Önde baskıyla birlikte Galatasaray'ın pas bağlantıları ve oyun fikri "kaosa" itilince, Fenerbahçe maçı kendi sahasında oynar hale geldi. Gustavo'nun dinamizmine diğer oyuncular da cevap verince Fatih Terim'in önündeki "problem tuşu" kırmızıya döndü. Sakatları ve sorunlarına rağmentempoyu yükseltip, fizikgücünü zorlayarak eşitliği yaratmanınpeşine düşmenin nimetlerini topladılar. Kruse'yi de saydığımızda beş orta saha özelliklioyuncunun tek yapması gereken pas tercihlerindekidoğrular olacaktı. Ama olmadı.
Rakip defanstaki hataları teşhis edip, özellikle sol kanattan içeriye hamle yapmalarına rağmen, Muslera'yı zorda bırakacak etkili pası veya ortayı üretemediler. Üstün görünmek ile etkili olmak arasındaki farkıizliyorduk. İlk yarıdaki top kayıplarının çok fazlaolması, aslında oyuncuların mücadeleyi ve endişeyine kadar ön plana çıkardığının da verisibizim için. İkinci yarıda biz hamle bekledik,takımlar rakibin yapacağıhatayı... Maç öncesindeki baskıplanları beklemeye alındı. ErsunYanal dengeyi tutan takımında değişikliğierteledi ama Emre Mor veÖmer Bayram ile bir şeyleri değiştirmeninpeşine düştü Galatasaray.
Bu noktadan sonra oyun teknik adamlardan çıktı. Oyuncuların kararına geçince"topun arkasına geçme" hissi kuvvetlendi veberaberlik iyi sonuç haline geldi.
Öncesindeki gerilimlere rağmen, hem tribünlerin sakinliğini koruması hem de oyuncuların saha içindeki sertliği futbolun içinde tutması, bu 90 dakikadan "nifak" çıkarmak isteyenlerin hayal kırıklığıydı.
Altı maçlık "zor serisini" bitirdi Fenerbahçe. Şimdi sezon başı "kırılma" maçlarının baskısından uzak 11 haftası var. Planlarını daha rahat yapacak, kararlarını daha doğru verecekler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.