GENELLİKLE her ülkede geçerli olan bir kural vardır. ABD gibi büyük güçlerde ise bu şaşmaz. Eğer bir değerseniz, bir odaksanız ve bir kitleniz varsa, BAZI SUÇLAMALARLA KARŞILAŞMANIZ KAÇINILMAZDIR. Derin devlet hiç görmediğiniz taraftan yaklaşır. Bazı dosyalarla bazı iddialarla sizi sarsar. Burada saldırının tonu önemlidir. Genellikle SİZİ KULLANMAK ve istedikleri yöne adım atmanızı isterler.
Siz önde olursunuz.
Ancak arkada sizi yöneten bir DERİN yapı vardır.
Eğer siz gerçekten tehditseniz, DERİN DEVLET ne yapar eder sizi tasfiye eder. Başka bir seçenek de yoktur. Hafta sonu ABD eski Başkanı Trump'ın söylediklerine baktım.
Trump'ın gücü amcasından gelmekteydi... Zenginliği de gücü de. Amca Trump, MIT'de profesör olarak çok öne çıkan bir isimdi. Daha önce yazdığım gibi TESLA ölüyor ve FBI adına o odaya o giriyordu. İddialara göre 80 kutu dolusu belge yani yeni icatlarla ilgili dokümanlar yoktu.
Amca Trump, DERİN DEVLETİN ilk adresi olan JP MORGAN'a çalışmaktaydı. Yani Trump, karşısındaki DERİN DEVLETİ suçlarken bir başka DERİN yapıya yaslanmaktaydı!
Neyse...
Benim için önemli olan Trump'ın söyledikleriydi...
ABD eski Başkanı Trump, yeni Başkan Biden'dan giriyor Türkiye'ye verilmeyen patroitler'e kadar uzanıyordu. Ancak en önemli husus, RUSYAUKRAYNA savaşıyla ilgili söyledikleriydi... Trump, Biden geldikten sonra da operasyona maruz kalıyordu. Öncesinde yani BEYAZ SARAY'a gelmeden önce, RUSYA DOSYASI açılıyor ve DEVETİ karşısında buluyordu. Seçimlere Rusya hile karıştırdı iddiası, onlarca adamını görevden almasına yol açarken rahat bir başkanlık yaptırılmıyordu. Görevi bıraktıktan sonra da bu kez başka bir frekanstan geliniyordu. "Devlete ait gizli belgeleri sakladığı" gerekçesiyle başı derde giriyordu. Dava açılıyordu.
Donald Trump'ın Florida'daki evi, 8 Ağustos 2022 sabahında "gizli belgeler" soruşturması kapsamında basılarak, yaklaşık 15 kutu belgeye el konuluyordu. 49 sayfalık iddianamede;
Trump, Beyaz Saray'daki görevinden ayrılırken gizli belgeleri yanında götürmek ve bununla ilgili federal incelemeleri engellemekle suçlanıyordu. Olup bitene ise "DERİN DEVLET ÖMÜR BOYU HAPİSLE BENİ KORKUTUYOR" şeklinde yaklaşıyordu.
Daha önce de yazmıştım!
ABD DERİN DEVLETİ, Trump'a karşı açtığı kartlarla onu yönetmek ve istediği kulvarda tutmak istiyordu. Mücadelenin özü buydu. Jeffrey Epstein ile Ghislaine Maxwell ile arkadaşlıklarının çok öncelere dayandığının ortaya çıkması bir tesadüf değildi.
Bütün bunlarla uğraşmak zorunda kalan Trump, birkaç gün önce önemli açıklamalar yaptı. Trump, Ukrayna savaşına ilişkin, "Onların aptalca ve felaket olan savaşlarını reddettim" diyerek 'derin devleti' ifşa etti. Ve şu açıklamaları yaptı: Son zamanlarda savaş çığırtkanları, küreselciler ve derin devlet, sıradaki sonu gelmeyecek Ukrayna savaşlarını diz çöküp kabullenmediğim için sinirden deliye dönmüş durumda. Ben barış istiyorum; onlar para ve çatışma istiyor.
Clintonlar'ın, Obamalar'ın, Bidenlar'ın büyük suçlarına rağmen haklarında hiç iddianame hazırlanmıyor...
Çünkü sahte ve iğrenç bir sistem tarafından tamamen kollanıyorlar.
Sistem beni hapse atmaya çalışıyor..." Yani Trump "Ben savaşa 'evet' demedim.
Bu nedenle başıma dert açtılar. Beni tasfiye ettiler.
Rusya-Ukrayna savaşı tamamen ABD'nin işidir" diyordu...
Öyle mi? Sözleri ortada. Konuşan da ABD BAŞKANLIĞI yapan bir isim... Peki 24 Şubat'ta saldırıların başladığı tarihten bu yana, Rusya'nın Ukrayna'ya işgal operasyonuna start verdiği günden bu yana benim dışımda "BU KURGUNUN SAHİBİ ABD'dir. ABD YENİ PAYLAŞIMI BAŞLATTI. RUSYA'NIN GİZLİ MÜTTEFİKİ. HEDEF AVRUPA'YI BİTİRMEK" diye yazan ikinci bir isim var mıydı!
Bazıları anlamadığı için, kafaları almadığı için bazıları da görevli olduğu için bambaşka görüşlerle insanları yönlendiriyorlardı.
Rusya'nın silah sanayinin Kod'ları öteden beri ABD'nin elindeydi.
NÜKLEER KARTI ise tamamen! Rusya'yı, dünyayı kontrol etmek için büyüten ABD'ydi.
Tıpkı bugün ÇİN'in yaptığı gibi. Washington İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan bu yana TEZ ile ANTİ TEZİ bir araya getiriyor ve altına imzasını atıyordu.
DOST DÜŞMAN tanımını yaparak kurgunun devamını sağlıyordu.
ABD ya da ABD DERİN DEVLETİ birincil öncelik olarak AB ile mücadeleyi seçiyordu. Herkesin yazıp çizdiği gibi ÇİN'i değil! ÇİN YABANCI YATIRIMCI ile büyüyen bir DEV'di.
Kontrolü çok zor değildi.
AB ise uygarlıktı, rakipti demokrasiydi, BATI'ydı.
Yani çok şeydi. Kaldı ki ÇİN'in en büyük ticaret ortağıydı. AB kontrol altına alındığı zaman ÇİN ile mücadele etmek sanılandan çok daha kolay hale gelmekteydi. Zaten durum o noktaya geldiğinde, ÇİN'in de mücadele diye bir motivasyonu kalmayacak, gidecek yerine işbirliği gelecekti!
AVRUPA BİRLİĞİ bir şekilde RUSYAUKRAYA SAVAŞI üzerinden kontrol edilir hale getiriliyordu. Amaç da buydu. Enerji kartı olmayan Paris-Brüksel- Berlin hattı gerileyecekti.
İstenen de hedeflenen de buydu! Durum böyle olunca bizdeki SİYASİ yapı, AB ruhu taşıyordu ve kaybetmeye mahkumdu. CHP bu nedenle karışıktı ve çok daha karışacaktı.
Bütün olan biten zincirin halkalarıydı. DIŞARISI aynı zamanda tam olarak İÇERİSİYDİ. Anlayana tabii...