Ustaca hareketsizlik
İç siyaset bunun en net görüldüğü alan. Muhalefete baktığınız zaman, eleştirilere kulak kabarttığınız zaman bunu görmek zor değil.
Hukukun olmadığından, tek adam yönetimine kadar her şey söylenmekte... İyi de neden? Asıl rahatsızlık veren ne? Neden bu kadar peş peşe karşılıklı hamleler gelmekte?
Kim ne istemekte?
Gelin hem küresel hem yerel ölçekte buna bakalım.
Mücadeleyi anlayalım... Adım adım gidelim...
Merkez Bankası Başkanı görevden alındı. İlk kez mi oldu bu? Hayır. Peki dış tepkiler neden böyle yükseldi?
Onlara ne? Ne için bu kadar ilgililer... Yabancılar içinde abartanlar var... "Erdoğan arzu ettiği gibi düşük faizleri belirleme serbestisine sahip olmadığını bir şekilde anlayacak...", "Erdoğan ve Merkez Bankası gönülsüz de olsa piyasalara teslim olacak.
Taşıyabileceklerinden daha büyük yükü sırtladıklarını fark etmeleri gerekiyor...", "Erdoğan kazanamayacağı bir savaşın içinde..." Açalım...
Çok yazılıp çizilen bir HİNT-PASİFİK gerçeği var... Aslında "HİNTPASİFİK" bir toplanma çağrısıdır... Çin gücünü sulandırmak ve emmek için bir kod'dur. Hint-Pasifik, iç denizler ve BATI ile dünyanın atölyelerini birbirine bağlayan küresel ekonomi için hayati önem taşıyan entegre yollardır... Dünya ekonomisinin neredeyse yarısı burada. Nüfusunun da... Dünyanın en kalabalık iki ülkesi Çin ve Hindistan...
Dünyanın ikinci ve üçüncü büyük ekonomileri, Çin ve Japonya... Dünyanın en büyük demokrasisi Hindistan... Dünyanın en büyük iki Müslüman nüfusu, Hindistan ve Endonezya...
Çin pandemiye, CORONAVİRUS'e rağmen %2.1 büyüdü. ABD % 3.5, Avrupa Birliği ise % 6.8 küçüldü. Shenzhen, Şangay ve Hong Kong 14 trilyon doların üzerinde bir toplam piyasa değerine sahiptir. Amerikan Borsası kadar büyük olmasa da hala dünyanın en büyük ikinci borsasıdır. Bir önceki yıl Çin tek başına KÜRESEL BÜYÜMENİN YÜZDE 41'İNİ OLUŞTURDU...
Buna benzer daha pek çok veri mevcut. Bu nedenle ABD'nin başını çektiği KORO hamle yapmak için ellerini birleştirdi. ABD'nin yeni stratejisi "USTACA HAREKETSİZLİK" olacaktır... Japonya'dan Avustralya'ya kadar her devleti harekete geçirerek bölgede kan dolaşımını hızlandırdı. Donanmasını oralara yollayıp Çin'in alışık olmadığı iklimi meydana getirdi. KÜRESEL İNGİLTERE idealini taşıyanlar da sembol gemilerini o sularda yüzdürerek bayrak gösterdi. Washington'da bir aklın önde tuttuğu UYGUR KARTI, ÇİN'de iş yapan markalar üzerinde kılıç gibi sallandırıldı... Çin'de iş yapmanın, para getirse de itibar götüreceği stratejisi şekillendirildi... YAHOO örneği tekrar canlandırıldı...
ALİBABA'nın YÜZDE 40'ına sahip olan şirketin hisseleri zorunluluk sonucu sattığı iddiası yinelendi.
Perde gerisinde bunlar olurken Çin'in bölgede sorun yaşadığı ülkelerin sayısı artırıldı... Mesela Hindistan, Vietnam, Tayvan, Güney Kore ve Japonya, potansiyel Çin tehditlerine yanıt olarak silahlı kuvvetlerini modernize ediyor. ABD SİYASİ MAÇOLUK yapmadan ilerliyor yani...
Türkiye de Libya'dan Kazakistan'a kadar olan koordinatta TÜRK HATTINDA yol alıyor.
İPEK YOLU yeni denklem ise Türkiye orada yerini alıyor. NAHÇIVAN KORİDORU ile HİNT-PASİFİK ekseninin gölgesi olan kara kısmının en önemli parsellerini topluyordu...
Ankara çok ciddi olarak eksen değiştiriyordu.
DOĞU'ya taşınıyordu.
İşaretler bu yöndeydi.
Tarih bize göstermiştir ki bu DÖNÜŞÜMLER HERKESTEN EVET alınarak yapılacak işler değildi. Kaldı ki SİYASET YELPAZESİNE
BAKILDIĞINDA buna EVET diyecek çok parti ve lider yoktu... Erdoğan ve Bahçeli bence burada DEVLET AKLINI yanlarına alarak ilerliyorlardı. Vakit kaybetmemek için de hız yapıyorlardı. Anlaşılmayan ve yanlış tartışılan konu buydu...
Muhalefet bu eksene karşıydı.
Ellerinde OLUMSUZ VERİ olmadığı için de içeride çok iş yapan şablonlarla muhalefet etmekteydiler... Oysa konu bambaşkaydı...
KANAL İSTANBUL'un yapılma amacı belliydi.
Türkiye, İPEK YOLU'nun 14 ülkesini omuzlayacaktı. Bir merkez olarak yükselmenin önemli bir adımıydı. Çin-İPEK YOLU-İNGİLTERE merkezinden bakıldığında bunu görmek zor değildi.
Ancak ABD penceresinden baktığınızda elbette sıkıntı vardı. Zaten S-400'lere kadar uzayan tartışmanın ana üssü Ankara'nın ORTA ASYA'ya ellerini uzatmasıydı... Bu nedenle Biden "USTACA HAREKETSİZLİK" ilkesine bağlı kaldığı için Ankara'yı aramadı. Çin'in etrafında sorunları biriktirip "Buyurun biraz siz uğraşın.
Bahar ayları geçti" frekansını hayata geçireceklerdi.
Markalarını Çin'den Hindistan-Vietnam-Tayvan'a çekecek, orada kalanlar da TRIO yani Apple- Google-Microsoft tarafından itibarsızlaştırılacaktı... Çin önüne konulan şartları kabul edene kadar... Muhalefet de oradaki dalga buralara gelmeden ön alıp iktidarı sallama amacında. Denge bu.
Kavga bu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.