MEDYADA olanla gerçekte olan arasında büyük fark olduğunu düşünüyorum. Siyasilerin adımlarının tamamen sahici olduğun düşünmek son tahlilde yanılgıya götürür. ABD Başkanı Biden'ı, Dışişleri Bakanı Blinken'ı ya da Putin'i izleyerek söylediklerine bakarak doğru ve sağlıklı rota bulmak kolay olmayabilir.
İŞE, YANİ YAPILANA BAKMAMIZ ŞART!
Defalarca yazdığım gibi sorun Ukrayna ile Rusya arasında değil. Aslında hiç de olmadı. Yeni sistemi getirmek için kullanılan bir UKRAYNA'ya ihtiyaç vardı.
Startı da oradan verdiler. İki ülke dışına çıkıp bakarsak göreceğimiz budur.
Rakamlara girmek istemesem de küçük örnekler faydalı olacaktır.
Öncelikle şu an içinden geçtiğimiz dönemde SAVAŞ-PETROL-GAZ üzerinden yeni siyasi denklemin kurulduğunu bilmeliyiz. Çiçek-böcekuluslararası hukuk-adaletinsan hakları-dijitalleşme gibi kavramları bir yana bırakan ve İMHA GÜCÜ YÜKSEK oyuncuların sahne aldığı bir gerçek!
Nükleerin gölgesinde bir tarafta ABD, diğer yanda da Rusya... Bu net!
Petrolde üç büyük var.
Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan ve Rusya.
Mesela ABD günde 17 milyon varil petrol üretirken 11 milyonla Suudlar onları takip eder. Ruslar da 10.5 milyon varille üçüncü olarak listede yer alırlar. YANİ ABD'nin dünyanın başka yerinden petrol almaya ihtiyacı falan yoktur.
Yüzyılın başından beri yaptıkları, RAKİPLERİNİN PETROLLE BULUŞMASINI ÖNLEMEKTİR. Enerji yollarını donanmasıyla, NATO'suyla, üsleriyle kontrol etmesinin nedeni de aynı gerekçeye dayanır:
AVRUPA ve ÇİN kontrolsüz bir şekilde enerji ile buluşup büyümesin!
Rakip olarak sahaya inmesin... ABD kabaca bunu yapar. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra da Irak işgalinden sonra da Kaddafi'yi vurmasından sonra da Suriye'ye inmesinden sonra da Afganistan'a dalmasından sonra da en önemli motivasyonları buydu. Ve kendileri için son derece tutarlıydı. Doğal olarak DOLAR da REZERV para olarak tahtını koruyordu.
Ancak ABD petrole-silaha dayalı dengeyi kurarken, bir DESTEĞE ihtiyaç duydu.
O da Sovyetler'di. Sonra oyun bozuldu. 30 yıllık ara verildi. Şimdi belli ki eski denge yeni hassasiyetler üzerinden inşa ediliyordu.
Bu dengenin uzuvları belli olacak ve herkes kendi kampına koşarak gidecekti.
Putin'e yakın olan ORBAN bile direksiyonu kırdı NATO'ya "Buyurun gelin istediğiniz silahı istediğiniz yere koyun" teklifi yaptı!
Her ülke yeni yazılım gereği kendi kampına koşacaktı.
Türkiye de... Önemli olan kampı doğru seçmekti. Ve giderken de GÜCÜMÜZÜ bilerek PAZARLIK yapmaktı! PAZARTESİ günü Ankara'ya gelecek olan Alman Başbakanı Olaf Scholz ile BÜYÜK ÇOK BÜYÜK pazarlık başlayacaktı.
OSMANLI petrol nedeniyle tasfiye ediliyor, şimdi ise KÜRESEL DÖNÜŞÜM petrol-gaz üzerinden açılan yolla gerçekleştiriliyordu!
Devam...
Rusya üçüncü büyük petrol üreticisiydi.
Yaklaşık her gün ürettiği petrolün 5 milyon varilini AVRUPA'ya yolluyordu.
Günlerdir yazdığım gibi oyunu kızıştıran ABD ise AVRUPA'nın katılamayacağını bildiği halde fiyatları yukarı çekmek için RUSYA'ya "PETROL YAPTIRIMI" getiriyordu. Ve "Rusya'dan petrol almayacağız" diyordu.
Zaten "DOSTLAR ALIŞ VERİŞTE GÖRSÜN" diye Moskova'nın sattığı petrolün sadece YÜZDE 3'ünü alıyordu. Şimdi ondan da vazgeçiyordu. Avrupa ve Almanya ise asla ve kat'a böyle bir adım atamazdı.
Petrol için alternatif yol aramaya kalktığı an KREMLİN GAZI keser, hiçbir ev elektrik bulamazdı.
SİBİRYA yer değiştirir ALMANYA'nın kabusu olurdu!
Yaklaşık 2 hafta önce Avrupa'dan bazı sesler "GİDER KATAR'DAN GAZ ALIRIZ" demeye kalktı. Cevap anında geldi:
Katar olarak anlaşmalarımızı uzun süreli yaptık. Fazla gaz yok! Rusya gazda ALMANYA-İTALYAHOLLANDA- POLONYA- MACARİSTAN- BELARUS- TÜRKİYE ve ÇİN gibi ülkeleri kendine bağlı tutuyordu. Avrupa'nın zayıf tarafı gazdı. ABD tansiyonu yükselttiği zaman PETROL fiyatı fırlıyor, Kremlin kasasını dolduruyordu. Zaten petrolü Çin ve Hindistan'a satıyordu. Sorun yoktu karlılık çoktu. Ancak petrol nedeniyle GAZI kestiği an AVRUPA titrerdi.
Bu nedenle SCHOLZ belki de YÜZYILIN EN ÖNEMLİ TOPLANTISI İÇİN ANKARA'YA GELİYORDU. İkinci Dünya Savaşı'dan bu yana en önemli, en kritik, en stratejik döneme giriyorduk. Türkiye de burada kendi yolunu rotasını belirleyecektir. Ve bu yol 100 yıllık olacaktır.
Ocak ayından bu yana AVRUPA'da GAZ FİYATLARI YÜZDE 150 artarken bu rakam ABD'de YÜZDE 37 oluyordu! Bu denge içinde bir güç sahne alıyor ve ABD'ye sopa gösteriyordu.
NATO müttefiki Polonya Rus yapımı MIG-29 savaş uçaklarını Ukrayna'ya bedelsiz vereceğini açıkladı.
Ortalık anında karıştı. Bu NATO'yu RUSYA'ya karşı savaşa sürüklemekti.
İlk tepki nereden geldi?
"Bunu kabul edemeyiz" diyen ABD'den! MIG- 29 savaş uçaklarının NATO topraklarından Ukrayna'ya uçmasını "ENDİŞE VERİCİ" olarak değerlendirdi.
Silah-petrol-gaz üzerinden daha doğrusu İMHA GÜCÜ üzerinden yeni bir SİSTEME gidilmekteydi... ABD yanına aldığı pek göstermediği İNGİLTERE ile PETROL-GAZNÜKLEER üçgeninde yeni oyun kuruyordu.
Hedef ALMANYA ve AVRUPA'ydı. Sonra ÇİN!
Suudi Arabistan ve OPEC belki bu oyunu bozabilirdi ancak sesleri çıkmıyordu.
Çıkmayacaktı. Çünkü onlar da kazanıyordu! BÜYÜK kurgu tüm yönleriyle istikamete doğru ilerliyordu.
Ankara da YÜZYILIN SEÇİMİNİ yapacaktı.
Buna mecburdu. İzleyelim bakalım...