DAĞDAKİ teröristi yok etmek için kan dökerken, teröristlerin meclisteki ya da belediyedeki arkadaşlarına maaş ve devlet makamı vermeye devam mı edelim...?! Olayın demokrasi ile, seçimle alakası yok.
Aklı başında hiçbir devlet; teröristlerin adamlarından, arkadaşlarından ve sevenlerinden oluşan siyasi parti maskeli bir insan topluluğuna, meşru bir siyasi parti imiş gibi muamele yapmaz... HDP nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 21 Haziran 2021 tarihinde kabul edilmişti.
İddianamenin kabulü tarihinden sonra Haziran 2024'e geldik...! Bu sırada; hazine yardımı yerine ulaştı.
Üstüne yenisi de alındı.
HDP, seçimlere Yeşil Sol Parti olarak girdi ve şu anda DEM olarak mecliste yer alıyor. Yetmedi yerel seçimlere de girdiler. Anayasa Mahkemesi, sorunları çözmek yerine kendisi bizatihi sorun olmuştur.
BELEDİYEYİ TERÖRİST Mİ YÖNETSİN...?
PKK/PYD/YPG/KCK ile bunların siyasi parti maskeli arkadaşları, kimlerdir...?
İsimleri ayrı adamları aynı Kürt görünümlü Kürt katilleridirler. DAĞA çıkınca, PKK'lı...
Suriye sınırını geçince, SGD/PYD/YPG'li...
İran'da PJAK... Meclis ya da belediye seçimlerinde HDP/DEM'li oluyorlar.
Bu nedenle kapatılmalıdır, yenisini kurarlar, aynısını yaparlar ise onlar da kapatılmalıdırlar.
Ta ki bunları yapmayıp, gerçek, sivil, terörle ve terörist ile anılmayan bir Türkiye partisi oluncaya kadar... HDP/ DEM ve beraberindekiler, terörle bağlantısı olmayan adaylar göstermek zorunda değiller mi...? Terör ve terörist ile bağlarını kesmek zorunda değiller mi...?!
PKK ve HDP var olduğu müddetçe, bunların dışında siyaset yapmak isteyenler de zaten yok ediliyorlar.
Gerçek bütün çıplaklığı ile meydanda duruyor. Ve fakat Anayasa Mahkemesi herkesin açıkça bildiği, gördüğü bu gerçeği bilmiyor, işitmiyor ve önündeki davayı görmüyor...!? Devletimiz de Kayyum atayarak gerekeni yapıyor. CHP ve yancılarının, hemen HDP/ DEM yanında yer alması şaşırtıcı değil beklenen bir gelişme olmuştur.
CHP/HDP/DEM,
Deniz Baykal'ın Genel Başkanlıktan ayrılmasından bu güne kadar zaten bir ve beraberdirler, tek bir yapı gibidirler.
İSRAİL KURULMADAN ÖNCE DE ORGANİZE YAHUDİ TERÖRÜ VARDI
Yukarıdaki yazı başlığı, Yüce KATIRCIOĞLU'nun Gerçek Hayat dergisindeki bir köşe yazısına ait... Yazısının hem başlığını hem de çok kısa bir özetini sizlerle paylaşıyorum...
"Siyonist Yahudi yer altı örgütlerinin en radikal olanı Lehi örgütüdür.
Lehi örgütünün adı, İbranice'de ''İsrail'in özgürlüğü için savaşanlar'' kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştu.
İngilizler, Lehi örgütünü kurucusu olan ultra-milliyetçi Avraham Stern'e atıfla, "Stern Çetesi'' olarak anıyor ve terör örgütü olarak tanımlıyorlardı.
Stern ve takipçilerinden oluşan küçük çetesi (Lehi), hedefi belli olan, cinayet ve bombalamalardan oluşan bir kaos ortamı yaratmışlardı.
Lehi örgütünün operasyon şefi olan İzak Şamir bu kaos ortamını "kişisel terör'' kampanyası diye ifade ediyordu! Teröristlerin şefi konumundaki İzak Şamir, daha sonra İsrail Başbakanı olacaktı !
Bu teröristler kendi ifadeleri ile:
"En ufak bir suçluluk duygusu bile hissetmeden, insan öldürüyorlardı.
Londra'ya ne kadar çok tabut giderse, özgürlük gününün o kadar yaklaşacağına inanıyorlardı...." İsrail kurulmadan önceki Yahudi teröristler işte böyleydi !
Şimdi, en büyük organize terör örgütü olan İsrail, ne kadar çok Müslüman katlederse, ''Nil'den Fırat'a kadar Büyük İsrail'' hedefine o kadar yaklaşacağına inanıyor...!
Biz Müslümanlar, bu sapık ''İnsanlık Suçu''na karşı etkisiz kalmaya devam edecek miyiz...?!..." Yüce Katırcıoğlu, Gerçek Hayat dergisindeki yazısında, teröristlerin isimlerine ve işledikleri cinayetlerin ayrıntılarına da yer veriyor... Tüm bu gerçekleri aziz milletimizin çok iyi bilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı, Başkan Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Kızılcahamam'da kitabın orta yerinden herkese söyledi: "Hamas ve Filistin halkı, sadece kendi topraklarını savunmuyor.
Aynı zamanda arz-ı mevud hezeyanına karşı Anadolu'yu savunuyor...."