Washington Post
Başkan'ın kim olduğu hala belli değil. Biden önde... 270 delegeyi bulabilecek mi? Trump son bir atakla Biden'ı sollayacak mı? Bunlar cevap bekleyen sorular. Ancak ABD'nin en ciddi gazetelerinde çok ilginç analizler yayınlanmakta. Akıl alır gibi değil!
Okuyunca şaşırmamak elde değil ama sütunlar bunlarla dolu...
Başkan Trump'ın YÜKSEK MAHKEME odaklı bir planından söz edilmekte.
Yazılanlara göre Trump ve ekibi CORONAVİRÜS sonrasında gelen seçimi kazanamayacaklarını biliyordu. Bu temelde bir eylem planı hazırlandı. Trump daha oylar sayılmaya yeni başlamışken İTİRAZ etti. "OY'lar çalınıyor" dedi. Bunu birkaç kez tekrar etti.
Planın ilk adımı buydu. İkinci adımda Biden'a giden büyük miktarda OY'lar tespit edilecekti.
POSTA YOLUYLA kullanılan OY'larda Trump'a tek bir OY bile çıkmazken 180 bin PUSULA'nın üzerinde Biden yazıyordu! Bu da aşıldı. Sonra mahkeme ayağı gelecekti. Bush'un 530 OY'la AL GORE'u geçtiği sistem örnek alınmıştı. Ancak burada önemli olan YÜKSEK MAHKEME'deki Amy Coney Barrett ve Brett Kavanaugh gibi Trump'a yakın isimlerin atacağı adımdı. Bunlar dünden hazırdı. Ancak ABD'de bunun olması için HALKIN İKNA edilmesi gerekiyordu. Bunu da ÖRNEKLERLE sağlayacakları köşelere taşınıyordu. Bunlar olursa MAHKEME Trump'ı BEYAZ SARAY'da tutacaktı...
Olur mu? Akla sığar mı? Hayır.
Ancak 2020'de öyle şeyler gördük ki olur mu olur... Paylaşmak istedim...
Gelin biraz derinlere inelim...
Derin Amerika'nın ÇİN ve arkasındaki güçle mücadelesi yine sürecek. Trump'ın ötesine geçeceğini tahmin etmek hiç zor değil... Trump tekrar seçilse de Biden yeni Başkan olarak gelse de POSTA YOLUYLA kullanılan OY'lar geleceği tesis edecek.
OYUNUN SONUCU POSTA üzerinden belirlenecek. Bu net...
Dün de yazdım...
Google, Facebook, Amazon ve Apple gibi ABD'li teknoloji şirketlerinin piyasa değeri Avrupalı şirketlerin piyasa değerinden fazla.
Bu teknoloji devleri 10 trilyon dolarlık değere ulaşırken Avrupalı tüm şirketlerin piyasa değeri 9 trilyon dolar kadar. Durum böyleyken ABD seçimlerinde POSTA ile oy kullanılması akla uygun bir adım mıydı! Değildi!
Yeni kurgunun gelmesi için yeni adımların atılabilmesi için belli ki bu şarttı... ABD içindeki tasfiyeler için de belli ki bu yöntem sağlıklı bulunmuştu...
Trump ile Biden arasındaki farkı anlamak için bakılması gereken ilk adres ÇİN! İki ekol ÇİN ile mücadelede birbirlerini suçlasa da rota aynı... Ancak sandıklarda Biden önde olduğu için gelin onun gözlüğünden bakalım. Hem Çin'e hem Avrupa'ya hem bize...
Biden'ın ekibine bakınca ortaya çıkan tablo, düşünce, yol haritası şu...
Başkan Trump Çin ile mücadele ederken NATO'dan Birleşmiş Milletler'e kadar bütün uluslararası kuruluşları küçük düşürdü.
Aramızdaki bağı kopardı. Birlikte hareket etme çabasını sonuçsuz bıraktı. Çin de bunu fırsat bilerek büyüdükçe büyüdü. ABD'nin Irak'ta Afganistan'da uzun yıllar çatıştığını bilen halk da yorgun düştü, ÇİN'le olan mücadeleye pek katılmadı. Bütün bunlar Şİ CİNPİNG için elverişli bir ortam meydana getirdi. Biz dünyanın yeni alacağı şekle itiraz etmeden Çin'i durdurmak için kilit ülkelerle birlikte çalışacağız... Pekin bize "Zengin olabilirsiniz ancak özgür olma şansınız yok" demektedir. Biz bunu belirlediğimiz ülkelerle birlikte aşacağız...
Bunun ilk işareti WUHAN'ı suçlayan ortak istihbarat raporu olarak önümüze gelmişti.
CORONAVİRÜS için Pekin yönetimini suçlayan ve 5 GÖZ olarak bilinen ABD-İngiltere-Yeni Zelanda-Avustralya-Kanada aynı fikirde olduklarını ortak imza ile duyurmuştu... ABD Çin'le doğrudan mücadele yerine Çin'e yaklaşanlarla mücadeleyi öne alacaktı... Ve bu iklimde muhtemelen ALMANYA ile özel bir parantez açacaklardı...
Biden'ın da öldürülen ABD Başkanı Kennedy gibi KATOLİK olmasından söz etmiyorum.
ABD-Sovyetler arasındaki dengeyi değiştirmek için cesur adım atan ve "BEN BİR BERLİNLİYİM" diyerek bunun startını veren Kennedy öldürülmüştü. Öldüren de öldürülmüştü.
Dosya kapanmıştı.
Almanya'nın KATOLİK dünyası üzerindeki gücü hiç mi hiç az değil. Belki hatırlayanlar olacaktır. DEMOKRAT BAŞKAN Obama 2016'da görev bıraktıktan sonra ALMANYA'ya bir zirve için gitti. Başkan olmasa da bu MERKEL'le ikinci buluşmasıydı.
Obama 14 bin kişiye hitap etti.
Merkel ise yoğun programına rağmen Obama'ya 75 dakika ayırdı onu kapıda karşıladı. Alman Bild gazetesi de ikilinin fotoğrafını koyup, "Tanıdık bir şekilde birbirlerinin gözlerine bakıyorlar, sanki büyük Alman-Amerikan aşkı devam ediyormuş gibi" yorumunda bulundu... Trump'la birlikte ABD Almanya uyumu sona ermişti... Bu da SIR değildi...
Burada Türkiye'yi ilgilendiren, Biden'ın İNGİLTERE ve ALMANYA arasındaki konumu olacaktır... İKİ büyük ekol olan ALMANYA ile İNGİLTERE arasındaki savaşlar mücadeleler tarihin her sayfasında mevcut.
Biden'ın ALMANYA ile dolayısıyla AVRUPA ile omuz omuza verme ihtimali hiç az değil. Bazı konularda tabii...
İçeriye bakıldığında ALMANYA'ya yakın siyasi oluşumların Biden ekibiyle aynı çizgide olduğun görmekteyiz.
Hayatında hiç UYGUR TÜRK'ü görmemiş bile olsalar Biden ve ekibi Çin'e UYGUR kartı üzerinden yüklenmekteydi.
Uygur Türk'ü üzerinden yürümek asıl yaslanılan merkezi kamufle etmek için iyi bir hamleydi. Çin'e karşı olmak için kullanılan bir manivelaydı. Almanya üzerinden Amerika'ya uzanan bir hattı bu...
DEVA PARTİSİ'ni ziyaret eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesini hedef alan Bahçeli'ye sert tepki gösteriyor ve "Anayasa Mahkemesi ile uğraşacağına neden Uygur Türkleri'nin hakkını savunmuyorsun" diye konuşuyordu. Bahçeli de Kemal Kılıçdaroğlu'nun eksenini bildiği için İZMİR'deki deprem dolayısıyla yükleniyordu: "Acılara birlikte göğüs gerdiğimiz sürece daha güçlü millet oluruz. Tüm suçu 2020'ye yıkmak kolaycılıktır..." Biden'ın Beyaz Saray'a geçmesi içeride siyaseti hareketlendirecektir.
Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na Karamollaoğlu'ndan, Demirtaş'a kadar olan ekseni heyecanlandıracaktır. Dünya üzerindeki ekollerin üzerinden bunu anlamak zor da değildir.
Ancak girdiği her seçimi kazanan ERDOĞAN her aklı başında lider için, ilk fırsat, ilk şans, ilk seçenek olacaktır... Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı bütün kırılmalarda öyle ya da böyle Biden ekolünün izi vardır.
Az ya da çok! İki müttefik ülkenin ayrı düşmesinde uzaklardan gelen dalgaların etkisi çoktur... Biden gelirse "TÜRKİYE'yi kara günler bekliyor" diyenleri duyuyor ve görüyorum... "EYVAH" diyenler hiç az değil... Ancak gelişmeler böyle olmayacak. Biden son tahlilde ABD'yi temsil edecektir ve Türkiye ile Erdoğan ile çalışmak zorundadır. Bir şekilde dengeyi arayacaktır. Biden'ın sert tutumu ABD'yi ORTADOĞU'da tamamen yalnız bırakacaktır. Çin'le mücadele içindeki bir ABD'nin en son yapacağı hamle Türkiye'nin kararlarına saygı duymamaktır...
Biden da gelse Türkiye önemlidir ve önemli kalacaktır... ABD'nin dünya üzerindeki rakibi biz değiliz.
Ancak hedeflerine ulaşmaları için ANKARA'nın desteği şart.
KAZAN KAZAN FORMÜLÜ DEVREYE GİRER. Aksi halde Biden buralarda kaybeden olur...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.