Covid bağı
Anlıyorum.
Anlıyoruz...
Ancak AŞI olmak isteyenler de istemeyenler de bazı adımları bilmeli...
Belki içinden geçtiğimiz için farkında değiliz ama ÇAĞ inanılmaz hızla değişmekte...
Herkesi peşine takıp sürüklemekte.
VİRÜS çarşıdan mı çıktı pazardan mı çıktı tartışmalarına girmeyeceğim. Artık anlamı da yok. Zaten SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA AŞIYA
KARŞI olduğunuz zaman aforoz ediliyorsunuz. Ben AŞI ile 5G arasında bağ kuranlardanım... Bunu da bu konuyu çok iyi bilenlerden dinledim. VİRÜS tez AŞI anti-tez, 5G ise SENTEZ...
Açalım biraz daha...
1990'ların sonu gibi 5G SİLİKON VADİSİ'nde görülmeye başlandı... Lockheed Martin ve IBM tarafından askeri teknoloji ile büyütüldü. Hiç zaman kaybedilmeden... Mesela Hewlett Packard 5G konusunda ayrı düştü yolunu ayırdı. 5G ile bilinen bilinmeyen her detay Agilent Technologies ile yürür oldu. 5G ile ilgili tüm patentler, siber güvenlik duvarları, genetik mühendisliği, insan mikroçipleri veya başka konular da Agilent Technologies cephesine geçti. Ancak biz bilmesek de 5G denilen yeni rüzgarı büyüten geliştiren dünyaya sunan Lockheed Martin, General Electric ve BAE Systems'di. Bir de bunlarla ortak hareket eden SERCO...
Gördüğünüz gibi SAVUNMA ŞİRKETLERİ olmadan olmuyordu. SİLAH hep öndeydi!
Crown Agents USA Inc. ile de bağlantısı olan SERCO, Kraliçe II.
Elizabeth tarafından kurulan İngiliz Nükleer Yakıtları (BNFL) tarafından kontrol ediliyordu. Aynı sahnede rol alan Westinghouse Electric Company, CBS Corporation tarafından British Nuclear Fuels Ltd'ye yani BNFL'e satıldı.
BNFL nükleer santralleri özelleştirildi. British Energy de o tarihte BNFL'in ortağı oldu. British Energy ise Electricite de France tarafından satın alındı...
Devam...
2000 yılında SERCO ve Lockheed Martin, İngiltere'nin silah taşıma kontrolünü ele geçirdi.
Ayrıca İngiliz Atom Silahları Teşkilatı'nın (AWE) üçte ikisini kontrol etmeye başladılar. 3'te birlik kısım ise BNFL'ye aitti. Önceki sene AWE, Urenco iştiraki Eunice ile Amerikan NM tesisinden zenginleştirilmiş uranyum ihracatına başladı. Urenco İcra Kurulu Başkanı Stephen Billingham, British Energy'den transfer edilmişti. Bu transferde Highland Group önemli bir yol aldı. Sanırım Clintonlar ve Robert Mueller bu şirkete yakın isimlerdi...
Neyse...
Gelelim SERCO'ya... Bu şirket büyük bir gücü kontrol ediyordu.
Birleşik Krallık'ta bir patoloji laboratuvarına sahipti. Avustralya ve Yeni Zelanda'da, hapishaneler ve hastaneler işletiyordu. Ancak gelirinin büyük kısmı, "Üst Düzey Yönetici Hizmetleri" (SES) Üyeleri tarafından verilen ABD hükümeti sözleşmelerinden geliyordu.
SERCO, ABD hükümetinden yılda 15-20 milyar dolar alıyordu. 63 hava trafik kontrol kulesini işletiyor, Obama Care'i yönetiyor, şehir park sayaçlarını ve park alanları ile otobüs-trenleri kontrol ediyordu.
Ayrıca Denizaşırı Özel Yatırım Şirketi (OPIC) kredilerini işletiyordu.
Ancak SERCO'nun sözleşmelerinin yüzde 75'i Savunma Bakanlığı ile yapılıyordu.
İlginç olan ve çok bilinmeyen nokta burasıydı! İngiltere Merkez Bankası tarafından kontrol edilen Guernsey, Jersey ve Cayman Adaları'ndaki offshore bankacılık merkezlerindeki ofisleri de SERCO kontrol ediyordu. ABD ordusunun tüm şubeleri ve istihbarat servisleri için "güvenlik" sağlıyordu.
SERCO, Elon Musk'ın SpaceX ve Amazon'un OneWeb çalışmasının da içindeydi. 24.000 yeni uydu ile 5G "sağlayacak" olan Aerospace Corporation'ın ABD Uzay Programı'na katılmasını sağlıyordu. SERCO ayrıca Bill Gates'in Milenyum Vakfı ile de ortaktı!
1990'larda SERCO, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD'nin Beş Göz İttifakı ülkelerine odaklanarak "hizmetlerini" uluslararası hale getirdi. Listedeki üç ülke yani Avustralya-Yeni Zelanda-İngiltere BUCKINGHAM tarafından kontrol ediliyordu. SERCO ayrıca, tüm hava trafik kontrol operasyonlarının içinde vardı. Ortaklarıyla mesela ORTADOĞU'da çok ama çok etkindi. Mesela Irak Sivil Havacılık Otoritesi'nin kontrolünü de ele geçirmişti. Bu, her türlü TİCARETİN KONTROL EDİLMESİ VE BİLİNMESİ anlamına geliyordu. İnsan ticaretinden petrole kadar...
SERCO, CERN'in partikül hızlandırıcısı için "teknik destek" sağlıyordu, Hong Kong'daki North District Hospital'da nakliye hizmetlerini yönetiyordu. Beş Göz ülkelerindeki askeri üsler için "GEREKLİ OLANI" yaptığı SIR değildi. SERCO bununla da kalmayıp Birleşik Krallık Ulusal Fizik Laboratuvarı'nı yönetiyor ve ABD'nin Almanya'daki askerlerini de eğitiyordu. SERCO ayrıca ABD İç Güvenlik sözleşmelerine de hakimdir ve sık sık felaketler yaşayan Alaska, Hawaii ve ABD Batı Kıyısı'nı kapsayan bölgelerden sorumluydu!
Aynı SERCO'nun uzmanlık alanlarından biri de DNA veri tabanlarıydı... Haliyle bu birikim BEŞ GÖZ'de kim varsa hepsini birden kontrol etme ayrıcalığı veriyordu. Yani asıl göz SERCO'ydu... Büyük Göz de Beş Göz de o'ydu!
Şirketin kendi belgelerine göre, 2025'e kadar İngiltere nüfusunda yüzde 70'lik bir azalma ve dünya genelinde benzer azalmaların yaşanacağı yazıyordu. Evet bunu şirketin belgelerinde bulmak zor değildi. SIR da değildi. SERCO, iki İngiliz Hospitalier Şövalyesi tarafından yönetiliyordu. Sir Roy Gardner ve Rupert Soames tarafından yani... Sanırım Rupert Soames Winston Churchill'in torunuydu! Bu iki isim de Crown Agent'tan 5G'ye geliyordu...
SERCO'yu takip edenler hakkında kitap yazanlar sık sık şu vurguya takılıyordu. Kraliçe Elizabeth'in kocası Prens Philip'in, "İnsanlığı yok edebilmek için bir parazit yeterli olabilir" sözünü temel olarak alıyordu. Söz söylendi mi söylenmedi mi bilmiyorum.
Ama SERCO'ya karşı çıkanlar buna yaslanmakta... Ve yine bu AĞ üzerinden yorum yapanlar ısrarla 5G ile AŞI arasındaki ilişkiyi masaya yatırmaktalar. Ki bakınca OYUNCULARIN kim olduğu ne kadar etkili olduğu ve ne kadar büyük bir gücü elinde tuttuğu belli...
Düşünsenize 5G Silikon Vadisi'nde yola çıkıyor ilk takılanlar SİLAH SEKTÖRÜ, yani Lockheed Martin, General Electric ve BAE Systems oluyordu.
Yanlarına arkalarına SERCO'yu alıyordu... Türkiye'de bunların konuşulmadığını biliyorum. Benim gidişatı değiştirecek ne gücüm var ne yetkim. Ancak şeffaf olmakta hiçbir sıkıntı yok. AŞI elbette herkes için gerekli. Elbette bir umut. Karşı da değilim. Ancak arka planda olduğu iddia edilen İLİŞKİLERİN de bir masa etrafında konuşulmasında da fayda var. Konuşulmayınca bir gazeteci olarak bile AYAK İZLERİNİ takip ettiğinizde ürküyorsunuz... Bence GRİ TONLARIN içinde büyük sıkıntı yaşayan bugünün DÜNYA'sı için bu açıklık şart..."Aşılarla birlikte bir veri bankası olacak mı ve bunu kim kontrol edecek" sorusuna cevap vermekle başlayabiliriz...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.