Tablo!

RUSYA, 2014 yılında KIRIM üzerinde istediği operasyonları çok rahat bir şekilde yaptı. Elbette sınırlı tepki olsa da MOSKOVA'nın günlük yaşamı değişmedi.
Ukrayna'da siyasi figürler kendi aralarındaki tansiyon ve çekişme, ülkenin alacağı konum, Kiev üzerinden iki kamp oluşmasını sağladı. Daha doğrusu VAR OLAN İKİ EKOL'ün görünmesinin önünü açtı. Putin'in SOROS tarafından sevilmediği SIR değildi.
Yuşçenko-Timoşenko- Yanukoviç gibi önemli isimler UKRAYNA'nın geleceği için sahnedeydi. Ancak Moskova da, siyaseti kullanarak SOROS'un burnunun dibine kadar gelmesini istemiyordu.
Konuşulan çok neden olsa da arada konuşulmayan asıl gerekçelerden biri buydu.
UKRAYNA önce TURUNCU DEVRİM'le tanışıyor ve Kremlin buna sessiz kalmıyordu.
Yanukoviç, Moskova yanlısıydı. İlk mücadeleyi o verdi. Gücü yetmedi.
Rusya'ya sığındı. Sonra askerler silahlar, Rus tankları sahne aldı. Çok insanın canı yandı. Son tahlilde KIRIM Rusya'nın oldu. O dönem Putin'e böylesine bir tepki verilmedi. Gariptir bütün çıkışların, ölçülü ve tahrip gücü fazla olmamasına dikkat ediliyordu.
24 Şubat'ta başlayan Rus harekatı KIRIM'ın dışında da UKRAYNA'yı kemirme operasyonu gibi görünüyordu. Haritayı alıp önünüze koyduğunuzda bile Ruslar'ın hem strateji hem ekonomik hem de askeri olarak ne kadar değerli noktaları ele geçirdiğini görürsünüz.
NATO ÜYELİĞİ şablonu altında başlayan SAVAŞ tüm AVRUPA'yı sardı Ukrayna'yı ise silip attı.
Gelinen nokta bu... Ruslar ve Putin, UKRAYNA'da hem AVRUPA'yı hem SOROS'u yeniyordu bence...
KÜRESELLEŞMENİN ana oyuncularından SOROS'un KİEV'e demir atması, belli ki bir süre sonra Moskova'yı sarsacaktı. Putin bunu bilecek kadar akıllı ve deneyimliydi. Silahla kurguyu bozma yöntemini seçti.
"Zor oyunu bozar" diye düşündü.
TURUNCU DEVRİM zamanında ne kadar insan ismi duyardık, okurduk!
Şimdi ise aşağı ZELENSKY yukarı ZELENSKY...
Ünlü para sihirbazı George Soros, geçtiğimiz yıl Davos'a katılmış ve orada durumu özetleyen bir çıkış yapmıştı. Soros gelinen noktayı "Dünya giderek birbirine taban tabana zıt iki yönetim sistemi arasındaki bir mücadeleye giriyor! Açık toplum ve kapalı toplum.
Ukrayna'daki savaş, Üçüncü Dünya Savaşı'nın başlangıcı olabilir ve medeniyetimiz bundan sağ çıkamayabilir.
Toplumumuzu korumanın en iyi ve belki de tek yolu Rusya lideri PUTİN'i mümkün olan en kısa zamanda yenmek" sözleriyle anlattı.
Yine geçtiğimiz yıl, Soros gibi dünyanın iyi bildiği bir diğer isim olan Kissinger da DAVOS'ta konuşuyordu.
Konu yine UKRAYNA SAVAŞIYDI... ABD'nin Soğuk Savaş stratejisinin mimarı, meşhur siyaset bilimci ve eski Amerika Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Ukrayna'ya bir çağrıda bulunuyor ve ortalık karışıyordu.
Kissinger, tehlikeyi görüyor ve yapılması gerekeni anlatıyordu: "Ukrayna, Rusya'nın şartlarını kabul etmek zorunda. Toprak verip barış yapmaları lazım.
Savaşın uzaması, hele ki Batı'nın daha çok dahil olması, Avrupa'nın istikrarını felakete sürükler. Savaş, daha korkunç bir hal almadan, Ukrayna'nın durumu kabul etmesi ve barış yapması lazım.
Barış yapmak için de Rusya'ya toprak vermeli..." 98 yaşındaki Henry Kissinger, ayrıca Rusya'yı izole etme politikası hakkında da şu yorumda bulunuyordu:
"Rusya, Avrupa'nın çok önemli bir parçası.
Avrupa güvenliği için çok önemli. Rusya'yı izole etmek, felakete sebep olur..." Aynı Kissinger önceki gün yine DAVOS'a bağlandı.
Yine önemli sözler etti: "Bu savaştan önce Ukrayna'nın NATO üyeliğine karşıydım, çünkü tam da gördüğümüz gibi bir süreç başlatacağından korktum. Artık süreç bu aşamaya geldiğine göre, bu koşullar altında tarafsız bir Ukrayna fikrinin anlamı kalmadı. Ukrayna'nın NATO üyeliğinin uygun bir sonuç olacağına inanıyorum..." Kissinger, çatışmanın tırmanmasını önlemenin yolu olarak şu reçeteyi sundu: Kiev, Washington ve müttefikleri şimdiye dek yaptıklarının aynısını yapmalı. Ukrayna'ya askeri ve mali yardım aksatılmadan sürdürülmeli. Moskova üzerindeki baskılar artırılmalı.
Bunun sonucunda Rusya'nın geri çekilmesi beklenmeli..." Henry Kissinger konuşmasına ise "BAŞTA DEDİĞİM YAPILMADIĞINDAN KORKTUĞUM OLDU" sözleriyle başlıyordu...
Savaş tüm hızıyla devam ediyor ve UKRAYNA'ya LEOPARD TANKALIRININ verilmesi gündeme geliyordu...
Leopard 2, 1970'lerde Krauss Maffei Wegmann şirketi tarafından Batı Alman Ordusu için 3'üncü nesil ana muharebe tankı olarak geliştirildi. Krauss-Maffei Wegmann bugüne kadar yaklaşık 3600 Leopard-2 savaş tankı üretti ve bunları birçok ülkeye teslim etti.
Bir ülkenin envanterindeki Leopard tankını başka bir ülkeye verebilmesi için Almanya'nın onayına ihtiyacı bulunuyor. YANİ ÜÇÜNCÜ bir ülke tankı yolladığı zaman ALMANYA yollamış olacaktı! Saatte 70 kilometre hıza ulaşabilen tankların menzili 450 kilometreye kadar çıkabiliyor. 120 milimetrelik yivsiz toplarla ve düşmanları uzun mesafeden tespit edip hedef almalarını sağlayan bir teknolojiyle donatılan tanklar hareket halindeyken düşmana saldırabiliyor.
Dört kişilik mürettebatı bulunan tanklar birlikler için mayın, tanksavar ateşi ve el yapımı patlayıcılar gibi tehditlere karşı "çok yönlü koruma" sağlıyor. Bu da savaşın ritminin ve içeriğinin değişmesini beraberinde getiriyor. Tanklar sahne aldığı an SİPER SAVAŞI bitecekti. Tanklar RUS BİRLİKLERİNİ dağıtma kabiliyetine sahipti. Yani işin rengi değişecekti...
BlackRock CEO'su Larry Fink de DAVOS'taydı. O da "2023 için kimse benden pembe bir tablo beklemesin" diyordu...
Bu şartlar altında Türkiye de seçime gidecekti... Çıkan sonucun dünyayı etkilemesi kaçınılmazdı... Öyle de olacaktı zaten...