Fırtına alarmı
Ben de değişik yerlerde yazılanları değişik noktalardan takip edip birleştiriyorum. Zaten çok şeye de gerek kalmıyor.
Yapmanız gereken bakacağınız yeri bilmek ve OLANLARI unutmadan tazelemek.
Güncellemek... Çünkü BÜYÜK SİSTEMDE tesadüf yok. Her şey iç içe...
Başlayalım...
Fırtınanın sesi buralara kadar ulaştı.
Yakında şiddeti de gürültüsü de ürkütücü olacak...
2018'e gidelim. Ajanslara Deutsche Bank'la ilgili FLAŞ düştü.
Bankanın Frankfurt'taki genel merkezi dahil 6 şubesine kara para aklama soruşturması kapsamında bir operasyon düzenlendi. Savcılar, Panama Papers'ın (Panama Belgeleri) soruşturmanın başlamasına ön ayak olduğunu açıkladı.
Operasyona 170 iyi yetişmiş POLİS katıldı. 46 ve 50 yaşlarındaki iki banka görevlisi özel sorgulandı. Kimse bunların kim olduğunu öğrenemedi.
Ama sorgulandı... KARA PARA ve bıraktığı iz üzerinden gidiliyordu...
Dün de altını çizdiğim gibi JEFFREY EPSTEIN burada yeteri kadar anlaşılamadı. Ben de eksik aktarmış, eksik yazmış olabilirim. Bilmiyorum. Ama inanılmaz önemli biriydi. Yoksa kimsenin tanımadığı birini niye buraya taşıyayım ki! Tutuklandı.
Kurtulmaya çalıştı. Ancak ÖLDÜ açıklamasıyla sahneden alındı. Ama sarsıntılar devam ediyor. Muazzam ilişkilerin merkezindeydi çünkü.
ABD Başkanı Trump, ABD eski başkanları Bill Clinton, Barack Obama, Kraliçe II.
Elizabeth'in oğlu Prens Andrew, ABD Adalet Bakanı William Barr, eski Maine Senatörü George Mitchell, eski New Mexico Valisi Bill Richardson, finansçı Glenn Dubin, aktörler Kevin Spacey ve Chris Tucker, yönetmen Woody Allen ve 100'ün üzerinde işadamı...
John Podesta, kardeşi Tony Podesta ve George Soros gibi çok ama çok önemli isimler...
Ve dün de altını çizdiğim 800 önemli işadamı. Bütün bu kişiler JEFFREY EPSTEIN'ın gizli NOT defterindeydi. Hepsi daha çok azı bilinen skandal ağın oyuncularıydı. Şimdi bu liste ve içinde yer alanların GÖRÜNTÜLERİ CIA'nın elinde. DERİN AMERİKA'nın yani. Ve çok ilginçtir ki hepsinin en büyük ortak noktası Deutsche Bank... Hepsini yolu burada kesişiyor. Temmuz ayının başlarında kesilen 150 milyon DOLAR'lık ceza işin yeni boyutu. Oysa yukarıda da yazdığım gibi olay 2018'de koptu. Dalgalar henüz bizlere kadar ulaşmakta...
Deutsche Bank olayı dünyanın seyrini değiştirecek bir öneme sahipti.
ABD'de Deutsche Bank'ın eski yöneticilerinden biri olan Thomas Bowers, 2019'da evinde infaz edilmişti. 2 yıl önce de Thomas Bowers'ın eşi Abigail Robinson da evinde infaz edilmişti. Bowers ailesi, Epstein- Deutsche Bank-Trump ailesi arasındaki ilişki ağını en iyi bilen isimdi. Thomas Bowers Trump'a, BEYAZ SARAY'a geçmeden önce, BAŞKAN seçilmeden önce parçalar halinde 2 milyar dolar kredi vermişti. Thomas Bowers, sadece bu ilişki ağını bilmiyordu. Rothschild ailesinin Amerika Birleşik Devletleri topraklarındaki finans ağının nasıl şekillendiğini belki de en iyi bilen kişiydi.
Thomas Bowers, 19 Kasım'da Malibu'da infaz edilmeden 24 saat önce 4 Rus oligark, 2 Fransız, 1 Türk ve 1 İngiliz işadamıyla toplantı yapmıştı. Aynı ekip Eylül 2019'da Rodos açıklarında bir araya gelmişti. İkinci toplantı Malibu'da gerçekleşirken çok önemli kararlar alınıyordu.
Görüşmeden bir gün sonra öldürülmesi, Derin Amerika'yı da kızdırdı. İddialara göre Derin Amerika içinde bir güç, Thomas Bowers'ı konuşturamayınca infaz etti. Ancak Derin Amerika'nın asıl gücü Thomas Bowers'ın tüm bildiklerini öğrenmek istiyordu.
İNFAZ sıkıntı meydana getirse de Trump'ın tüm gizli gerçekleri Bowers'tan öğrenilmişti. ABD Başkanı Donald Trump'a 2 milyar dolarlık kredinin neden verildiği, o kredinin nerede kullanıldığı, kendisiyle bağlantılı olan şirketlere nasıl ödenek ayrıldığı öğrenildi. Tüm detaylarıyla...
Takip edenler bilecektir, Trump bu hamle sonrası 3 ay sessiz kaldı. Kimse ne sesini duydu ne de bir çıkışını...
Thomas Bowers'ın öldürülmesi Trump'ın siyasi suikasta kurban gideceğini de gösteriyordu. Karşı tarafın eli umulmadık şekilde güçlüydü. Peki sadece Thomas Bowers mı öldürülmüştü?
Elbette hayır! Mayıs ayında infaz edilen Rus milyarder işadamı Dmitriy Bosov'u da unutmamak gerekiyordu. Bosov hem Rodos'taki hem de Malibu'daki toplantıda olan bir isimdi. 52 yaşındaki BOSOV'un intihar ettiği açıklanıyordu. Rusya'nın en büyük kömür şirketlerinden Vostokugol ve Sibanthracite'nin sahibi olan BOSOV'un intihar etmesi için hiçbir neden yoktu.
Ama yaşamaması gerekiyordu!
Öyle de oldu. ÖLDÜRÜLDÜ!
Bosov, Rothschild ailesine çok yakındı, etkindi. Rusya'daki etkinliğin dışında, ailenin Afrika'daki madenleriyle ilgili de tek patron Bosov'du. Peki dalga Bosov ile sona erdi mi? Hayır.
Bill Clinton, Barack Obama gibi eski başkanların danışmanlığını yapan ve Kraliyet ailesine en yakın isimlerden olan Irak asıllı İngiliz Nemir Kırdar da Haziran ayında Fransa'daki evinde ölü bulundu. Kimilerine göre olağan bir şekilde öldü.
Ancak çok önemli biri olduğu için bu ölüm de gizemli olarak kaldı. Ama derinliklerin nabzını tutanlar öldürüldüğünü biliyordu! Nemir Kırdar kimdi?
Lütfi Kırdar'ın yeğeni! PARA SİHİRBAZI olarak bilinen Nemir Kırdar'ın en büyük sansasyonel başarısı ünlü marka GUCCİ'yi batmaktan kurtarmasıydı.
Derin savaş yaşanırken herkes tedirgin, herkes korku içinde. Bazı işadamları psikolojik tedaviye başladı. Çünkü yaşamla ölüm arasında gidip geldiklerini biliyorlar. Böyle bir durum ilk kez yaşanıyor. Güvende olmamak çok endişe vericidir.
Deutsche Bank olayı büyük bir yıkımın başlangıcı oldu. 2018 Kasım ayında Deutsche Bank'ın Frankfurt'taki genel merkezine girilmesi fitili adeta ateşledi.
O gün bunu anlamayanlar vardı. Şimdi birçok işadamı o günkü operasyonda gizli bilgilerin artık Derin Amerika'da olduğunu biliyor. O yüzden daha da endişeliler. Ve operasyonlar şiddetle sürecek. PARAYI elinde tutan çok kişinin güvenliği yok...
NOT: Nemir Kırdar Türkiye'ye 1950'li yılların sonunda eğitim için geldi. Amcası Lütfi Kırdar'ın Yassıada Mahkemeleri sırasındaki ölümünün ardından önce Irak'a, ardından ABD'ye çalışmaya gitti. 1969'da finans işine girdi. Uzun yıllar dünyaca ünlü finans kurumu Chase'de üst düzey yönetici olarak çalıştı.
1974'te Chase Manhattan Bank'ta Başkan Yardımcılığı'na kadar yükseldi. Sonrasında 50 milyon dolarlık sermayeyle 1982'de Investcorp'u kurdu.
2010 sonunda Gaziantep'te bakliyat üretim ve ticareti konularında faaliyet gösteren Tiryaki Agro'ya 50 milyon dolarlık yatırım yaparak Türkiye'ye dönüş yapan Investcorp, ardından Orka Group'un yüzde 22'sine ortak olmuştu. Şirketin Türkiye yatırımları 500 milyon doların üzerine çıkmıştı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.