ERGÜN DİLER

Futbolda müsilaj

MİLLİ üzüntü sürmekte.
Gerçekten hiç kimse bu kadar kişiliksiz, bu kadar dirençten uzak, bu kadar turnuvaya sırtını dönmüş bir takım beklemiyordu.
Suçlu aramaya gerek yok! Herkes bu tablonun sorumluluğunu almalı.
Futbolu yönetenlerden teknik heyete kadar uzanan bir YELPAZE var.
Sorumlular burada.
Adım atılır mı bilemiyorum!
Atılsa çözüm mü? Hayır değil…
Mesele olanı yıkmak değil, yeniden inşa etmek! Akılla bilimle doğru isimlerle…
1990'dan günümüze kadar FEDERASYON BAŞKANLIĞI yapmış isimlere göz gezdirdim. Siz de gezdirin! Bakalım futbolu bilen kaç kişi bulacaksınız.
İşiniz zor. Uyarmadı demeyin! Teknik adamlar da aynı şekilde. O gidiyor, bu geliyor olmadı diğeri kapıya yüklenip aralayıp koltuğu kapıyor. YİNE ÖYLE OLACAK! Yine isimlerle uğraşılacak. Yine sonuç alınmayacak…
Mümkün değil…
Örnekle gidelim…
Herkes kabul eder ki AJAX bir ekoldür! Kulüp yılda üç veya dört kez kurs düzenler. 1500 ile 2000 çocuk buraya katılır. 3 gün sürer. Çok kapsamlı testten geçirilen gençler birkaç MAÇTA oynatılır.
Herkese verilen ÖZEL NUMARALARLA izlemeye alınırlar. Başarılı olanlar AJAX alt yapısına kayıt edilir. Daha sonra ise bu çocuklarla 5-6 yıllık kontratlar yapılır. Ajax'ın yıllık bütçesi 50 milyon dolar civarında… Bu paranın büyük kısmı ALT YAPIYA AYRILMAKTA. BİZ DE OLMAYAN DA
BU ZATEN… Alınan çocuklara ilk günden itibaren 3-4-3 sistemi öğretilir. Uyurken bile bunu sayıklarlar. Alt yapıdaki bütün takımlar bu sistemle sahada yer alır… Oyuncunun mevkii belirlendikten sonra GÖREVİYLE ilgili yükleme yapılır. Hafta sonları maç vardır. Gençler oynadıkları alanın nasıl kullanıldığını görmeleri için TOP TOPLAYICILIĞI yaparlar.
Sahadaki yıldızla giderler, yıldızla gelirler. Onlar içeride bunlar çizginin dışında!
Görerek de öğrenirler!
KOLLEKTİF ÇABA ve TAKIM ANLAYIŞI her şeyin üzerindedir!
Johan Cruyff, Johan Neeskens, Marco van Basten, Frank Rijkaard, Edwin van der Saar, Edgar Davids, Clarence Seedorf, Patrick Kluivert, Frank de Boer, Ronald de Boer ve Dennis Bergkamp gibi onlarca dünya yıldızı böyle yetişti! Bir de meselenin eğitim yanı vardı! Burada hiç olmayan…
Ajax için önemli olan okuldaki eğitimdi. Bir genç oyuncu futbol nedeniyle derslerinden geri kalırsa hemen devreye özel öğretmenler giriyordu.
Uzak yerlerdeki turnuvalara gidilirken uçakta eğitim verildiği çoktu. Uçak "sınıfa" dönüşüyordu yani.
Kulüp sadece iyi futbolcu değil iyi de insan yetiştirmek istiyordu… Derslere girmeyip asan ya da kötü not alanlar kadroya alınmıyordu!
Okulla futbolu birlikte götüremeyenler kulüpten uzaklaştırılıyordu!
Bu nedenle çocuklar AJAX otobüsleriyle evden okula, oradan da antrenman sahasına geliyordu. Aynı şekilde de evlerine dönüyorlardı.
Bizdeki gibi babadan anneden harçlık alıp antrenmana yetişmek için binlerce kişinin kullandığı ulaşım araçlarına mahkum olmuyorlardı…
Sahaya inmeden yorgun düşmüyorlardı yani! Bütün bu parlak gençleri de 15 kişilik ARAMA-TARAMA ekibi buluyordu!
Alt yapıda 10 antrenör görev yapıyordu.
Ayrıca doktor, 6 masör, fizyoterapist, 3 kişilik sağlık ekibi, gençlerin günlük besin ve vitamin ihtiyacını almalarını sağlayan diyet uzmanları da görev alıyordu. Oyuncular öğle aralarında piyano kursu bile alabiliyorlardı!
Bir de madalyonun diğer yüzü vardı!
Ajax'ta disiplin HER ŞEYDİ! Her futbolcuda bir kural el kitabı vardı.
Örnek olarak, cep telefonu kullanmak, küpe ve kep takmak yasaktı.
Bu kurallardan birini çiğneyen, Ajax'ın geleneklerine ve imajına zarar verdiği düşünülüyordu.
İlk önce yazılı uyarı veriliyordu.
Tekrarı yaşanırsa ise oyuncunun başka şansı yoktu!
Gönderiliyordu! EL KİTABI AJAX'ın anayasasıydı!
Amacım AJAX'ı göklere çıkarmak değil.
Bu sadece bir örnek!
Dileyen BARCELONA'ya ya da Bayern Münih'e baksın…
Kulüplerimiz Aragones- Joachim Löw-Bernd Schuster-Michael Skibbe- Mircea Lucescu-Eric Gerets- Karl Heinz Feldkamp-Nevio Scala-Frank Rijkaard- Gordon Milne-Graeme Souness-Guus Hiddink- Héctor Cúper-John Toschack-Jean Tigana- Vicente del Bosque'yi getirdi. AYSBERG'in sadece görünen yüzüyle ilgilendik.
Kemal Ulusu-Erdoğan Ünver-Erdenay Oflaz- Ali Uras-Şenes Erzik- Abdullah Kiğılı-Haluk Ulusoy-Levent Bıçakçı- Hüsnü Güreli gibi isimlere de FEDERASYON BAŞKANLIĞI verildi…
NE OLDU?
Bir turnuvaya katıldığımız zaman bile milli bayram ilan edildi. Gittiğimiz turnuvalardan pozisyona giremeden döndüğümüz bile oldu. Türk futbolundaki PARA büyük. Hak etmediği kadar büyük!
Bunun alt yapıya gideni ne kadar? Bilmiyorum!
Giden bir şey var mı?
Sanmıyorum!
Gençler-yeşil saha-kulüpokul- sistem-gelecek arasında dokunan bir YAZILIM var mı? YOK!
Üzerinde çalışan var mı?
YOK! Eğer cevap yoksa başarı da YOK
15 milyonluk HOLLANDA bir şehir dolusu dünya yıldızı çıkarırken bize de izlemek düşer...
Bu kadar basit…
VERİLER DEĞİŞSİN Kİ SONUÇ FARKLI OLSUN!
Umarım bu kez yaparız… Johan Cruyff'ün bu sözünü de hiç akıldan çıkarmamak gerekir:
Futbol basit bir oyundur. Zor olan onu basit oynamak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.