Afgan’ist’an!
ÇiN devlet başkanı, 2013'te İPEK YOLU PROJESİNİ ilan ettiği zaman yeni bir sayfanın açılmak üzere olduğunu çok kişi anlamadı.
Aynı tarih TÜRKİYE için de sarsıntıların iyice arttığı yıldı. Ancak eksik olan önemli bir şey vardı! Çok kişi onu atlıyordu. İPEK YOLU'nu hayata geçirmek için Çin öne çıksa da birkaç yıl önce konu ABD'nin masasındaydı...
ABD İPEK YOLU için özellikle CENTCOM'dan o zamanki komutan David Petraeus'tan ve daha sonra o göreve gelecek olan Jim Mattis'ten dosyalar alıyordu.
Ve PENTAGON AFGANİSTAN üzerinden İPEK YOLU HAMLESİNİ savunuyordu. Zaten 2011'de Hillary Clinton bunu ilan ediyordu:
ABD, bütün bölge için olumlu bir planı masaya koydu. Biz sadece teröre karşı durmuyoruz, aynı zamanda bölgesel ekonomik entegrasyonu destekliyoruz. Afganlar, Pakistanlılar, Özbekler ve diğerlerinin ticaret yaparak, para kazanmalarını ve Hint pazarına çıkmalarını istiyoruz..."
ABD'nin bu stratejisi yani Yeni İpek Yolu konsepti 2009 yılının sonlarına doğru ortaya çıktı. 22 Eylül 2011 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Afganistan Dışişleri Bakanı Zalmai Resul ve Almanya Dışişleri Bakanı Gido Westerwelle'ye konuyu anlatmıştı!
Trump BAŞKANLIĞI bırakmadan önce HİNDİSTAN'a gidiyor ve Çin'in önünü kesmek için güvenli koridor bulunuyordu.
Jim Mattis, bölgeyi iyi bilen bir askerdi.
Bakanlık da yaptı.
Lockheed Martin'in derin konseyine üyeydi.
Ve sık sık "Afganistan'ı kaybedersek ardından Ortadoğu ve Körfez elden gider. Sonra sıra Türkiye'ye gelir.
Ortadoğu ve Afrika'da yaşama şansımız kalmaz..." diyordu.
Rasyonel bir isimdi. Dick Cheney'nin en güvendiği askerlerdendi...
Ancak Çin'in yürümesi gerekiyordu.
Öyle de oldu... Çin'in yürümesine İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra karar verildi. İki ülke arasındaki trafiğe bakıldığında DEVLET BAŞKANLARI düzeyinde muazzam temasları görüyorduk.
Nixon'dan Biden'a kadar...
Ticari ilişkiler daha doğrusu ABD'nin ÇİN yatırımları 1970'lerde başlasa da askeri ticaret REAGAN döneminde ciddi mesafe kat ediyordu. Başkan Reagan, Nisan 1984'te Çin'i ziyaret etti ve Haziran ayında ABD Hükümeti, Pekin'in ABD askeri teçhizatı satın almasına izin verdi. Ancak ilişkiler zaman zaman basınçla tazeleniyordu! Daha doğrusu ABD bir şekilde ÇİN'i uyarıyordu...
NATO'nun Sırplar'a yönelik hava harekatını hatırlayın...
NATO savaş uçakları, Belgrad'a çok şiddetli bir hava saldırısı düzenledi.
Başkanlık komuta sığınağı ve "SIRP kasabı" Arkan'ın "Kaplanlar" denilen adamlarının karargah olarak kullandığı otele bomba yağdı. Jetlerden biri, büyük bir yanılgıyla, Çin Büyükelçiliği binasına üç tane füze attı. Bir bölümü yıkılan bina, alevler içinde kalırken, olayda ikisi gazeteci üç kişi öldü, iki kişi kayboldu, 20 kişi de yaralandı. Haliyle bu haber dünyada şok etkisi meydana getirdi.
Çin çılgına döndü.
Diplomatik gerilim yaşandı. Ancak bir süre sonra yumuşama oldu.
Yaklaşık bir yıl sonra Başkan Bill Clinton, Pekin'e ABD ile yüksek frekansta ticaret yapmanın önünü açtı.
Çin'in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasını sağladı.
Aradan geçen 6-7 yılda ÇİN, ABD'de en çok para tutan ülkeler liginde ilk sıraya yükseliyordu.
Borsa-tahvil gibi enstrümanlarla...
İPEK YOLU'nun 2013'teki ilanından sonra en çok sarsıntı yaşayan ve yoluna DEĞİŞEREK DEVAM EDEN ülke Türkiye oldu. ABD, Çin'i kontrol edecek hamlelerden vazgeçmeden ilerlemek niyetinde. ULUSAL GÜVENLİKLERİ için hem AVRUPA'yı hem ÇİN'i aynı frekansta tutmak durumundalar.
Bunu da tek başlarına yapma ihtimalleri yok.
İPEK YOLU projesinin kalbinde ise TÜRKLER ve MÜSLÜMANLAR vardı. Bunu Çin de ABD de bilmekte. Bazıları DEVLETİN YENİ YÜZYILA UYGUN ADIM ATTIĞINI ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYOR.
Başkan Erdoğan'ın, Diyanet İşleri Başkanı'nı yanına almasına, dua edilip açılışların yapılamasına itirazları var. Savunma Bakanı Hulusi Akar'ı ya da yüksek yargıdan birini BAŞKAN ERDOGAN'ın yanında dua ederken gördüklerinde kimyaları bozuluyor...
Oysa İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra nasıl KOMÜNİZMLE MÜCADELE ROLÜ üslendiysek, şimdi de pastadan büyük pay almak için değişime uygun hareket ediliyordu.
Yeni KÜRESEL DENGENİN ruhuna uygun adım atılıyordu.
Yapılan hamleler 100 yıllıktı...
Iskalanan buydu.
Öfkelerinden olup biteni anlamaya fırsat bulamıyorlardı...
Bu kafayla anlamaları zaten zordu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.