şimdiden ABD'nin rezil çekilişini unutmaya teşne...
Bu unutkanlığı sosyal medya hoyratlığı da şiddetle destekliyor.

***

Twitter'a baktım...
Daha ikinci günde olayı "Ne olacak, cahiller işte!" noktasına getirmişler bile...
Talihsiz Afganların "cehaleti" üzerinden kendi zekâlarını(!) cilalayan sürüyle sersem görüntüleri yorumluyor.
Biri "Uçaktan düşmeseler, buraya gelip şeriat isteyeceklerdi" yazmış...
Öbürü "Uçağı da dışında seyahat ettikleri trenlere benzetmişler belli ki" yazmış...
Biri "Öleceklerini düşünemiyorlar mı?" diye sorunca arkadaşı cevaplamış: "Bunlar genel olarak düşünemezler!"

***

Gördüğünüz gibi...
Misyon/görev/operasyon tamamlandı bile...
Eminim...
Virginia Langley'de toplanmışlardır...
Ellerini ovuşturarak "Dikkatleri dağıttık, Taliban'ı yine şeytanlaştırdık, Afganları tuhaf ve trajik işlere kalkışan yaratıklar olarak tanıttık... Aferin bize!..
Şimdi dünyanın başka bölgelerini Afganistan'a çevirebiliriz" diye konuşuyorlardır.

***


NOT DEFTERİ
Aklın ve duyguların yavaşlığına karşın bilgi alanı hızlanır. Şeyler öyle hızla akmaya başlar ki, insan beyni bilginin anlamını işleyemez hale gelir ve birden kaos durumuna gireriz. Peki böyle bir durumda ne yapılmalı? Benim önerim akışa değil, nefesinize odaklanmaktır. Dış ritmi takip etmeyin, normal nefes alın. (FRANCO BERARDI / Nefes-Kaos ve Şiir)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.