BLACKROCK'UN ikinci Başkanı Philipp Hildebrand'ın dünya ekonomisi ve ABD'yle ilgili söylediklerini dün buraya taşıdım. Dünyanın değiştiğini, değişeceğini ve ABD'nin eskisinden daha güçlü olduğunu açıkladı.
Zaten dünyada olup biteni bilmeyenlerin ve görmeyenlerin yorumları dışında ABD'nin eski gücünü kaybettiğini söyleyen çok kişi de yoktu. Ancak Hildebrand "ESKİSİNDEN DAHA GÜÇLÜ" diyordu.
Bu ilginçti...
Açalım...
ABD Hazine Bakanı Yellen, küresel zorlukların üstesinden gelmek için Dünya Bankası'nın yenilenmesi çağrısında bulundu. Önceki gün...
Washington'da yapılan özel bir toplantıda konuşan YELLEN bankalara çağrıda bulundu.
Dünya Bankası ve kalkınma bankalarını, iklim değişikliği gibi acil küresel ihtiyaçları karşılamak için kredileri önemli ölçüde artırmaya çağırdı.
Dünya Bankası ve IMF'in DERİN ÇALIŞMALAR İÇİNDE olacağını ilan eden YELLEN, "KÖMÜRDEN UZAKLAŞMAK ŞART" dedi. Kömüre karşı PARA saçılacaktı. Peki neden?
Kime karşı?
İşte olan bitene buradan bakmakta fayda vardı. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ gibi çevreci şablonlar, sadece ÇEVRE ile ilgili miydi! Arkada yatan başka gerçek var mıydı?
Bunu anlamak için 1978'de ekonomisini roketleyen ÇİN'e bakmak şarttı. Çin nasıl oluyordu da böylesine rakipsizce, sınırsızca büyüyordu?
Ve şimdi kim ya da kimler Pekin'e "DUR" demek niyetindeydi? Ve bunu nasıl yapacaklardı?
İlerleyelim....
KÖMÜR, dünyada karbon oranı en yoğun fosil yakıt.
İklim değişikliği ile mücadele için kampanya yürütenler ve endüstri kaynaklı kirlilikten en fazla etkilenen kesimler, kömür kullanımının azaltılması için yoğun kampanya yürütüyor.
Buna ne kadar inanırsınız bilemem. Ancak durum bu.
Son yıllarda, Dünya Bankası, Amerikan Ülkeleri Arası Kalkınma Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası da dahil olmak üzere en az 100 büyük banka, kömür madenciliği veya kömürle çalışan santrallere yaptıkları finansmandan vazgeçti. Yani "PARA YOK" dediler.
Ancak ABD'nin yönettiği BANKALAR parayı kıstıkça bu alana bir DEV girdi. ÇİN!
PEKIN yönetimi, 2013 ve 2018 yılları arasında yurt dışı kamu finansmanının yarısını kömür santrallerine sağladı.
Cinping, sermayeyi KÖMÜRE yatırıyordu. Çin enerji kartını KÖMÜR üzerinden oynamaya başlayınca ve kredi yağdırınca AFRİKA gibi BAKİR ALANLAR da bundan payını almak istedi. Aynı şekilde ASYA ülkeleri de... Herkes kredi istiyordu. Zaten bittiğinde 126 ülkeyi kapsayacak olan İPEK YOLU'nda da KÖMÜRE yatırımlar hep başı çekiyordu!
Mesela geçen yılın bu döneminde Çin, 20 ülkede 44 yeni yurt dışı kömür santralini finanse etmeyi düşündüğünü söylüyordu. Bu, dünyada yapımı planlanan kömür santrallerinin üçte birini oluşturuyordu.
Cinping yönetimi, 2018'de geliştirilmekte olan 102 gigawatt'lık yeni kömür santrali projeleri için 36 milyar dolar ayırdı. Bu, Çin dışında geliştirilen tüm kömür santrallerinin dörtte birini kapsaması anlamına gelmekteydi. Bu yatırımlar 27 ülkede yapılıyordu. En büyükleri ise Bangladeş, Vietnam, Güney Afrika, Pakistan ve Endonezya'daydı.
Çin, şu anda dünyadaki kömürün yarısından fazlasını tüketiyordu.
2020'de üç milyar ton yaktı. Çin, mevcut 1100 gigawatt gücündeki kömür santrallerine ek olarak, yapım aşamasındaki yaklaşık 97 gigawatt ve planlanan 163 gigawatt'lık santrallerle beraber, bugüne kadar öngörülen en büyük kömür kapasitesine sahipti. Çin'in enerji tüketiminde kömürün kullanımını, yüzde 58'in altına inmiyordu.
Yenilenebilir enerji kapasitesi ve doğal gaz kullanımı artsa da son 10 yılda KÖMÜRÜN PAYINI yüzde 68'den yüzde 58'e düşürülebiliyordu. Doğal gaz, hidroelektrik, nükleer ve rüzgâr enerjilerini içeren temiz enerjinin toplam enerji tüketimindeki payı ise yüzde 25 civarındaydı.
Çin'de durum kabaca böyle...
Peki ABD bu işin neresinde?
Avrupa ne tarafa düşmekte?
Yine geçtiğimiz yılın bu dönemlerinde burada çok kişinin ıskaladığı önemli bir açıklama geliyordu. Kimden?
GEORGE SOROS'tan...
Ünlü yatırımcı Soros, Financial Times'ın ardından Wall Street Journal'a yazdığı yazıda Çin uyarısında bulundu.
BlackRock'a seslenen Soros, "Çin yatırımınız, müşterilerinizin paraları ve ABD'nin güvenlik çıkarları için büyük risk taşımaktadır" çıkışını yaptı. Çin liderini DEMOKRASİLER İÇİN BÜYÜK TEHLİKE OLARAK GÖREN SOROS, "AÇIK TOPLUMLARI YATIRIMLARINIZLA TEHLİKEYE ATMAYIN" dedi.
Devam edelim...
Çin'in döviz rezervini yöneten kurum CHINA INVESTMENT CORPORATION'dur.
Kısaca "CIC" diye tanımlanır...
2007 yılında kurulan China Investment Corporation (CIC), denizaşırı varlıkları yönetiyor.
Gariptir o tarihlerde bile BlackRock ile ortaklığı vardı!
Hatta ÇİN, "CIC" üzerinden AVRUPA'da pek çok alıma imza atarken, aslında arkadaki BLACKROCK adına hamle yapıyordu. Asıl patron Larry Fink'in yönettiği DEV'di.
Fink'in CEO'luğunu yaptığı BlackRock da China Investment Corporation üzerinden ÇİN'e giriş yapıyordu. Bu açıklandığı için SOROS tepki gösterdi.
Daha ilginci BlackRock'un ÇİN'i gizlice yönettiği kendi çalışanları tarafından sıkça dile getiriliyordu. Kitaplar yazan da vardı!
İşte bu güç İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ için start verdi. FOSİL YAKITLARA savaş açıldı. Kömür listede ilk sıradaydı... AVRUPA ve ÇİN'in fabrika ayarlarının bozulması gerekiyordu. Bir önemli hamle şarttı. Bu da Rusya'dan geldi.
Ukrayna'ya daldı. ABD kendi kurallarını örerek giderken hem AVRUPA hem de ÇİN ekonomik olarak gerilemeye başladı. Sarsıntı ortadaydı.
KÖMÜRE karşı açılan savaş ÇİN'in enerji güvenliğine saldırıdan başka bir şey değildi. Belli ki Çin de yeni rolüne hazırlanıyordu.
Törpüleniyordu.
Sahne önünde savaşanların arkasında bile BlackRock ve arkadaşlarını görmek garip değil mi? Savaşın, dönüşümün, bölüşümün arkasında nedense aynı güçler vardı. Dünyanın büyük çoğunluğu bilmese de İLGİNÇ değil mi? Ne diyordu Fink'in sağ kolu Philipp Hildebrand? Hatırlayın!
"Avrupa'nın siyasi bir birlik olarak ayakta kalması, ABD ve ÇİN dışında üçüncü bir ekonomik eksen olması çok zor..." Bu rüzgarı bilmek ve ona göre adım atmak zorundayız...