Kürt kartı
GEÇTİĞİMİZ günlerde uzun zamandır görmediğim bir dostumu ziyarete gittim. Çok zamandır buralarda değildi.
Yurtdışındaydı.
PANDEMİDEN dolayı çok kez istesem de ulaşamamıştım.
Haber yolladı gittim.
Konu çoktu.
Ben sordum o cevap verdi.
"SAKIN YAZMA" diyerek konuştuğumuz için yine yüküm arttı...
Öyle böyle değil hem de...
BAŞIMIZA bela olma ihtimali taşıyan pek çok olay anlattı.
Daha bunlar buralarda konuşulmuyor bile...
İki noktada "net ve açık yazmama" şartıyla izin aldım...
"Türkiye istihbaratçı kaynıyor. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar yabancı unsuru, yabancılar için çalışan "YERLİ" görünümlü istihbaratçıyı görmedim. Her zaman DIŞ ODAKLARLA mücadele ettik.
Çoğunu bilirdik.
Şimdi her meslekte bu adamlar var. Medyada da... Ankara ve İstanbul'da da...
Dolu... Birkaç ülkeye çalışan birkaç grup var. YANLIŞ YÖNLENDİRME konusunda büyük çaba içindeler...
Siyasetin içinde yer bulmaları da zor olmuyor...
Bir de bunların kendi içinde mücadelesi var. Hepsi de burada... "Tabloyu düşün..."
Çok daha etkili ve derin konuları pas geçmek durumundayım...
"Önümüzdeki günlerde muhalefetin çalışmaları bir şekilde öne çıkartılacak. Kürt meselesinin yanı sıra başka alanlara da sıçrayacak bu. Şunu unutma muhalefetin ortak adayı bilinen, tahmin edilen isimler olmayacak. İlan edildiğinde herkes şaşıracak... Çok dar bir kadro bunu biliyor. Onlar üzerinde çalışıyor. Kabul eder mi etmez mi bilmiyorum..."
"Bu da olmadı" diyeceğinizi biliyorum.
Maalesef böyle... Daha fazlası mümkün değil...
Neyse...
Dünya dengelerinin yeniden kurulduğu bir dönemde Türkiye elbette çok önemli bir oyuncudur. Bunu sadece içerideki bazı arkadaşlar bilmiyor.
Dün Fransız Devlet Başkanı Macron'un AFGANİSTAN'da yedikleri gol üzerine IRAK'a yaptığı ziyareti, bunun bölgeye ve iç siyasete yansımasının nasıl olacağını anlatmaya çalıştım...
KÜRESEL DENGELERDE tesadüf yoktur.
Macron Irak'tan gittikten sonra sürpriz bir gelişme oluyor, CHP'den önemli bir heyet kalkıp IRAK'a gidiyordu. Hemen MACRON'dan sonra...
Heyet, Erbil'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani ile bir araya geldi. CHP ilk kez böyle bir adım atıyordu. Zaten bu da resmi açıklamaya not olarak düşülüyordu.
Bir de şu ilginç ifade yer alıyordu:
Barzani, Kürdistan Bölgesi'nin, her zaman zenginliğin bir sembolü olan çok uluslu, farklı etnik ve dinleri içinde barındıran ülke konumundaki Türkiye ile sürekli iyi ilişkiler geliştirmeyi arzuladığını kaydetti...
Bölgesel rüzgar estirme çabası gözlerden kaçmıyordu.
Aynı anda aynı noktaya hareket edebilen muhalefet PARLAMENTER SİSTEM İÇİN DE DÜĞMEYE BASIYORDU...
Bu ziyaretten sonra 6 muhalefet partisi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı güçlendirilmiş parlamenter sistem modeli için bir araya geliyordu...
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi temsilcileri aynı masanın etrafında toplanıyordu.
"Güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisinden "güçlü bir parlamentonun anlaşılmaması" gerektiği vurgulanıyor, en önemli noktanın "kuvvetler ayrılığı ilkesi" olduğu dile getiriliyordu.
"Gensoru uygulamasının yeniden inşası" bile masaya gelirken asıl parantez ORTAK ADAY üzerinde açılıyordu! Ve "Tüm kesimleri kucaklayan, tarafsız Cumhurbaşkanı" ilkesi canlanıyordu!
Ziyaretine gittiğim dostumun söylediklerinden sonra 6 muhalefet partisinin bir masanın etrafında toplanması ve "TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI" tezi acaba siyaset dışında önemli birini mi işaret ediyordu..
Düşünmeden edemedim...
AVRUPA'nın KÜRT kartı üzerinden yeni bir oyun için start verdiği sanırım artık SIR değil. Daha önce çok kez yazdığım gibi muhalefetin tamamına yakını bazı önemli hususlarda AVRUPA gibi düşünmekte. Bir araya gelme nedenleri de bu...
TARAFSIZ ve herkesi kucaklayan bir ADAY üzerinde çalışan muhalefet KÜRTLER'in oyunu eksiksiz alacak bir isim üzerinde duruyor gibi...
Üzerinde çalışılan proje bu! Zaten bir süre sonra gündemi bu işgal edecek gibi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.