ERGÜN DİLER

Yeni format

ASLINDA parçaları toplamayı ve bir araya getirmeyi becerdiğinizde olup biteni anlamak çok da zor olmuyor… Dikkatli bakınca ABD-İNGİLTERE- TÜRKİYE üçgenini de anlıyorsunuz, CHP'nin YENİ AÇILIM atağını da…
ABD'nin Afganistan'dan AVRUPA'ya haber vermeden çekilmesi zaten sallanan ittifakı fiilen bitirdi. Bu olayın hemen arkasından AVRUPA ORDUSU sesleri yükselmeye başladı.
Gelecek yıl da kurulacaktı zaten… Başka da seçenekleri yoktu.
Biden'ın ÇEKİLME EMRİNİ vermesinden sonra taşlar yerinden iyice oynadı. Daha öncesinde "NATO'NUN BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ" sözleriyle "BOŞANMAYI" duyuran Macron, Ağustos'un sonu gibi IRAK'a gitti. Çok üzerinde duran olmadı.
Iskalandı. Afganistan'daki SKANDALDAN sonra Avrupa, özellikle Fransa büyük bir adım atıyordu.
Yeni dengeye yeni oyunla karşılık veriyordu.
Macron, Irak'ın başkentinde düzenlenen "Bağdat İş Birliği ve Ortaklık Konferansı"na katılıyor ve önemli mesajlar veriyordu.
Fransız lider "Koşullar ne olursa olsun, Amerikan birliklerinin ülkeden çekilmesi durumunda bile, Iraklılar yanlarında Fransız varlığını görecekler…" diyordu.
Avrupa, Kabil'de yediği golü Bağdat'ta çıkarmaya çalışıyordu. "Irak'ta kalabilecek operasyonel kapasiteye sahibiz" notunu da düşüyordu.
Macron, konferansın ardından IŞİD'in 2014'te halifeliği ilan ettiği Musul'a geçti. IŞİD saldırılarıyla yıkılan El Nuri Camii'ni ziyaret etti. "IŞİD, bir ölüm ve gericilik projesidir" dedi.
Erbil'e de geçen Macron KÜRT KARTINI masaya sürdü… Macron ziyaretinde Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi, Neçirvan, Mesrur ve Mesud Barzani ile görüştü. Sanırım Neçirvan Barzani ile BAŞKANLIĞI boyunca yaptığı 6. görüşmeydi… Fransız lider her şartta Neçirvan Barzani'ye destek veriyordu.
Fransa'nın KÜRTLER'e ilgisi Danielle Mitterand'a kadar uzanırdı.
Özellikle 15 Temmuz'dan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri SURİYE'de sınır ötesi pek çok harekata imza attı. Karşımızda Esad olsa da arkada RUSLAR yer almaktaydı. Ancak bir de görünmeyen FRANSIZ ELİ vardı.
LAFARGE'ın desteğiyle yapılan sığınakları hastaneleri görsek bile Paris'in SURİYE'deki gücünü tam olarak bilmiyorduk. Fransa belki ABD gibi süper güç değildi. Ancak Afrika ve Ortadoğu'da ETKİLİ GÜÇLÜ AİLELER üzerinde muazzam etkisi vardı. Suriye'de DEVLETİN SAHİBİ OLAN AİLELER DE PARİS'e bakardı… Şam ile Paris arasında özel hat bulunmaktaydı… Fransa'nın ya da Almanya'nın buralarda da güçlü olduğunu söylemek gerçekçi bir yaklaşım olurdu… DERİNLERE inen fay hatları vardı!
Neyse…
Macron, Afganistan'da yaşanan gelişmelerden sonra AVRUPA ORDUSU için olduğu kadar bölge için de öne çıktı.
Görmesek bile arkada ALMANYA hazır bulunmaktaydı.
Macron'un BAĞDAT'a gitmesi, gücünü ortaya koyması "Buralardayız gitmiyoruz" demesi yeni dengenin sonucuydu.
Günlerdir yazmaya çalıştığım gibi AVRUPA buralara basınç uygulamak isteyecekti. Rusya ve Türkiye gibi iki önemli oyuncuyu ya da en azından birini yanlarına almak durumundaydılar…
AVUSTRALYA'nın Fransa'ya verdiği NÜKLEER DENİZALTI siparişinden cayması savaşın geldiği yeri göstermekteydi. Ve bu iş gelip bizim sınırlarımıza dayanacaktı. Türkiye, AVRUPA ile yolları ayırmıştı. Rusya ise derin bağları canlı tutmaktaydı…
Tam da bunlar olurken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sahne aldı. Kılıçdaroğlu "Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz" çıkışı yaptı.
Bahçeli ise "HDP'yi meşru organ görmek demek, PKK'yı muhatap almak demektir" sözleriyle karşılık verdi.
İYİ PARTİ ise CHP'nin yanında konumlanmakta gecikmedi…
Peki bunlar sürpriz mi? Elbette değil.
Binlerce kez yazdığım gibi DÜNYANIN ÇATISINDAKİ DEĞİŞİKLİK ya da YENİ FORMAT Türkiye'de anında görülürdü. Şimdi de öyle olmakta… CHP'nin "KÜRT MESELESİNİ" tartışmaya açması uzun zaman sonra GÜNDEMİ BELİRLEMESİ olarak algılanabileceği gibi bölgesel politikalarda öne çıkacağının da işaretiydi.
Tam da aynı zaman diliminde ESAD, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu ŞAM'a davet ediyordu…
Avrupa bütün gücüyle BÖLGEYİ Türkiye'ye itecekti. Amaç Erdoğan'ı tasfiye etmekti. AK PARTİ'yi dağıtmaktı.
Kürt meselesini gündeme getiren Kemal Bey dün de ''Bu ülkeye barışı dostlarımızla getireceğiz'' diyordu. "DOSTLAR" birlikte oyun kuruyor Türkiye'nin yer aldığı ekseni çatlatmak istiyordu. Daha önce de yazdığım gibi gözümüzün kulağımızın GÜNEY SINIRLARINDA OLMASI
GEREKİYORDU
Kılıçdaroğlu'nu davet eden Esad'ın bir süre önce Kremlin'de olduğu unutulmamalıydı…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.