SON günlere baktığımızda eskiye sürüklendiğimizi görmek zor değil. Her ne oluyorsa oluyor ve Türkiye bir şekilde geçmişin kirli paslı limanlarına demir atmaya zorlanıyor. Eskiye ait olan DİL-OYUNCULAR-HESAPLAŞMA ortaya çıkıyor ve zaman boşa harcanıyor...
Albert Einstein ne diyordu: "Dünyayıkurtarmakiçin birsaatimolsaydı; ellibeşdakikasını problemitanımlamaya, kalanbeş dakikayı daçözümü bulmayaayırırdım..."
Bir şekilde birileri bizleri eskide tutmak istiyor gibi.
Oysa alınacak, gidilecek çok yol var... MAYIS'ın başında ABD SAVUNMA BAKANI uzaklarda önemli şeyler söyledi.
Kimse üzerinde durup düşünmedi bile.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, ABD ve müttefiklerinin yeni bir askeri çatışma türü için hazırlanmaları gerektiğini söyledi.
Pearl Harbor- Hickam Üssü'nde konuşan AUSTIN"Bir sonraki büyüksavaşta savaşmaşeklimiz,son savaşlarımızdançok farklıgörünecek" dedi. Austin son yirmi yılın çoğunu "eski savaşlarıyürüterek" geçirdiklerini belirtip "5 tane çatışma alanı var. Hava, kara, deniz, uzay ve siber uzay..." dedi.
Savaşın tanımı da boyutu da değişiyordu belli ki... TARİHİN yazıldığı, kitaplarda okuduğumuz SAVAŞLAR bambaşka bir model olarak karşımıza gelecekti.
Gelelim ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley'e...
Sanki SAVUNMABAKANINItamamlıyordu. Ya dabirlikte bir şeyi tarifediyorlardı..
Milley, HavaKuvvetleri Akademisimezunlarına konuştu.
100'den fazla mezun, ABD'nin en genç askeri şubesi olan Uzay Kuvvetleri'ne katılmaya hazırlanıyordu.
Teknoloji çağında yaşadıklarını söyleyen ABD Genelkurmay Başkanı Milley "Yapay zeka, robotik, insan mühendisliği, hipersonik, uzun menzilli hassas ateş sistemiyle birlikte, artık insanlık tarihinde daha önce hiç var olmayan menzillerde hedefleri görebilir ve vurabiliriz..." dedi.
Bu kadar iddialı cümlelerden sonra " Yeni teknolojilere hakim olan, bunları doktrinle birleştiren ve onlardan yararlanmak için liderlik geliştiren ülke bir sonraki savaşın başında belirleyici bir avantaja sahip olacak..." sözleriyle konuşmasını bitirdi...
Sanki "Artık savaşları başlamadan bitirecek teknolojiye sahibiz" diyordu. Ya da hayalini söylüyordu.
Bilemem...
ABD'nin TRUMP'la birlikte başlattığı UZAYKUVVETLERİ'ne bir de ÇİN gözlüğüyle bakmak istedim...
Daha iyi anlamak için... Acaba PEKİNYÖNETİMİ bu faaliyetlere nasıl bakıyordu?
Herhangi bir tedirginlik var mıydı? Karşı çıkış söz konusu muydu?
Farklı zamanlarda farklı yerlerde aynı şeyleri söylüyorlardı...
"ABD söz konusu eylemleriyle, uzayın barış ve güvenliğine doğrudan tehdit oluşturuyor.
Çin bundan derin endişe duyuyor ve kararlılıkla karşı çıkıyor.
Uzayın silahlandırılmasını onaylamıyoruz.
Dünya üzerinde söz sahibi ülkeler bir araya gelip ABD'yi bu eylemlerden döndürmelidir..."
Çin'in söyledikleriyle bizi sürüklemek istedikleri gündem arasında en küçük bir ortak payda var mıydı?
Sanırım yoktu!
Trump yaklaşık 1TRİLYON DOLARayırdığı askeri bütçedenUzay Kuvvet Komutanlığıkurmuştu.
Dünyanın gittiği yer belliydi. 5G-6G ile artık "SIR" diye "GİZEM" diye bir şey kalmayacaktı.
Uzaydan gelen bir saldırıda sınırların, birliklerin, düzenlerin, kalabalıkların eskiye ait savunma sistemlerinin bir önemi olmayacaktı. ABD İKİNCİ BÜYÜK SAVAŞ bittiği halde, sonucu belli olduğu halde ATOM BOMASI atarak Japonya'yı cezalandırdı.
Dünyayı da korkuttu.
Şimdi de "UZAYKUVVETLERİ"ve "SAVAŞINDEĞİŞTİĞİNDEN" sözediyorlar...
Geleceği eski şablonlar üzerinden okumak artık mümkün değildi.
Tek bildiğim eski tartışmalara zaman ayırmak BÜYÜK kayıptı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.