TÜRKİYE'NİN NATO'da ritim belirleyen güç olması, İsveç'in önünü açması, Biden'ın Başkan Erdoğan'ı uçaktan araması, Azov taburu için sürpriz bir karar verilmesi ve Erdoğan'ın BATI'ya göz kırpması... Moskova'nın buna gücenmesi...Birbirine ekleyip ilerleyelim...
Mayıs ayının başına dönelim. O gece çok hareketliydi. Moskova'daki panik bir anda dünyanın gündemine oturmuştu.
Çok sağlıklı bilgi akmasa da durum alışılagelmişin dışındaydı.
Bir süre sonra resmi açıklamalar geldi.
Ajanslar da bilgi paylaşıyordu.
Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin'e yönelik bir suikast yapılmıştı. İKİ İNSANSIZ HAVA ARACI Putin'in konutuna saldırıyor ancak savunma güçleri tarafından vuruluyordu.
Saldırının PLANLI olduğu vurgusu özellikle belirtiliyordu..
Devam....
Bir güç bir ODAK Putin'in UKRAYNA'da yürüttüğü savaşa şiddetle itiraz ediyordu. Bunu da çeşitli yollarla gösteriyordu.
Yeltsin'den sonra DEVLETİN başına geçen ve 20 yıldan fazla süre ülkeyi yöneten Putin, 24 Haziran'da siyasi hayatındaki en gergin en belirsiz günü yaşadı.
WAGNER isimli paralı askerlerden oluştuğu iddia edilen (Bence hiç öyle değil) gücün başındaki isim Yevgeny Prigojin, DRONE saldırısından hemen sonra askerlerinin cesetleri başında video çekiyor ve KREMLİN'i sarsıyordu. Herkesin AŞÇI olarak bildiği isim sosisli sandviç yapan biri olarak tanıtılan isim ŞOYGU ile Genelkurmay başkanını tehdit ediyordu. Yani Putin'i.
Ve isyan başlatıyordu. Silah ve cephane verilmediği için savaşın bilerek yavaşlatıldığını söylüyordu. Şoygu ile Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov'un savaşı kazanmak istemediklerini ilan ediyordu. Aslında onlara "HAİN" diyordu. Ve bunu değiştirmek için birlikleriyle birlikte MOSKOVA yoluna düşüyordu. Durum medyaya yansıyandan çok daha ağırdı. Koskoca RUSYA ne yapacağını bilemiyordu.
Putin ilk iş olarak Moskova'dan ayrılıyordu.
Durumu anlamak için güvenli bir alana çekiliyordu. Putin, Ilyushin Il-96 başkanlık jetiyle Tver ve Novgorod bölgeleri arasında yer alan Valdai'deki evine uçuyordu. Uçak saat 14.16'da hareket ediyordu.
Sonrasında pek çok güçlü isim de başka uçaklarla güvenli bölgelere geçiyordu...
Bunlar yaşanırken WAGNER için hem Kremlin'den hem medyasından hakaret dolu tehdit dolu açıklamalar geliyordu. EN basit tabirle "HAİNLERE HESAP SORULACAK" deniliyordu.
Fakat GÖRÜNMEYEN BİR EL DEVREYE GİRDİ ve WAGNER'İN MOSKOVA YÜRÜYÜŞÜ KESİLDİ. Ardından Belarus liderinin arabulucu olduğu ve Yevgeny Prigojin'i misafir ettiği bilgisi sızdırıldı. Gerçek bambaşkaydı.
Putin ve muhalifleri arasındaki mücadelelerde kaybedenler Moskova'ya meydan okuyanlar oluyordu.
Örnek çoktu. Litvinenko bunların başında geliyordu.
Ajan Skripal örneği vardı.
Zehirlenme ile hayatını kaybeden çok isim vardı.
Navanly de susturulup içire atılan muhaliflerdendi. Ancak tasfiye edilen oligarkların da aralarında bulunduğu pek çok için silinip giderken bir AŞÇI çıkıyor ve ordusuyla PUTİN'in üzerine yürüyordu.
Daha önemlisi İSYAN'dan 5 gün sonra KREMLİN'de PUTİN ile birlikte Yevgeny Prigojin'in ve 35 komutanının ZİRVE gerçekleştirmesiydi.
WAGNER'e ateş püsküren ve ölümü gösteren KREMLİN ilginç bir şekilde evinde isyancıları ağırlıyordu.
Haklarında açılacağı söylenen davalardan da artık söz eden kimse kalmamıştı...
Putin'in Wagner ile yaptığı ZİRVE büyük gizlilikle kararlaştırıldı ve gerçekleştirildi. Ancak SIZMASI an meselesi olduğu bilgisi gelince Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, kameraların karşısına geçti.
Rusya'yı iç savaşın eşiğine getiren ve 24 Haziran'da sona eren kısa süreli Wagner isyanına ilişkin açıklamalarda bulundu. Zirvenin üç saat sürdüğünü öğrenmiş olduk.
Ortada garip bir durum vardı! ASKERİ İSTİHBARAT WAGNER hakkında bilgi vermiyor hatta Moskova yürüyüşünde direnç gösterilmesinin de önüne geçiyordu. Herkes Wagner patronu Yevgeny Prigojin'i konuşsa da asıl "BUZ KIRAN" Wagner komutanı Dmitry Utkin ve ona bağlı askerlerdi.
Sergei Skripal ve Rus muhalefet lideri Alexei Navalny'nin başına gelenler ortadayken nasıl oluyordu da Prigojin, KREMLİN'e kadar gelebiliyordu. Korkmamasının nedeni neydi? Güvence veren kimdi? Oysa 24 Haziran'da başlayan isyanı bitiren "WAGNER lideri ve komutanlarının aileleri rehin alındı" iddiasıydı.
Acaba gerçek böyle miydi?
Ya da tam tersi oluyor da WAGNER mi çok üst düzey isimlerin ailelerini rehin alıyor ve KREMLİN'in yolunu tutuyordu! Ve Putin'le anlaşma yapmadan oradan elini kolunu sallayıp çıkıyordu...
24 Haziran'da olan en önemli şey Putin'in etrafına ve seçkinlere sunduğu "GÜÇ" ve "GÜVENDESİNİZ" duygusunun ortadan kaldırılmasıydı. Prigojin ve arkasındaki güç bunu yaptı. Oyunun çok büyük olduğunu gören ve tehlikeyi anlayan PUTİN de çark etti.
"İSYANCILARA EN HIZLI VE ACIMASIZ ŞEKİLDE HESAP SORULACAK" derken karşısına alıp orta yol bulmayı seçti.
Putin'in elini kolunu bağlayan neydi bilmiyoruz.
Ancak ordu da bürokrasi de artık tamamıyla yanında değildi. Zaten bu gösterildi.
Ve Moskova sürprizlere açık bir hale geldi getirildi.
Olası senaryolara girmek istemiyorum. Ancak karışıklıktan çıkacak tek ismin BAŞBAKAN MİŞUSTİN olacağını görmek için siyaset bilimi uzmanı olmaya gerek yok!
CERMEN EKOLÜ'nün temsilcisi olarak görev yapan BAŞBAKAN, Putin'in kadrosundan olmayan en güçlü isim! Ve ORDUDA da DEVLETTE de büyük uzantılara sahipti.
Türkiye 15 Temmuz'u atlatıp yoluna devam ederken Rusya 24 Haziran'la deprem zincirine yakalanıyordu.
Putin karşıtlarını da Mihail Khodorkovsky'nin ayak izlerinden takip edebiliyorduk.
NATO ZİRVESİ bunun üzerine geliyordu...
İzleyelim bakalım...