BUGÜN doğal olarak Kemal Bey'den ilerlememiz gerekiyor.
75 yaşındaki CHP liderinden, birilerinin beklediği "DEĞİŞİM" sinyali gelmedi! Gereğini yapmadı! Yapmayacaktı!
Yapamayacaktı!
Yazmıştım...
Peki neden? 13 seçim kaybeden bir lider neden 14'üncü kayıp için hazırlığa başlar ve partisini kilitlerdi?
Kazanamayacağını bildiği halde koltuğunu neden bırakamazdı? Yerel seçimleri de kaybedeceği halde büyükşehirlerin de ellerinden kayıp gideceğini bildiği halde "CHP LİDERİ TABELASI"nın altından neden çekilmezdi?
Geçtiğimiz günlerde de yazdığım gibi artık Türkiye'deki manşetleri CHP süsleyecekti. İçlerindeki kavga bitmeyecekti...
Gelin bunlara bakalım...
Dışarıdan içeriye süzülüp gelelim...
ABD-AB-RUSYA-ÇİN ekseninden ilerleyip olan biteni anlamak durumundayız.
Sonra da gelip neden CHP ve Kemal Bey böyle adım atıyor sorusuna cevap aramalıyız...
Dün buraya Trump'ın "DERİN DEVLET SAVAŞ İSTEDİ. BEN KARŞI ÇIKTIM. BENİ TASFİYE ETTİLER. ÖMÜR BOYU HAPİSLE TEHDİT EDİYORLAR.
TEKRAR SEÇİLİRSEM DERİN DEVLETİ KAZIYACAĞIM" sözlerini taşıdım... ABD eski Başkanı, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının arkasındaki gücün ABD DERİN DEVLETİ OLDUĞUNU söylüyordu...
Kaldığımız yerden devam edelim...
Putin'e çok yakın isimlerden olan petrol şirketi Rosneft'in Başkanı İgor Seçin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu kapsamında düzenlenen enerji panelinde konuştu. Avrupa'nın gaz tedarik kaynaklarını çeşitlendirme politikasının tamamen çöktüğünü, AB ülkelerinin tamamen ABD enerji kaynaklarına bağımlı hale geldiğini vurguladı.
YANİ SAVAŞTAN ÖNCE RUSYA'YA BAĞIMLI OLAN AVRUPA, ŞİMDİ ABD'NİN ELLERİNDEYDİ! Bunu söylüyordu. KUZEY AKIM 1-2'nin patlatılması da bu büyük kurgunun önemli seanslarıydı. RUSYA DOĞU'YU, ABD BATI'YI KONTROL ediyordu.
ENERJİ YOLLARINDA DA DURUM AYNIYDI! İKİSİNİN İSTEMEDİĞİ HİÇBİR ADIM ATILAMAZDI. Ancak perde önünde çekişme sürecekti!
Daha önce de sık sık yazdığım gibi ABD, ÇİN'in en büyük ticari ortağı olan AB'yi durdurmak, kontrol etmek için GAZ üzerinden, Rusya üzerinde geldi. Oyunu değiştirdi. Washington en büyük rakipleri Paris-Berlin- Brüksel'i kendine mahkum etti. Rekabet gücünü ellerinden aldı. Bu tektonik hareket doğal olarak ÇİN'i de etkileyecekti. Çin'in de ABD'nin hizasına girmesi kaçınılmazdı. Bunu da CİNPİNG işaret ediyordu zaten... Oraya geleceğiz ancak küçük hatırlatma daha...
Kremlin Sözcüsü Peskov da "Alman endüstrisinin bu büyülü ve hayranlık uyandıran rekabet gücü, istikrarlı akışı ve uygun fiyatı nedeniyle Rus gazına dayandığını hepimiz biliyoruz. Şimdi Almanya bu rekabet avantajlarından mahrum kaldığına göre, ekonomisi çok olumsuz şekilde etkilenecektir" dedi.
AB'yi zor bir kışın beklediğini de ekledi...
Devam...
Avrupa Birliği'nin Hava Savunma Projesi, Fransa ile Almanya'nın arasını açtı.
Havacılık fuarı Paris Air Show'da önceki gün konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Hava Kalkanı Savunma Sistemi için ABD'den silah alınmasını desteklemediğini söyleyerek, yerel üretime ağırlık verilmesini istedi. Macron, "NATO aracılığıyla ABD'ye bel bağlamak" yerine AB'nin savunma sektöründe uzun vadede kendi stratejik özerkliğini oluşturması gerektiğini savundu. Yani AB ile ABD'nin yan yana olmadığını, olamayacağını bir kez daha tekrarladı.
Almanya Başbakanı Scholz da "Rusya Ukrayna savaşı tahminlerimizden çok daha fazla sürebilir..." diyerek kurguyu anlatmaya çabalıyordu.
ABD her tarafa basınç uygularken Çin bir mesaj yolluyordu. Çin lideri Cinping "Dünya, Çin ve ABD'nin kalkınmasına ve ortak refahına yetecek kadar büyük. İki ülkenin ortak çıkarlarına değer verilmelidir.
Çin veya ABD'nin başarısı, diğerine tehdit değil, onun için fırsattır. ABD tarafı, akılcı ve pragmatik bir tutumu benimseyerek Çin ile aynı doğrultuda çalışmalı" dedi.
İşte dünyada bunlar olurken yani AVRUPA giderek sıkışırken, kan kaybederken içeride birileri çıkıp CHP'nin anahtar teslimini istiyordu. Olacak iş değildi.
Olamayacağını da yazdım.
Olmadı da. Kemal Bey çıktı bunca seçim yenilgisine rağmen "6'lı masa yerine 16'lı masa kurar bu iktidarı yollarım" dedi. Gerçekten bunları söyledi. 80 yaşına geldiğinde yapacaklarını anlatıyordu! Şaka olmasını isterdim ancak değildi.
CHP buydu. AVRUPA'nın güdümündeydi. O kulvardan çıkmıyor, çıkamıyordu.
Özellikle ALMANYA etkisi büyük ölçüde hissediliyordu.
İmamoğlu ya da başka birinin gelip CHP'NİN BİR NO'LU KOLTUĞUNU ALMASI KOLAY DEĞİLDİ. Bu sadece hem CHP'nin hem ALMANYA'nın aynı isteğe odaklanmasıyla mümkün olabilirdi! Şimdi öyle ortak bir payda görülmüyordu.
Kemal Bey dünkü grup toplantısına "Adaletin yılmaz savunucusu, gençlerin demokrat amcası, çetelerin, uyuşturucu baronlarının korkulu rüyası, milyonların umudu..." anonsuyla davet ediliyordu. Konu kaybedilen seçimlerin çok ötesindeydi.
EKOLLER SAVAŞININ TARAFIYDI CHP...
Anlaşılmayan da buydu!
Nereden bakarsanız bakın ALMANYA ile İNGİLTERE arasındaki çekişme, mücadele şu an CHP'nin tam merkezinde sürüyordu.
Hemen yanı başlarında da ABD'nin gölgesi vardı. Durum buydu. Yaşananlar sadece içerisiyle ilgili değildi. Kemal Bey'in koltukta kalma ısrarı, rakiplerine geçit vermeyişinin yerelden çok KÜRESEL nedenleri vardı!
Kılıçdaroğlu'nun gitmesi CHP'nin tamamen değişmesi demekti. Sadece Kemal Bey değil, PARTİ buna direniyordu... Kılıçdaroğlu'nun gitmesi, çekilmesi EKSEN değişimiydi! Dolayısıyla PARTİNİN DEĞİŞİMİNİ de beraberinde getirecekti.
Bunu yapmayıp makyajla idare edilmekteydi. Fazlasını yapamazlardı. Durum bu...
Kavga sürecek...