SIK sık yazdığım için tekrara düşmüş olmam sanırım.
Türkiye'nin konumu dünya için önemlidir.
Nerede duracağı, kiminle yan yana olacağı, nasıl yol alacağı, hangi ittifakla omuz omuza olacağı çok değerlidir.
Zaman içinde keskin gelişmelerle bunlar değişir. Değişmiştir de.
Doğaldır. Siyaset de bu nedenle vardır... Sonuca ulaşır mı ulaşmaz mı bilinmez ancak HİNDİSTAN da bu parantezde değerlendirilmelidir. KÜRESEL zeminde Hindistan'a bir rol hazırlandığından şüphe yoktur.
Geçtiğimiz günlerde bir kenara not etmiştim. Sanırım bir değişiklik olmamıştı o günden bu yana... Bir bakalım...
-Alphabet Google
-Microsoft
-YouTube
-Adobe
-World Bank Group
-IBM
-Albertsons
-NetApp
-Palo Alto Networks
-Arista Networks
-Novartis
-Starbucks
-Micron Technology
-Honeywell
-Flex
-Wayfair
-Chanel
-OnlyFans
-Motorola Mobility
-Cognizant
-Vimeo
Dünyanın en büyük şirketleri arasında da gösterilebilecek 21 şirketin CEO'ları Hindistan kökenliydi.
SIR değildi. Bu CEO'ların bir kısmı ABD'de bir kısmı ise Britanya'da doğup büyümüş olsalar da hepsi Hint kökenliydi. Ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar BÜTÜN BÜYÜKLERİN HİNTLİ isimlere birinci koltuğu vermesi biraz da KÜRESEL siyasetle ilgiliydi. Bir başka aklın eseri gibiydi. EN azından bana öyle geliyordu. Hem de uzun zamandır... ABD Başkanı Nixon'un 1970'lerin hemen başında Çin'e gitmesi nasıl bir koca devi meydana getirdiyse özellikle Obama'nın 2015'te daha ÇİN bu kadar konuşulmuyor iken Hindistan'a gitmesi gelecek için önemli bir işaretti. Trump'tan önce Beyaz Saray'da oturan Obama kendisi için "İlk Asya Pasifik Başkanı" sıfatını kullanmaktan çekinmiyordu. Obama ve eşi, 2015'te Hindistan'da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılıyor ve üç gün ülkede kalıyordu. Aradan 5 yıl geçiyor bu kez Trump ve eşi Hindistan'a gidiyor, MODİ'nin misafiri oluyordu. Trump STADYUMDA hayatındaki en büyük kalabalığa hitap ederken Çin'e mesaj yolluyordu:
Hindistan demokratik bir ülke, barışçıl bir ülke, hoşgörülü bir ülke, büyük ve özgür bir ülke...
Dünyada her ulusa örnek olmalıdır...
Trump'ın uçağı Hindistan'a inmek üzereyken Modi, Hintçede "Misafirimiz Tanrı" anlamında bir ifadeyi tweet'lemişti.
Modi, iki ülke arasında "çok daha büyük ve daha yakın ilişkinin" işareti saydığı mitingden övgüyle bahsediyordu. Takip edenler zaten bunları önceden yazdığımı bilecektir. Her zaman her fırsatta ülkelerin BÜYÜK DENGEYİ ÇÖZDÜĞÜNDE DOĞRU HAMLE YAPTIĞINDA BÜYÜYECEĞİNİ
SAVUNURUM. Başka da yol yoktur zaten... Türkiye yıllarca yanlış yere park ettiği ve KÜRESEL SATRANCI çözemediği için ileri gidemiyordu.
Başkan Erdoğan öncesi siyasetçilerin pek çoğu bu kumaşa sahip değildi.
Maalesef...
Devam...
Hindistan tıpkı Çin'e yapıldığı gibi ABD eliyle büyütülüyordu. EN azından Çin'e rakip olarak 1.4 milyar nüfusuyla genç kitlesiyle TEKONOLOJİYE uyumlu DNA'sıyla sahne alıyordu.
Alması isteniyordu. Dün de tekrar ettiğim gibi ABD, AVRUPA üzerine RUSYAUKRAYNA SAVAŞI ile basınç uyguluyor ve Çin dışında yeni bir DENKLEMİ hayata geçirmeyi istiyordu. Avrupa buna GLOBAL GATEWAY diyordu. Bu Çin'in dışında İngiltere'ye karşı bir hamleydi.
AB ile İngiltere'nin karşı kamplarda olması da kimseyi şaşırtmayacak şıktı. Rusya'nın Kiev'e abanması AVRUPA'nın kendini Washington'ın yanında bulmasının önünü açıyordu!
Devam...
Hindistan'daki G20, önemli kararların alındığı küresel sonuçlara gebe adımların atıldığı bir buluşma oldu.
Delhi'de ABD, Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya ve AB, kısa adı IMEC (India-Middle East- Europe Economic Corridor) olan Hindistan-Ortadoğu- Avrupa Ekonomi Koridoru'nu kurduklarını açıkladı. Tarihi Baharat Yolu'nun yeni versiyonu olarak da görülen IMEC, deniz ve demiryolundan oluşan küresel bir operasyondu.
"Baharat Yolu'nun yeni versiyonu" olan Hindistan- Ortadoğu-Avrupa Ekonomi Koridoru, Çin'in modern İpek Yolu Projesi'ne meydan okumaydı. Mücadele de buydu zaten...
Tek dünya, tek aile, tek gelecek seslerinin duyulduğu proje ile ilgili olarak AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de "Kıtalar ve medeniyetler arasında yeşil ve dijital bir köprü" tanımı getiriyordu. Projenin mimarı elbette ABD'den başkası değildi.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin İPEK YOLU'ndan çekildiklerini açıklaması ve Netanyahu'nun "İsrail, bu ekonomik koridorda önemli bir kavşak olacak. İsrail'deki demiryolları ve limanlar, Hindistan'a yeni limanlar açacak.
IMEC, İsrail tarihindeki en büyük işbirliği" sözleri de gelecek için önemli işaret olacaktı. Biden'ın "Bu büyük bir anlaşma" sözleri de kurguyu anlatmak için yeterli oluyordu. Nereden bakarsanız bakın bu Çin'in İngiltere'nin de desteğiyle 2013'te açıkladığı İPEK YOLU'nun karşıtıdır rakibidir.
DOĞU'daki İKİ BÜYÜK GÜÇ İPEK ve BAHARAT YOLU kapsamında karşı karşıya getiriliyordu. Hindistan da bizim çok sık kullandığımız BAHARAT ismine yakın bir isim alarak 'INDIA'dan vazgeçiyordu. Yeni ismini BHARAT olarak ilan ediyordu.
"Bharat" ismi ise "besleyen toprak" anlamına geliyor ve yeni rolünü çok iyi anlatıyordu.
Peki Çin ve arkasındaki güç buna ne diyecekti? Sessiz mi kalacaktı? İşte orasını bilemiyorduk. Ancak tehlikeli sınırların etrafında dolaşıldığı da bir gerçekti...
Türkiye şimdilik BAHARAT YOLU'na mesafeli. Ancak pazarlıklar sonucu çok şey değişecektir.
YENİ BAHARAT YOLU hayata geçerse en çok bizim merkezinde olduğumuz bölge etkilenecekti... Bekleyelim görelim...