Sıfırlama

TÜRKİYE'DE yaşayan biri farklı, Sri Lanka'da yaşayan farklı, Fransa'daki, Kenya'daki, Endonezya'daki, Malezya'daki, Belçika'daki, Portekiz'deki, Nijer'deki, Mali'deki farklı düşünür.
Eldeki imkanlarla hayaller arasında doğru orantı vardır.
Ya da YAPILABİLİRLİK ARASINDA... İmkanlar ve fırsatlar sizin neyi nasıl yapabileceğinizin işaretlerini verir.
Öyle ya da böyle.
HAMAS'IN saldırısı, İsrail'in çoluk çocuk demeden katletmesi, ORTA DOĞU'yu yine dünyanın manşetine taşıdı.
Vicdanlar sessiz kalmasa da GÜCÜ ELİNDE tutanlar bildiğini okudu...
İSLAM DÜNYASI maalesef Başkan Erdoğan'ın altını çizmesine rağmen yine iyi bir sınav veremedi.
Vermesi de beklenemezdi! HAMAS saldırısından sonra Amerika Birleşik Devletleri DONANMASINI, Gerald Ford ve Eisenhower uçak gemileriyle birlikte hareket eden organizasyonu AKDENİZ'e yığdı. Gözdağı verdi. Kapışacağı denk bir güç yoktu! Buna rağmen geliyorlardı. ORTADOĞU sus pus oluyordu! Batı da Çin de.. Kimse sesini çıkaramıyordu. Buralardan değil de ABD'nin içinden bakabildiğinizde tablo farklıydı...
HASSAS nokta da burasıydı!
ABD 33 TRİLYON DOLAR'la dünyanın en borçlu ülkesi. Ortalama yılda verdiği cari açık 1 trilyon dolar. Yani ORDUSUNA ayırdığı PARA kadar cari açık veriyor.
Fakat silaha yatırımdan, donanmayı yenilemekten Hava Kuvvetlerini güçlendirmekten vazgeçmiyorlar.
Eksilmiyor bilakis gücünü devamlı artırıyordu. Çin ordusuna 200, Rusya 66 milyar DOLAR harcarken bunlar parayı yakıyordu!
NEDEN? Böylesine bir gücü elinde tutup tüm denizleri kontrol etmesine rağmen BORCU AZALMIYOR ARTIYORDU! Bu tabloya rağmen ABD gibi bir SÜPER GÜÇ neden masraflarını kısmıyordu!
İşte bu sorunun cevabı bizi nelerin beklediğini anlatmakta...
ABD denizlerde DONANMA bulundurduğu için, dünya ticaretini kontrol ettiği için en güvenli liman! Bu ordusunun gücünden geliyor.
Bu nedenle JAPONYA-ÇİNARAP ÜLKELERİ-ALMANYALÜKSEMBURG-İRLANDA-İNGİLTERE gibi pek çok ülke ABD tahvillerinden bonolarından alıyor Washington'a BORÇ veriyordu. ABD'de İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'dan sonra ele geçirdiği üstünlüğünü bu BORÇ sistemiyle döndürüyordu.
Paranın onlara AKMA nedeni GÜVEN! Bunun da temelinde ABD ORDUSUNUN GÜCÜ YATMAKTA. "PARAMA BİR ŞEY OLMAZ" DUYGUSU
YANİ... Bu ritim sonucu Washington bu ülkelerden trilyonlarca DOLAR BORÇ almakta. Ve bu oran Reagan'dan Bush'a, Bush'dan oğul Bush'a, Clinton'dan Obama'ya, Trump'a ve Biden'a gelinceye kadar sürekli artmakta! Şimdi 33 trilyon dolar...
ABD BU PARAYI ASLA VE
KAT'A ÖDEMEYECEK!
Bir sabah Beyaz Saray, "Bize verilen borçları ödeyemiyoruz" diye bir açıklamayla güne başlayacaktı. Ya da kendisi dışındaki ODAK ülkeleri SAVAŞTIRARAK oluşacak KAOSLA borcunu sıfırlayacaktı...
Bu hesap başka türlü kapanmayacak. Yılda 1 trilyon DOLAR harcanan ordu o saate kadar görev yapacak. Yeni sayfa açılana kadar bu harcamalar sürecek.
Dünyaca ünlü ekonomistler "ABD hazinesinin güvenilirliği herhangi bir nedenle bozulursa, sistem üzerinden şok dalgaları gönderir ve küresel büyüme için çok büyük sonuçlar�� olur" diyor. HAKLILAR! ABD hazine bonoları ve tahvilleri, uluslararası bankalar açısından 'sıfır risk' ağırlığı taşıyor.
DOĞRU! Bu da PARANIN oraya akması anlamına geliyor!
Doların hakimiyeti, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana onu küresel para birimi haline getirdi.
ABD'nin sürekli büyüyen bir devlet borcu ile idare edilmesi kaçınılmaz oldu. Ancak dolara olan yüksek talep aynı zamanda onları diğer para birimlerinden daha değerli kılma eğiliminde olduğundan Amerikan malları yabancı rakiplerine göre hep daha pahalı kaldı.
ABD'li ihracatçıları rekabet açısından dezavantajlı duruma düşüren bu olay, ülkenin 1975'ten beri her yıl ticaret açığı vermesinin en büyük nedenlerinden biri haline geldi. Zaten o tarihler ÇİN'i büyütmek için taşların döşendiği dönemdi!
Dünya merkez bankalarının elinde tuttuğu tüm döviz rezervlerinin yüzde 58'ini ABD Doları oluşturuyor. İkinci sırada yüzde 20 ile Euro var. IMF'ye göre Çin Yuanı ise yüzde 3'ün altında. 1999'dan 2019'a kadar Amerika'daki ticaretin yüzde 96'sı ABD doları cinsindendi.
Asya'daki ticaretin yüzde 74'ü de böyleydi. Euro'nun hakim olduğu Avrupa dışındaki yerlerde ise dolar, ticaretin yüzde 79'unu oluşturuyordu. Pek çok istikrarsız ülke kendi para birimlerini değil DOLAR'ı önde tutardı. Böyle iş yapardı. Türkiye'de şimdi bu kıvamda!
Trump bu nedenle "ORTADOĞU'ya 20 yılda 7 trilyon dolar gömdük.
Uçaklarımızın ışıklarını kapatmadan inemiyoruz. Bu nasıl iş" diyordu... Vicdan sahibi insanlar yaşananlar karşısında acı çekerken, ABD'nin TEK ANA GÜNDEMİ VARDI: BU BORCU NASIL KAPATACAĞIM!
Pandemi, ülkelerin kapanması, insanların hayatlarından vazgeçmesi, tüketim kalıplarının değişmesi, tedarik zincirlerini kopmasıyla sonuçlanan BÜYÜK bir TATBİKATTI. ABD BORÇLARINI ödemediği zaman dünyanın alacağı ritmi görmek istiyordu. Bunu da ÇİN'i ÖTEKİ yaparak sahneliyordu. Kenya'daki Şili'deki, Mo zambik'teki insanlar böyle düşünmezdi! Önceliği bu değildi. Ancak EN BORÇLU ÜLKE DOĞAL OLARAK BORCUNU SIFIRLAMANIN HESAPLARINI YAPARDI. Covid-19'la başlayan "KAPANMA" ve "AÇILMALAR" hep tatbikatın safhalarıydı. Ekonomilerin tomografisi çekiliyordu. ABD borcunun üzerine yattığı zaman tüm ekonomiler ÇATIRDAYACAKTI. Kaçınılmaz olarak. Bunu da test ederek görmek istiyorlardı. Bu ilk seçenek ikincisi ise BÜYÜK SAVAŞ'tı. 3 bin yıllık insanlık tarihinin 270 yılı BARIŞ içinde geçmişti! ORTADOĞU, ABD için meydana getirecekleri ŞOK dalgasından sonra gelen "AÇILMADA" başroldeydi.
Hesapları o güne dönüktü...
Çin lideri Cinping, ABD Başkanı Biden ile San Francisco'da bir araya geliyordu.
Tarihi sözler söylüyordu: Çin hiçbir zaman ABD'ye karşı bahis oynamaz. ABD'ye meydan okuma ya da onu koltuğundan etme gibi niyetimiz yok...
Çin küresel çapta çatıştığı ABD'ye en çok BORÇ veren ülkeydi. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurduğu sistem hem çatışmayı hem kendi çıkarını sağlamada eşsiz hamleleri barındırıyordu. Ancak bunda sona geliniyordu. Çin de bunu görüyor ve PARASINI düşünüyordu...
Diğerleri gibi. Ancak ŞOK FIRTINA bugün değilse de yarın kopacaktı...
Bu nedenle olay Filistin'le HAMAS'la İsrail'le sınırlı kalmayacaktı... YPG/PKK üzerinden başlatacakları sarsıntı tüm bölgeyi saracaktı. Buna uygun senaryoları içeride sahnelemek isteyeceklerdi.