Sevdim bir kere, deyip geçmeyin...
Birini sevmek...
Biriyle dost olmak...
Birine tutulmak...
Biriyle ortak iş kurmak...
Hepsi de hayatımıza yeni bir kapı açar.
Lakin kritik soruyu sormayı çoğu zaman ihmal ederiz...
Bu kapı nereye açılıyor?
O "biri" nasıl biri?
Sağlam bir kuşku ve şuurla bu sorulara cevap aramak aklımıza gelmez.
Ne yazık ki, sevgi ve güvenin de kervan gibi yolda düzüleceğine inanırız ve halt ederiz.
***
Tamam!Şu sıralarda medyanın bizlerde uyandırdığı izlenim tam olarak doğru değil.
Yani ortalık anti-sosyal kişilik bozukluğu olanlarla kaynamıyor; her köşeden bir sosyopat/psikopat fırlamıyor.
Fakat şunu da unutmayalım...
Bu tehlikeli sevimlilerin, bu vicdansız yalancıların, bu değer yoksunu manyakların çoğunun "toplumsal sahne"yi kullanma becerileri yüksektir...
Nasıl mı?
Medyada onlar ünlü...
Okulda onlar haylaz lider...
İş hayatında onlar atak ve kurnaz...
Aşk hayatında onlar baştan çıkartıcı...
Ve özellikle anne babalarından değerler eğitimi almamış, sevgiyi ve güveni sokakta arayan gençler için çok tehlikeliler.
Şunu da ekleyeyim...
Eğriye eğri, doğruya doğru...
Anti-sosyal davranışları hoş gösteren hip hopçular ve şiddetle aşkı meşki harmanlayan pop şarkıları gençleri kötü "eğitiyor."
***
Çevremden duyduğum ve sosyal medyada rastladığım olaylar beni gençleri bir kez daha uyarmaya itiyor...
Geçmişte çok yazdım...
Bir daha yazayım...
"Manyak çıkarsa, kaçarız" diye düşünmek yanıltıcı...
Kalbini açtığın bir psikopattan daha sonra kaçabilmek çok zordur.
İş ortaklığına kalkıştığın bir sosyopattan kurtulmak çok sancılıdır.
Daha başlangıçta yeterince "bilgili" ve uyanık olmaya mecbursunuz.
En azından gözlerinizi açık tutun...
Şiddeti ve yalanı fark etmek isterseniz, küçücük bir davranışın sizin için nasıl "erken uyarı" niteliği taşıyabileceğini bilmelisiniz.
Sevdim bir kere, deyip geçmeyin...
En azından ilişkinizin başlarında, her gün, her an...
Nasıl birini sevdiğinize dikkat edin...
***
KISA BİR ARA
Sevgili okurlar...
Üç gün yazı yazmadan durmak, durup hem kendimi, hem de ortalığı "dinlemek" bana iyi gelecek...
O yüzden pazartesiye kadar bana müsaade!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)
- Haftanın notları: Yeni pandemi gelir mi? (09.11.2024)
- Gündem değil, temel mesele! (08.11.2024)
- Fark eder mi, etmez mi? (07.11.2024)