KLAVYENİN başına geçtiğim sırada Ukrayna ile Rusya, BELARUS sınırında müzakerelere başlıyordu...
Sonucu beklemeye gerek görmeden yazıya oturdum... Bir sonuç elde edilemeyeceği ortadaydı çünkü. Kırım da Donetsk de Luhansk da masada çözülecek kolay konular değildi. İki ülke arasındaki savaşa dönüşen çatışma, KÜRESELDİ! Bölge ile sınırlı değildi. Kimlerin hedef olduğu, kimlerin kayıp yaşayacağı ve kimlerin ne kazanacağının hesap edilmesi gerekiyordu. Takip edenler bilir!
Binlerce kez yazdım. Rusya asla ve kat'a ABD'nin rakibi olacak bir EKSEN olarak alan kaplayacak bir güç değildi.
ABD, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra SOVYETLER'e alan açtı. Rol verdi. Yalta'da!
Böylece silahların gölgesinde BARIŞI sağladılar.
70 yıl savaş olmadı!
1956'da SÜVEYŞ krizi patlak verdiğinde KADEŞ OPERASYONU başladığında DÜŞMAN KARDEŞLER FREKANSINDA bulunan ABD ile SOVYETLER olaya müdahil oldu! Paris ile Londra'yı NÜKLEERLE tehdit ettiler! Avrupa o gün de bugünkü gibi titredi!
Sovyetler'in dengenin tarafı olarak tercih edilmesinin nedeni, AVRUPA'nın ABD'nin gerçek rakibi olacak kapasiteye sahip olmasıydı! ABD, bu nedenle Sovyetler üzerinden AVRUPA'yı durdurdu! Kontrol etti. NATO ile şal gibi üzerini örttü. 1990'da bu yıkıldı.
Ve yeni denge için DÜNYA, TERÖRLE dolu 30 yılı geride bıraktı.
Ruslar'ın UKRAYNA'ya girme meselesinin arkasında ABD vardı.
Putin harekete geçtikten sonra bütün gözler ABD Başkanı Biden'ın açıklamalarına çevrildi. Özellikle 15 Temmuz Kalkışması'yla başlayan süreçte NATO'nun bittiği, öldüğü, devrini tamamladığı konuşuluyordu. Yeni yeni ittifaklar manşetlere taşınıyordu.
Oysa dikkatli olanlar bilecektir.
Yıllar önce BOSTON MARATONU bombayla sarsılıyordu ve ÇEÇEN iki kardeş suçlu ilan ediliyordu.
Çeçen iki kardeşin öne çıkarılması önemliydi! Çünkü olayın yaşandığı 2013 yılı, büyük kırılmanın olduğu tarihti.
Aynı dönemde Türkiye'de de dünyada da pek çok olay yaşanıyordu. ABD içindeki bir AKIL, RUSYA'yı daha o zaman "ÖTEKİ" yapmaya karar veriyordu. Yazmıştım!
Aradan geçen zaman içinde Trump'ın danışmanı Paul Manafort ve Biden'ın oğlu ile UKRAYNA meselesi de ısıtılıyor, sahneye sürülüyordu.
Rollerin dağıtımı sürüyordu yani... Şu an yaşanılan tablo için adımlar hızlı atılıyordu!
Çok kişi görmüyordu.
Peki ne oluyordu, ne olacaktı? Sanırım üzerinde durulması gereken sorular bunlardı...
Sovyetler yıkılınca ABD koştu, yetişti petrol fiyatlarını yukarı çekti. Yeltsin'den sonra Putin'in ömrünü uzattı!
Kasasını doldurdu. Ancak YIKILAN dengenin yerine yenisi kurulmamıştı. "Trump'ı BEYAZ SARAY'a RUSLAR yolladı" iddiası MOSKOVA'nın sahaya itileceği anlamına geliyordu. Öyle de oldu. Biden geldi Putin ile CENEVRE'de görüştü! Roller, replikler orada dağıtıldı! Rusya büyüyecekti.
Ancak kendisinden istenilenler vardı. Öncelikle UKRAYNA'ya girmesi gerekiyordu.
"NATO'YA ÜYE OLMAK" masalıyla bu mazeret KREMLİN'e sunuluyordu!
Amaç, aradaki sorunlara rağmen Kiev'den çok AVRUPA'nın hedef alınmasıydı.
Rus tanklarının, uçaklarını sesi Berlin'den de Paris'ten de duyuluyordu!
Nükleer korku ise faturanın diğer yüzüydü. Sadece Zelenski değil, bütün AVRUPALI liderler telaş ve korku içindeydi. Türkiye bile "BU SAVAŞ BİZE SIÇRAR MI ENDİŞESİ" taşıyordu.
Doğaldı. ABD yeni oyunu, eski partneriyle sahneye koyuyordu.
Ruslar silaha sarılıyor, UKRAYNA üzerinden dünyaya yayılan KORKU dalgasını başlatıyordu. BATI da YAPTIRIMLARLA karşılık veriyor ve Rusya da Putin de "ÖTEKİ" oluyordu.
Yani saflar netleşiyordu!
Durum böyle olunca "ÖLDÜ DİYE BAKILAN NATO" eskisinden daha güçlü bir şekilde dönüyordu! Pandemide ekonomisi yavaşlayan ABD, Rus korkusuyla günde 18 saat silah fabrikalarını çalıştırıyordu.
Herkes silah almak ve Rus korkusuna karşı koymak için siparişleri ABD'ye geçiyordu! Yeni fiyatlardan!
Avrupa, ABD olmadan kendini savunamayacağını bir kez daha görüyordu. Adeta İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın sonuçlarının devam ettiğini yaşayıp öğreniyordu. Petrol ve gaz fiyatları yükselerek AVRUPA ile Çin'in faturaları artıyordu! AVRASYA savaşla tanışınca doğal olarak AVRUPA ile ÇİN arasındaki bağ zayıflıyor ve kopacak noktaya geliyordu. Geçtiğimiz hafta da yazdığım gibi RUSLAR bu oyunu oynayınca Almatı'dan Bakü'ye kadar olan eksen egemenlikleri altına giriyordu... Kazakistan'daki KALKIŞMA bunun zeminini hazırlıyordu. Ruslar'a koca bir alan bırakılarak İMPARATORLUKLARINI geri almalarının önü açılıyordu.
Tabii AVRUPA'yı tehdit ettikleri sürece... ABD Afganistan'dan çıkarak bölgeyi bırakıyor, ÇİN'i de ASYA'da kısıtlamanın yolunu açıyordu. Bence özellikle Rusya ile ORTA ASYA'da baş başa kalacağımız bir periyot başlatılıyordu. Üstelik bu rekabet yayılarak büyüme potansiyeline fazlasıyla sahipti!
Ben Putin'e verilen İMPATORLUK SÖZÜNÜ geçtiğimiz hafta buraya taşırken ALMANYA BAŞBAKANI Olaf Scholz önceki gün çıktı ve "Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından savunma harcamalarını artırma kararı aldık. Savunma harcamaları için 100 milyar avro'luk özel bir fon kuruyoruz. Fonları gerekli yatırımlar ve silahlanma projeleri için kullanacağız" dedi. Scholz adeta beni onaylayıp "Dünya artık önceki dünyayla aynı değil" diyerek savaşın açtığı yeni yolu işaret ediyordu. Ancak yine geçtiğimiz hafta yazdıklarımı onaylayan asıl çıkışını sona bırakıyordu... Scholz, "Putin'in tarihselleştirdiği yazıları okuyan, onun Ukrayna'ya savaş ilanını izleyen veya benim gibi onunla saatlerce konuşan hiç kimsenin başka şüphesi olmaz. PUTİN BİR RUS İMPARATORLUĞU KURMAK İSTİYOR..."
Bence de böyle! Bu dengeden bakarak Türkiye önünde birden fazla seçeneğin olduğu yeni bir küresel seyahate başlamak üzere.
Bakalım Ankara hangi şıkkı işaretleyecek... Unutmayın TEZ de ANTİ-TEZ de ABD patentli! Umarım yanılırım.
Ancak ABD, Türkiye karşıtı bir takım adımları, RUSYA üzerinden atacak gibi de durmakta... Türkiye doğru ŞIKKI bulduğu an önünde bir engel kalmayacaktır...
Çok akıllı davranmamız gereken bir periyot içerisindeyiz. Herkes gibi...