HAŞMET BABAOĞLU

Sosyal medya... Ve çuvaldız!

"Ne acayip değil mi? Yalan fırtınaları, dayanışma çağrıları derken iki gün içinde Gezi dönemi atmosferi oluşturuldu."
AK Parti'de önemli görevler yapmış bir arkadaşım geçen gün böyle dedi.
Ben de sordum: "Peki nerede oldu bu?"
Arkadan gelecek sözlerimi bildiği için buruk bir ifadeyle "sosyal medyada" dedi.
"Eh" dedim, "biz sosyal medyanın önemini anlayın artık, dersinize çalışın diye yırtınırken, tavandan tabana burun kıvırıyordunuz, umarım şimdi anlamışsınızdır."

***

Mesele toplumsal gerilim ve huzursuzluk üretimiyse...
"Halk başka, sosyal medya başka" söylemi bir gerçeği yansıtsa bile, işe yaramıyor.
Sosyal medyada zuhur eden her düşmanca söylem, her yalan fişeği toplumun huzurunu yangın yerine çeviriyor.
Sokakta olmaktan korkan Türkiye düşmanlarının sosyal medyada ortalığı türlü çeşitli operasyonlarla karıştırmaları bundan...
Eskiden terör örgütleri üç beş bildiri, birkaç dergiyle iş görmeye çalışırlardı. Belli kesimler dışında kimseye ulaşamazlardı.
Şimdi sosyal medya yoluyla her kesimi kandırıp kendi rüzgârına katabiliyorlar.
Yalanları yalanlamak bir yere kadar...
Sürekli "savunma futbolu" oynamak gibi bir şey bu...
Devletin ciddiyetine uyabilir ama sosyal medyanın gerçeklerine uymuyor.

***

Merak ediyorsanız, söyleyeyim...
Arkadaşıma fazla yüklenmedim.
Eş dost ve makam ziyaretlerini sosyal medyaya aktarmanın etkinlik sanılmasını falan konu etmedim.
Esas olan yanlışı görüp dönmektir.
Ve zaten zaman acilen uyanıp işe koyulma zamanı...

***


ÇOK ÇİRKİN, ÇOK!
"Sana ekmek yok!" çok çirkin bir ifadedir...
Kime, hangi gerekçeyle söylenirse söylensin.
Aşıymış, sağlıkmış...
Geçin bunu...
Kimseye böyle denemez, böyle davranılamaz.
"Ekmek yok" demek, "Aç kalacaksın", "Seni aç bırakacağım" demektir.
"Sen bittin artık!" demektir.
Niye söylüyorum bunu?
Çünkü İstanbul Fırıncılar Odası, 6 ilçede aşısızlara fırından ekmek satmama kararı almış.
Bu samimi bir sağlık arayışı mı, yoksa provokatif bir karar mı, ciddi biçimde masaya yatırılmalı.

***


AYNA
Nuh'un kaptanlığındaki gemiye binen, denizin fırtınalarından korkar mı? (ŞİRAZLI SADİ)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.