Covid-19 belası, salgın, aşı, ekonomik sıkıntılar, özgürlüklerin haliyle kısıtlanması, temasın azalması, seyahatlerin askıya alınması, öğrenimin online'a mahkum olması, alış verişin dijitale kayması, kafelerin- lokantaların ciddi sıkıntıya girmesi, otellerin sarsıntıyı taşıyamaması, hizmet sektöründeki insanların mağdur olması... Bu listeyi uzatmak çok mümkün. Ancak böyle bir bela karşısında artık BİR OLMAYI, BÜTÜN OLARAK HAREKET etmeyi öğrenmemiz gerekmekte... Kimseyi eleştirecek değilim. Sadece DÜNYADAKİ BÜYÜK RESMİN görülmesini istiyorum. Özellikle ABD'dekinin... Çünkü her yere sirayet ediyor.
Trump'ın kaybetmesi, Kongre'nin basılması, Biden'ın CUMHURİYETÇİLER'in bile desteğini alması, ABD'nin ORTADOĞU'yu bir araya getirmesi, Libya'da türbülansın sürmesi, İpek Yolu'nun ortada olması, Uygurlar üzerinden şiddetle muhalefet edilmesi, İvanka-Jared Kushner çiftinin tuvalet skandalıyla anılması, hepsi en tepedeki savaşın yani ABD ile ÇİN arasındaki mücadelenin cephelerinden öte bir şey değil...
Açalım...
Elbette her siyasi hareket farklı motivasyonlarla farklı kitlelerle yürür. Doğaldır. Ancak bazı durumlarda ellerin kenetlenmesi gerekmektedir. Kaç gündür ABD'yi, Biden'ı, Trump'ı yazıyorum. "Trump devir teslime gelmeyecek mi? Ülkeyi terk edip kaçacak mı? Cumhuriyetçiler neden tavır aldı?" gibi pek çok soru sorup birlikte analiz yapıyoruz... Trump'ın yalnız bırakılması ve ülkeye sahip çıkılması oradan alacağımız ders. Belki de tek ders! Trump'ın haklı olması ya da olmaması umurumda değil. Ben ülkeme bakarım... Biden daha önce yazdığım gibi KOCH AİLESİNİ bile yanına alarak Beyaz Saray'a geldi. Cumhuriyetçiler'in BABASI GİBİ görünen KOCHLAR Trump'ı iterek Biden'la yürüdü... Dick Cheney de kızı da Trump'ın karşısında yer aldı. Bushlar da... Dünyanın dengesinin şaştığı anda yeni ritim için herkes elini taşın altına koydu. "O" ya da "BU" diye kimse kenarda durmadı. En azından TEPEDEKİLER...
Trump'ın KONGRE BASKINI sonrası sorumlu tutulması bizi şaşırtmadı. Operasyon ona yönelikti. "Washington'un göbeğindeki binlerce kişiyi FBI'ın ya da NSA'nın dinlememe ihtimali var mı?" diye sormuştum. Cevabı bilindiği halde! Olmadığı ortaya çıktı. FBI takipteymiş. Trump kendi ayağıyla tuzağa düştü. Şimdi herkes "KAÇACAK" diye yazıyor... Sadece kendisi değil! Damadı ve kızı da ABD dışındaki ilişkilerinden dolayı sorumlu tutulacak gibi... Milyonlarca Amerikalı pandemiden dolayı zor günler yaşarken Ivanka ve Jared Kushner tuvalet skandalıyla gündeme geldi. Güvenliklerinden sorumlu gizli servis elemanlarının evlerindeki tuvalet ve banyoları kullanmasını yasakladıkları iddiası ortaya atıldı. Geçtiğimiz yıl "Trump Kırım'a kaçtı" sahte manşetiyle çıkan Washington Post burada da başroldeydi! Trump'la kan davası sürüyordu belli ki! Tuvalet ve banyo yasaklanınca GİZLİ SERVİS Barack Obama ve Mike Pence'in evlerindeki tuvaletleri kullanmak zorunda kaldı.
Durum böyle gidemeyeceği için de GİZLİ SERVİSE yeni tuvalet-banyo yapıldı. Bunun da bedeli 100 bin dolardı. Evlerinde 6 tuvalet-banyo bulunduğu halde hiçbiri korumalara tahsis edilmiyordu! Haliyle manşetlerdeydi! Bu savaşın ne kadar sert olduğunu gösteren MAGAZİN görünümlü bir füzeydi! Hesap kesim tarihi geliyordu yani... Washington Post'a bakınca bu görülüyordu.
Twitter hesabı kapatılan, şirketler tarafından dışlanan, bankalarca kara listeye alınan, mali denetim kıskacında olan, finansal zorluk yaşayan ve 372 bin AMERİKALI'yı COVID'den öldüren BAŞKAN diye anılmakta olan TRUMP ailesiyle hedefti... Aslında Trump'ın belli duygularla motivasyonla örtmeye çalıştığı KÜRESEL AĞ ABD'nin hedefindeydi. Gerisi zaten benim ilgimi hiç mi hiç çekmiyordu. Baktığım yer kavganın merkezi ve adresiydi... Anlamaya çalıştığım buydu. Bu kavganın asla ve kat'a Washington'la sınırlı kalamayacağını biliyordum. Birkaç gündür anlatmaya çalıştığım çok özel bir YAHUDİ GÜCÜ ve bunların İsrail üzerinden Çin'e kadar uzanan kurmak istedikleri oyun hedefti! Çok ama çok büyük bir mücadeleydi bu.
Seçimlerde YAHUDİLER'İN oyunu Biden alsa da etkili bu güçle yürüyen Trump'tı. FİLİSTİN meselesinden İpek Yolu'na kadar uzanan hatta bu kavga vardı. Haliyle her iki gücün de siyasi ve ekonomik yapıları bulunmaktaydı. Şimdi mevzi kaybeden TRUMP ve arkasındaki güç gibi görünmekteydi. Bu nedenle Pompeo, Trump'a rağmen ORTADOĞU masası kurdu. Katar'ı da içine çekti. Avrupa zaten yanlarındaydı. En son veda gezisine Fransa'dan başlamış ve orada MACRON'la görüşmüştü. O Macron şimdi Başkan Erdoğan'a "LÜTFEN GÖRÜŞELİM" diyordu... Ankara da ABD'ye F-35 üzerinden yaptığı açıklamalar ile sırtını dönmediğini anlatıyordu!
ABD kendi içinde, kendi hedefleri için "BİR OLMAK" gibi bir motivasyonla hareket ederken biz bunu biraz ıskalıyorduk sanki... Her şeye itiraz etmek, her şeye karşı çıkmak bizim derdimizi çözmezdi. İleri de taşımazdı... Artık DARBELERİN BİLE TWITTER'la yapıldığı bir dönemden geçmekteyiz. MAVİ KUŞ seni sildin mi bittin! Gelinen nokta abartılı olsa da bu... Trump'ın başına gelen de bu! Bir süre sonra FOSİL YAKITLAR hayatımızda olmayacak...
ABD'nin derinliklerinde yapılan anlaşma böyle. YENİ KUYU AÇMAK, açılandan petrol çıkarmak da artık zor. Yeni teknoloji petrolün devi olan, petrolün tarihini değiştiren ve bu alanda ROTHSCHIDLER ile kapışan KOCH AİLESİNDE... Petrolün ÜÇTE İKİSİ ABD'nin kontrolünde... Şaka gibi ancak değil! ABD kendi içinde GELECEK konusunda anlaşma yolunda. Anlaşma tam olarak olmasa da sorunların çıkma ihtimali bulunsa da adamlar bunun için masa kurmuş durumda... Bunu yine en iyi gören isim CİNPİNG oldu... Çin DEVLET Başkanı, ABD ile özdeşleşen STARBUCKS üzerinden mesaj verdi. Cinping, Starbucks'ın sahibi Howard Schultz'dan, ABD ile ilişkilerinin geliştirilmesi için destek istedi. Yeni dönemde ABD'nin elbette Türkiye gibi kilit ülkeye ihtiyacı var. Olacak da. Ancak bunu ORTAK AKILLA değerlendirip GELECEK için açılan yola sevk etmeliyiz. Bunun iktidarı muhalefeti olmaz... Facebook'la, WhatsApp'la, YouTube ile kavga etmeden kendi yolumuzu, kendi çözümlerimizi bulmalıyız. Ki buluyoruz. Doğrusu budur. Çağı okumak ve gereğini yapmak... Doğu'dan BATI'ya ya da BATI'dan DOĞU'ya ulaşmak isteyen herkes bizimle oturmak zorunda. Bunu bilerek GELECEĞE asılmalıyız. Birlikte... Çünkü Biden'la birlikte dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. EN azından değiştirmek için deneyecekler... DEAŞ'dan YPG'ye, Petrolden gaza kadar her yere el atacaklar... Ayrılarak değil birleşerek gücümüzü gösterelim... Umarım yapabiliriz...