Günlerdir yazdığımız BÜYÜK DENGE yaşadığımız olaylar üzerinden inşa ediliyor... En son YUNAN KOMUTANIN emri üzerine Alman Fırkateyni HAMBURG, uluslararası sularda Libya'ya insani yardım götüren Roseline- A isimli Türk gemisini durdurdu. Personeli itip kaktı. Arama yaptı. Hiçbir uyarıyı ciddiye almadan gemiyi saatlerce bekletti.
Sonra da hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti...
Haliyle Ankara tepki gösterdi...
Peki bu olay neydi? Neden bu baskın yapıldı?
Mesaj neydi, kimeydi? Bütün soruların cevapları aslında ortada...
Hamburg Fırkateyni'nin baskını gösteriyor ki Ankara artık her sorunu MERKEL'le görüşmek zorunda kalacak. Sanılanın aksine Biden ve ekibi değil doğrudan Berlin olacak bu adres... İsterseniz açarak ilerleyelim.
Bu olaydan yaklaşık bir hafta önce ABD DIŞİŞLERİ BAKANI Mike Pompeo, 7 ülkeyi kapsayan bir geziye çıktı. Fransa'dan başlayan program Türkiye'yi de içine alıyordu. Gürcistan da Suudi Arabistan da Birleşik Arap Emirlikleri de Katar da programın içindeydi... Uçakta POMPEO ile beraber yolculuk edenlerin arasında ABD'nin yeni başkanı Biden'ın SAĞ ve SOL kolu da bulunuyordu.
Bunu sanırım sadece ben yazdım.
GEZİ sıradan bir gezi değil ince detaylarına kadar planlanmış bir adımdı. ABD DEVLET olarak gezideydi yani... Pompeo Fransa'da Doğu Akdeniz, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'daki duruma dikkat çekti ve şunları söyledi: "Türk askeri kapasitesinin, artan şekilde kullanılması bizi endişelendiriyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bu tür eylemlerin halkının yararına olmadığına ikna etmek için, Avrupa ve ABD'nin birlikte çalışması gerekiyor..." ABD'nin Gölge Başkanı Pompeo, Libya'daki, Karabağ'daki, Doğu Akdeniz'deki TÜRK'ten, TÜRKLER'in TUTUMUNDAN rahatsızdı. Bunu da DİPLOMATİK dille söylüyordu. Aslında tehdit ediyordu... Biden "Büyük Amerika geri dönüyor" sloganını kullanırken yanına alacağı gücün AVRUPA BİRLİĞİ olacağını vurguluyordu.
Aradaki DERİN ilişkiler bir yana Washington'un ÇİN'i durdurması için, kısa zamanda sonuç alabilmesi için ALMANYA'nın başını çektiği ORGANİZASYONA ihtiyacı vardı. Daha önce de yazdım! Çin ürettiği 5 KALEM malın 1'ini ABD'ye satıyor. ABD oyunu bu çerçevede değiştiremezdi.
Tek başına yapması zahmetli ve uzun zaman alacak bir metottu.
Bu nedenle ALMANYA'yı ve yönettiği AVRUPA'yı yanına almalıydı. Çin AVRUPA'ya yılda ortalama 400 milyar DOLAR'lık mal ihraç ediyor... Çin ile AVRUPA arasındaki TİCARİ denge tamamen PEKİN lehine...
Avrupa'nın oradaki yatırımları hariç....
Peki Çin'e en büyük desteği veren kimdi? Dün de yazdım.
İNGİLTERE... Dönemin Başbakanı Theresa May, 50 BÜYÜK İNGİLİZ ZENGİNİNİ alıp Pekin'e gidiyor ve "KÜRESEL İTTİFAKIMIZ BAŞLAMIŞTIR" diyordu. İlan ediyordu... Peki Londra, İngiliz Milletler Cemiyeti- Katar-Çin-Türkiye gibi ülkelerle kuracağı ittifakla kimi zora sokacaktı? Bundan kim zarar görecekti? Elbette birinci derecede Amerika Birleşik Devletleri, sonra da AVRUPA BİRLİĞİ. Yani ALMANYA...
Gelelim içeriye...
Olayların gidişatını gören ve değerlendiren Başkan Erdoğan, "Geleceğimizi Avrupa ile kuracağız" dedi. Ertesi gün ise HUKUK TARTIŞMALARI üzerinden farklı tonda mesaj verdi. İsim vermeden Bülent Arınç'ı da eleştirerek "Hiç kimsenin şahsi fikirleri, Cumhurbaşkanı ile hükümetimizle partimizle ilişkili hale getirilemez.
Terör örgütleri ile el ele, kol kola, omuz omuza Ankara'dan İstanbul'a yürüyenlerle biz birlikte olamayız. Yasin Börü'lerimizin ölümüne neden olanlar, Kobani katliamının failleri, Tayyip Erdoğan ve dava arkadaşları tarafından asla savunulamaz. Kavala'larla hiçbir zaman bir arada olamayız" dedi.
İşte bu açıklamalardan birkaç saat sonra Washington-Berlin hattı devreye giriyordu.
Yeni dengenin yükseleceği iki başkent harekete geçiyor ve düne kadar DOĞU AKDENİZ'de sadece aklıselimle hareket etmeyi savunan MERKEL sahne alıyordu. Yunan komutasında da olsa DENİZ HUKUKU'nda çok önlerde olan ALMANLAR'ın açık denizde insani yardım götüren bir gemiye müdahale edilmeyeceğini bilmediklerini düşünemeyiz.
Biliyorlardı çünkü. Fransa ile Yunanistan ile aramızdaki tüm sorunlarda ARABULUCU olan BERLİN şimdi vitesi artırıyordu.
Nedeni ise Trump'ın gidişi, Biden'ın gelişiydi. Merkel açık ve net bir şekilde "ABD bir numaralı müttefikimiz" diyordu.
Biden'ı tebrik ederken hem de...
Durum buydu. ABD dünya üzerindeki BİRİNCİ rakibi ÇİN'i durdurmak istiyordu. Onlar için hayati önemdeydi bu. Bunu da ALMANYA olmadan, AVRUPA olmadan yapamayacaklarını düşünmekteydiler... Biden'ın BAŞKANLIĞINDA bu iş bitmeliydi.
Bu nedenle de STRATEJİK ORTAK KESİNLİKLE
ALMANYA olacaktı... Almanya da ABD'ye bunu sağlarken haliyle AFRİKA-DOĞU AKDENİZ gibi stratejik alanlarda olmak isteyecekti... İşte tam bu nedenle engel gördükleri TÜRKİYE'ye karşı hamle yaptılar... Başkan Erdoğan "Kavala'larla hiçbir zaman bir arada olamayız..." dedikten birkaç saat sonra TÜRK GEMİSİ basılıyordu... İsimlere takılmayın. Önemli olan BAŞKAN ERDOĞAN'ın taviz vermemesiydi.
Dik duruşuydu.
Bu çerçeve içinde HAMBURG FIRKATEYNİ seçiliyordu.
Komutanın kim olduğu hiç mi hiç önemli değil. Gemiyi basanlar ALMANLAR'dı. Hamburg Fırkateyni ALMANLAR için olduğu kadar ABD için de özeldi.
Libya'ya insani yardım götüren Türk gemisi Roseline- A'ya baskın yapan Alman Hamburg Fırkateyni, Amerika Birleşik Devletleri'nin en önemli uçak gemisi olan USS Dwight D.
Eisenhower'ın KORUMASIYDI!
PARTNERİYDİ! Almanlar için böyle başka bir örnek de yoktu...
Yani olay bir YUNAN komutanı meselesi değildi. Türk gemisinin durdurulmasının ötesinde bir durumdu bu. ABD'nin ÇİN'le yaptığı, yapacağı mücadelenin AKDENİZ'e yansımasından başka bir şey değildi...
Ankara da bunu bildiği için DİPLOMASİYİ öne alarak iklimi yumuşatmak istedi. Çünkü, 11 ARALIK'ta AVRUPA'dan YAPTIRIM KARARI çıkması, gizli manşetlerde yer almakta... Washington-Berlin hattı kesinlikle ve kesinlikle FİNANSAL operasyonlarla içeriyi yoracak, desteklediği muhalefete alan açacak. Ki gelişmeler böyle zaten. Amaç, Başkan Erdoğan'ı parlamenter sisteme geri döndürmek. Bu yolla önce KOALİSYONLA kontrol edecekler, sonra da tasfiye yoluna girecek kıvamı yakalayacaklar.
OYUN BU! KURGU BU!
Bu nedenle önce içeride AK PARTİ-MHP arasındaki gerginliği artırmayı deneyecekler. Sistemi bozmak için yüklenecekler... AK Parti'yi içeriden de kaşıyacaklar...
Ama önce Başkan Erdoğan'ın bütün meseleleri Merkel ile konuşmasının önünü açmak istemekteler... AKLIN ve BİLGİNİN çok değerli olduğu bir türbülanstan geçmekteyiz. Olay budur... Gerisi hikaye...
NOT: Hamburg Fırkateyni'nde 4 Amerikalı, 2 Yunan ve 1 de Fransız subay görev yapıyor.