HER ŞEY geçen Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sayın Esed'le görüşülebilir" açıklamasından sonra başladı. Kayseri'deki olayların büyümesini ve Türkiye'de kaos, karışıklık olmasını başta İSRAİL, ABD, FETÖ, PKK/ PYD ve bütün düşmanlarımız elbette çok istemişlerdir, muhtemelen de içimizdeki ajanları olaylar esnasında görev de almışlardır.
Irak'ın kuzeyinden PKK tasfiye ediliyor, PKK'nın Suriye ayağını temizlemek için bir takım girişimler yapılıyor, Türkiye- Suriye görüşmeleri yakınlaşıyor ve PKK, ABD, İsrail, İran bunu sabote etmeye çalışıyorlar… İşte tam da bunlar olurken Kayseri karışıyor ya da karıştırılıyor… Ardından Suriye'de dün Türkiye karşıtı saldırıyor oluyor.
El Bab, Afrin ve Azez kentlerinde askerlerimize ve kamu binalarımıza saldırı gerçekleşiyor.
Bu fitneden en çok memnun olanlar, ABD, İsrail ve PKK'dır… Kayseri, sağduyunun diğer adıdır, tuzaklara geçmişte de düşmedi, ALLAH'ın izni ile bundan sonra da düşmeyecektir… Aksi durumda Türkiye'den nefret edenleri mutlu etmiş oluruz… İSRAİL
KAYSERİ'DE VE SURİYE'DE
Kayseri provokasyonunu yönetenler, Suriye provokasyonunu da planlanmış durumda.
Sapığın milliyeti, dini, mezhebi olmaz. Elbette bu iğrenç suçu işleyen cezalandırılacaktır.
Münferit bir hadise üzerinden, bir şerefsiz sapık yüzünden, masumlara zulmetmek, tüm Suriyeli sığınmacıları hedef almak, bu millete yakışır mı…?
Aşağılık bir olayın/ suçun üzerinden ülkemizin içini karıştırmak isteyenlere izin mi vereceğiz…?
Sığınmacılar ile ilgili sorunlar vardır fakat Kayseri'de gece yaşananlar bambaşka bir kışkırtma ve tahrik sürecidir.
Valilik, güvenlik birimleri gerekenleri yapmış, şahıs yakalanmış, şüphesiz en ağır ceza verilmeli, verilecektir… Bu arada bir grup, Suriyelilerin evlerini, iş yerlerini yakıyor. Karşımızda ustaca kurgulanmış, organize edilmiş ırkçı çeteler var. İnsanları öfkelendiren o görüntülerin nasıl çekildiği ve yayılmasının özellikle nasıl sağlandığı ortaya çıkacaktır…!
İDAM OLMALI VE UYGULANMALI
Taciz/tecavüz, terörizm, darbe/vatana ihanet suçlarına karışanlara, yardım ve yataklık yapanlara idam cezası getirilmeli ve uygulanmalıdır. Ancak olayla ilgili olmayan masum insanların canını ve hukukunu korumak da insanlık ve namus görevidir.
Sosyal medyada olayları kışkırtanlar ve hatta kurgulayanlar ile, bazı siyasetçilerin adeta sokak savaşını arzulayan beyanatları ise hukuken mutlaka takip edilmelidir.
Demokrasi ve hukuk dışı yol ve yöntemlere başvurulmasının, sokakları yakıp yakmanın hesabı sorulacaktır. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan da söyledi:
"Kayseri'de yaşanan vandalizmin sebebi bazı muhalif partilerin zehirli dilidir… Kim olursa olsun insanların evlerini yakmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez…."
YABANCI DÜŞMANLIĞI DEĞİL MÜSLÜMAN DÜŞMANLIĞI
Sığınmacılar ile ilgili sorunları hiç kimse reddetmiyor fakat durum başkadır.
Aslında yabancı düşmanlığı değil;
Suriyeli, Arap ve Afganlar bahanesi ile genelde Müslüman düşmanlığı yapıyorlar.
Ve bunu düpedüz körüklüyorlar.
Toplumdaki kutuplaşmayı hedefleyen bu durumun artışında, yabancı istihbarat örgütlerinin parmağı var.Kavga, kaos, karışıklık çıksın istiyorlar. Asla olmasını istemeyiz ve şiddetle lanetleriz fakat misafir ettiğimiz Ruslara, Ukraynalılara ya da yıllardır özellikle Antalya, Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi sahillerde yaşayan İngilizlere, Almanlara ve Hollandalılara yönelik bir şikayetleri yok. Bu saydıklarım arasında suç işleyen, kötü niyetli olanlar yok mu…? Bir iki kötü insan bu misafirlerimizin tamamını suçlu ve kötü yapar mı…?
Gayrimüslim olan hiçbir millete düşman değiller.