DAHA önce de yazdım, bir kez daha anlatacağım… Unutmamak ve unutturmamak gerekiyor… Her yıl 27 Mayıs, Hürriyet ve Anayasa Bayramı idi... Anayasa Mahkemesi'nde kutlanıyordu... Devlet erkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın makam odası önünde sıraya dizilerek, Başkana tebriklerini sunarlardı. Reziliğe bakar mısınız...? Anayasayı, demokrasiyi, hukuku, katlediyorlar... Halkın oylarıyla seçilmiş yöneticileri, yalanlarla/iftiralarla, uyduruk yargılamalarla idam ediyorlar...
Bütün bu kepazeliğin ve katilliğin adını da bayram koyup, milletimize küfür ediyorlar.
27 MAYIS'DA DEMOKRASİNİN VE HUKUKUN IRZINA GEÇTİLER
27 Mayıs, demokrasinin, hukukun ve Anayasa'nın ırzına geçildiği tarihtir. 27 Mayıs darbesini, bu darbede görev alan asker ve sivil herkesi lanetliyorum… İğrenç yalanları ve iftiraları, sanki gerçekmiş gibi önce ortaya attılar, sonra yaydılar. Ardından uyduruk mahkemelerde tiyatro gibi yargılamalar yapıldı.
Yani sadece askerler değil; hem gazeteciler hem de hukukçular, bu darbede ve sonrasındaki cinayetlerde görev aldılar. Hukuk, demokrasi ve insan hakları nasıl ayaklar altına alındı, hepsi tanıklar ve kanıtlarla mevcut… Darbenin arkasında yine ABD yer almıştır. Planlayıcılar arasında yine NATO görev almıştır. Hedefte zamanın Başbakanı Adnan Menderes yer alıyordu. Aynı bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmaya çalıştığı gibi, o zaman da merhum Adnan Menderes ve arkadaşları; BATI, ABD ve NATO isteklerine direnmek istemişti.
YİNE BATI, YİNE KÖLELİK İSTİYOR
Körü körüne BATI, ABD, NATO doğrultusunda hareket etmemek, ülkemizin milli çıkarlarını savunmak, Adnan Menderes'i ve arkadaşlarını hedef yapmıştı. Günümüzde de Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı, tam olarak aynı sebeplerle ve aynı BATI, ABD, NATO çevreleri tarafından devrilmek isteniyor.
İstedikleri, tam bağımsız görünümlü; ama aslında, ABD ve NATO'ya yani BATI'ya köle bir Türkiye Cumhuriyeti…
AMAÇLARI NESİLLERE GÖZDAĞI
Merhum şehidimiz Adnan Menderes, 17 Eylül 1961'de idam edildi. O vakte kadar da kendisine vahşice işkence yaptılar. Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu da aynı kaderi paylaştılar.
Vermek istedikleri mesaj çok açık ve kesindi.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet iseniz; bu memlekette asla yerli ve milli tepkiler vermeyeceksiniz. Aksi taktirde sonunuz böyle idam olur.!!! İktidara gelenlerin ya da gelmek isteyenlerin bilinç altına bu korkuyu, algıyı, gözdağını yerleştirmek istediler…
TEPELERİNE BOMBALAR YAĞMADAN DURMAZLAR
İsrail müzakere etmek istemiyor, Gazze'yi yok edip yeniden işgal etmek istiyor. Yahudi rehineleri ise bizzat kendisi öldürdü ve öldürüyor… Gazze Kasabı Netanyahu İsrail'de yalnız değildir.
Bu alçaklar, tepelerine bombalar yağmadıkça durmazlar, durdurulamazlar… Öldürmeye karşı öldürme, bombalamaya karşı bombalama…
ELLERİ KANLI, KATİL BATILILAR
Netanyahu, Biden, Trudeau, Macron, Shultz, Sunak, Meloni hepsi beraber soykırımın failleridirler. Sahnede İsrail ve Yahudiler vardır fakat arkada bu isimler ve devletleri yer alıyor.
Ateşkesi ısrarla reddettiler. Koşa koşa gidip katiller sürüsünün başı Netanyahu'nun sırtını sıvazladılar. Amerika, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya devlet adamları, bütün bu suçlara ortak oldular. Bu devletlerin idarecileri, soykırım suçuna ortak olurlarken, milletlerinde büyük bir tepki oluştu, mazlum Filistinlilerin yanında durdular. Müslümanlara, Filistin'e destek veren herkese devlet kurumları saldırıyorlar. Buna rağmen Avrupa'nın meydanları, caddeleri Filistin bayrakları ile İsrail'e lanet yağdıran insanlarla doldu. Karşımızda elleri kanlı, ruhları katil ve sapık Batılı devlet adamları var…