OLAYLAR peş peşe geliyor. Birini tutup ayırmak üzerinde kalem oynatmak senaryonun tamamını görmeye yetmez. Bu nedenle gelin son günlerde yaşananları sıralayıp üzerlerine basa basa gidelim.
Türkiye'ye gelelim. Seçimlere uzanalım. 6'lı Masa ile iktidarın neden ve nasıl ayrıştığına bakalım. Yarışın kiminle kim arasında olduğunu çözmeye çaba gösterelim...
Devam...
NATO'dan, İsveç ve Finlandiya'dan başlayalım...
Art arda terör ve İslam karşıtı provokasyonlara izin veren İsveç, son dönemin en çok öne çıkan figürü. NATO üyeliği gündeme geldi. Türkiye sakin bir şekilde taleplerini sıraladı.
Ancak sorunların çözümü yerine PROVOKASYON gelip sahne aldı. İsveç yönetimi, terör örgütü PKK'nın gösterilerine izin verdi. Stockholm'deki Türk Büyükelçiliği önünde Kuran'ı Kerim'e saygısızlık yapılmasına engel olmadı. Doğal olarak Türkiye bu eylemlere en üst düzeyde tepki gösterdi. "İsveç'in NATO üyelik sürecine onay veremeyiz" dedi. Haklı mı? Sonuna kadar... Ankara bir pişmanlık bir geri adım beklerken, İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Türkiye ile yürütülen NATO görüşmelerine ara verildiğini duyurdu.
"Görüşmelere Temmuz'da başlarız" diyerek hem de...
KİLİT CÜMLE BURASIYD! NEDEN TEMMUZ?
Oraya geleceğiz. Yazının ana fikri bu zaten...
Stockholm'de Kur'an-ı Kerim yakılmasıyla büyüyen kriz sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç olmadan Finlandiya'nın NATO üyeliğine onay verilebileceği yönünde bir açıklama yaptı. Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine kapıları kapatırken Finlandiya'ya ADALETLİ davranıp taraflar arasındaki yaklaşım farkını ortaya koymak istiyordu. Sorun çıkarmayan Finlandiya'ya YEŞİL IŞIK yakılacağını ilan ediyordu.
En üst düzeyde... Erdoğan, "Biz icabında Finlandiya ile ilgili farklı bir mesaj verebiliriz.
Finlandiya ile ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya'nın da aynı yanlışı yapmaması lazım" demişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da "Sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu bir ülke arasında ayrım yapmak adaletli bir yaklaşım olacaktır..." şeklinde görüş bildiriyordu. Bütün bu iyi niyetli adımlara rağmen Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ortaya çıktı ve "Finlandiya ve İsveç'in güvenliği birbirinden bağımsız değil. İsteğimiz İsveç'le beraber NATO'ya üye olmak" dedi. Ve devam etti: "Bunun için de ABD, İngiltere ve Avrupalı müttefiklerimiz dahil birçok ülke bize güvenceler verdi. Bu da beklemek için iyi bir neden. Bu ülkeler, başımıza bir şey gelirse bekleme listesinde olduğumuz için yardımımıza koşacaklarını söylediler. Bu güvenlik taahhütlerini aldık... Tabii ki bunlar NATO'nun 5. Maddesi gibi değil ama bizim için çok önemli..." Şimdi bu noktadan Ağustos'a dönelim... TÜSİAD bir mektup aldığını ilan ederek durumu özetliyordu. ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Adewale Adeyemo'nun Rusya'ya yönelik yaptırımlar kapsamında RADARDA OLAN kişi ve kuruluşlar ile kurulabilecek ilişkilerin Türkiye'de faaliyet gösteren şirketlerin başlarına dert açabileceği risk oluşturabileceğini anlatan mektubu teslim ediliyordu... Wall Street Journal da "ABD, Türk şirketleri, yaptırım uygulanan Ruslar'la çalışmamak konusunda uyardı. ABD Hazine Bakanlığı, Moskova ile güçlü bağı olan NATO müttefikine, baskı uygulamaya devam ediyor" yorumunu yapıyordu.
Reuters da ismi açıklanmayan bir ABD Hazine Bakanlığı yetkilisine dayandırarak bir haber yapıyor ve ABD ile Türkiye arasındaki gerilimi yükseltiyordu.
ABD Hazine Bakanlığı Terör ve Finansal İstihbarat Müsteşarı Brian Nelson'ın Türkiye'ye gelerek Rusya ile İran'a uygulanan yaptırımların delinmesi konusunda uyarılarda bulunacağı belirtiliyordu.
"Yaptırımlar delinirse G7 ülkelerine erişimin kesileceği iması" yapılmaktaydı. ABD ile başta F-16 krizi olmak üzere pek çok gerilim dolu alan vardı. Hatta geçtiğimiz hafta ABD medyası Biden yönetiminin, Rusya ve Belarus'un ABD yapımı yolcu uçaklarının Türkiye'deki havalimanlarında iniş kalkış yapmasına izin vermemesi için Ankara'yı 'sıkıştırdığını' yazıyordu.
Bu ziyaretin benzeri 17- 25'ten sonra yaşanmıştı.
Sonra CIA'da çok daha etkili bir role soyunan Michael Cohen da gerçekleştirmişti.
İran ile yakınlaştığı düşünülen tüm hesaplar tüm bankalar bir bir incelenmiş ve rapor haline getirilmişti. Davaya dönüştürülen dosyalar da yok değildi. Geçen gün de yazdığım gibi ABD ALMANYA'ya baskı uyguluyor ve dünyayı LİBERAL ve OTOKRAT diye ikiye ayırıyordu. OTOKRAT olanlar kendi ekonomik ve siyasi yollarını açmaya çalışanlar denemiş olanlardı. Almanya ise denileni yaptığı için LİBERAL sınıfta yerini almaktaydı. Rusya'ya YAPTIRIMLAR üzerinden hem ekonomik, hem siyasi, hem de askeri temaslar giderek hız kazanmaktaydı. Olay ülke İsveç olay isim John Bolton'a kulak veriyordu. Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danı��manı Bolton, Türkiye ve NATO konusuna değiniyor "İsveç ile Finlandiya'yı üye yapmadan önce NATO'yu feshedelim.
Türkiye'yi atalım. Sonra hemen hızlıca tekrar kuralım. Böylece ANKARA'dan kurtulmuş oluruz..." diye görüş bildiriyordu...
NATO üzerinden, ABD ile ilişkiler üzerinden İsveç- Finlandiya'nın üyeliği üzerinden Türkiye'ye karşı olan kamp, giderek NET tavır almaya başlıyordu... Dönelim başa...
Türkiye ile yürütülen NATO görüşmelerine ara verildiğini ilan eden İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström "Temmuz'da başlayacağız..." derken Türkiye'deki seçimlere gönderme yapıyordu. 14 Mayıs'ta yapılacak seçimleri açık ya da gizli bir şekilde destekledikleri 6'LI MASA'nın kazanacağını umuyorlardı.
Erdoğan gittikten sonra Devlet Bey sahneden çekildikten sonra GÖRÜŞMELERİN BAŞLAYIP SONUÇLANDIRILACAĞINI DÜŞÜNMEKTEYDİLER. Yani Erdoğan ile Bahçeli seçimleri kaybedecek ve ANKARA'daki NATO yanlısı siyasi akılla yollarına devam edeceklerdi.
Türkiye İSVEÇ'teki provokasyondan sonra NATO'nun dikkat kesildiği seçimlere gidiyordu!
Seçimler Erdoğan tarafından kazanıldığında, Türkiye artık NATO'nun karşısında bir pozisyonda yoluna devam edecekti. Mesafeli bir ilişki...
6'lı Masa Erdoğan'ı tasfiye ettiği an NATO ile yollar sonuna kadar birleşecekti.
NATO'nun AVRUPA kanadı görüldüğü gibi MASA'nın ERDOĞAN'ı yeneceğini düşünmekteydi. Renk değiştiren ANKARA ile yürüyeceklerini umuyorlardı! Tüm bunlara rağmen 6'lı MASA'nın kazanma ihtimali çok azdı.
Erdoğan'ın ağırlığı sanılandan çok daha fazlaydı. Temmuz'da görüşmeler olacaksa sanırım İSVEÇ ÖZÜR DİLEYİP BAŞLAMAK ZORUNDA KALACAKTI...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- 5 saniyede kişilik analizi: İlk bakışta ne gördünüz? Ağaç mı kaplan mı?
- CUMA HUTBESİ yayınlandı | 27 Aralık Cuma hutbesi tam metni oku, PDF indir
- Mevduat faiz oranları değişti: 300 bin TL'nin mevduat getirisi ne kadar?
- Merkez Bankası faiz oranı düşünce ne olur? Altın, Dolar, Borsa nasıl etkilenecek?
- Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor! 2025'te zamlı yemek parası ne kadar olacak? İşte günlük hesaplama...
- 2025 Yeni yıl mesajları: Kurumsal yeni yıl mesajları | Sevdiklerinize gönderebileceğiniz yeni yıl tebrik sözleri
- TBMM Devlet Memurları Kanunu yürürlüğe girdi mi, içeriği ne? İşte maddeleri...
- 2025 yılında kaç günlük tatil var? Yeni yılda resmi tatiller ne zaman, hangi tarihte?
- Buzlanma sorununa doğal çözüm: Bir bardak tuzun etkisi!
- Sadece yürüyerek kilo vermek mümkün mü? İşte zayıflamanın 5 sırrı
- KPSS 2024/2 tercih sonuçları ne zaman açıklanacak? KPSS merkezi atama tercih sonuçları nereden öğrenilir?
- Canan Karatay’dan zeka açan kahvaltı önerisi: Hazırlaması sadece 5 dakika sürüyor