Kaos büyüyor
JEFFREY EPSTEIN...
Epstein dünyada yaşayan önemli bir avuç insandan biriydi... Sanırım ben de yeteri kadar anlatamadım. Herkesle ilişkisi olan, herkesin sırlarını bilen isim bir gün TUTUKLANDI.
Araya koca koca şirketler, isimler girdi. Serbest bıraktıramadı.
Bu, savaşın geldiği noktayı gösteriyordu.
Çok kişi anlamadı. Ve bir gün ajanslara "Jeffrey Epstein öldü" haberi düştü. Öldü mü yoksa CIA'nın güvenli evinde mi tutuluyor bilmiyoruz. Ölmeme ihtimali ölme ihtimalinden fazla!
Devam...
Ayrıntılara girelim...
Sanırım TEMMUZ ayının 7'si gibi DERİN AMERİKA, Alman Deutsche Bank'ı hedefe koydu. Bu nokta inanılmaz önemliydi. Ancak hafızamızı tazeleyip tekrar BANKAYA gelmemiz gerekecek! Cezadan birkaç gün önce CIA'nın elinde olan EPSTEIN'ın kız arkadaşı Ghislaine Maxwell ele geçirildi!
Şaka gibi ama böyle oldu. Ve Ghislaine haliyle konuştu. Ve ALMAN Deutsche Bank'ı o anlattı... Sonrasında FIRTINA BAŞLADI...
Maxwell her şeyi ortaya dökünce ajanslara haber yağıyordu!
"Alman Deutsche Bank'a 150 milyon dolar ceza kesildi..." Gerekçe ise kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı oluşturmakla suçlanan ve bulunduğu hapishanede öldüğü açıklanan ABD'li milyarder Jeffrey Epstein'in şüpheli para transferlerini tespit edememesiydi... Deutsche Bank Epstein'in milyonlarca dolarlık yüzlerce işlem yapmasına olanak sağladığı için suçlanıyordu. İddiaların arasında RUS modellerden oligarklara ve tanınmış işadamlarına kadar uzanan bir PARA hareketi vardı...
Peki gerçekte olan biten neydi?
Şimdi ona bakalım...
Önümüzdeki günler büyük bir savaşın habercisi olacak diye düşünürken, önemli bir atak Londra'dan geldi.
Amerika Birleşik Devletleri, tarihi bir adım atıyordu çünkü...
Washington-Londra ortaklığının bittiğini ve savaşın başladığını Alman Deutsche Bank'a kesilen cezalarda anlamıştık.
Deutsche Bank'a girersen, Rothschild ailesinin karanlıktaki dosyalarına ulaşırsın. Savaş en kritik bölgeye gelip sıkışmıştı yani...
İşte Rothschild ailesi zor zamanlarda başvurduğu özel bir yöntemin kapağını tekrar açmıştı. ÖZEL BİR TİMİ göreve çağırdı. 10 Temmuz'da İngilizler'in en yüksek operasyon kabiliyetine sahip birlikleri 'Special Air Service' (SAS) üyesi eski askerler, Londra'nın kuzeyinde bir evde bir araya getirildi. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir suikast yapılacaktı. SALAS ailesi hedefti. Peki SALAS ailesi kimdi? Jeffrey Epstein dosyasına el atan YARGIÇTI...
Ve olayın arkasındaki trafiği çözmek için PARA hareketlerini takip ediyordu.
Adres onu ALMANYA'ya kadar sürüklemişti. Ancak talepleri karşılık bulmuyordu.
DOSYA gereği sorduğu sorulara cevap alamıyordu. Ve zaten bu soruların sorulmasını istemeyenler vardı.
Bu nedenle de Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Deutsche Bank davasının yargıcı, Katolik dünyasının en etkin hukukçularından Esther Salas'ın evinde suikast gerçekleşiyordu. Perde gerisinde olan ise Rothschild ailesinin, Alman Deutsche Bank'taki gizli hesap bilgilerinin FBI'ya verilmesini engellemesiydi. Yani hapishanede öldüğü açıklanan Jeffrey Epstein'in kime temas ettiğinin açığa çıkması istenmiyordu.
Derin Amerika da geri adım atmıyordu. O nedenle operasyon başladı.
'Special Air Service' üyeleri, Salas'ın oğlunu öldürdü, eşini de yaraladı.
O sırada evde bulunan Esther Salas'a ise dokunmadılar.
Mesaj açıktı.
Deutsche Bank davasını kapat... 'Special Air Service' timinin mottosu 'Cesaret eden kazanır'dı... Rothschild ailesi mesajı açık ama çok açık şekilde veriyordu.
Çünkü Deutsche Bank çok ama çok önemliydi. Yaklaşık 800 işadamının kirli para trafiği Deutsche Bank üzerinden gidiyordu. Jeffrey Epstein'in kirli işlerinde de görülen birçok işadamı bu 800 kişilik listede yer alıyordu.
Rothschild ailesiyle çalışan herkes, Deutsche Bank'ta hesap açtırmak zorunda. Bu bir kuraldır. Washington, 800 kişilik listeyi istiyor. Eğer bunu alabilirlerse aile için yıkım başlar. Onlar da bunu biliyor.
Ancak bu suikast da gösteriyor ki, Rothschild ailesi de artık namluya mermiyi verdi. "SİLAHSA SİLAH" dedi. Şunu da biliyoruz ki Washington daha da sertleşecek. Derin Amerika'ya göre o 800 kirli işadamı yaklaşık 50 farklı ülkenin vatandaşı... Bu isimler kara listeye alınacak.
İnterpol aracılığıyla birçoğu da tutuklanacak. Bunun kararı alındı. Hem de aylar öncesinden. Coronavirüs salgınıyla birlikte bu planın başladığını anladık.
Tabii ki Londra da buna karşı adımlar atacak. Çok açık şekilde Esther Salas'ın ailesi üzerinden verilen mesaj savaşın daha da derinleşeceğini gösteriyor.
Suikastlar üzerinden mesajlar sürecek. Daha çok önemli isimler de hedef olacak. Hep bir anlaşma ihtimali için diyalog kapılarının açık olması istendi.
Bunu iki taraftan da isteyenler oldu. Ancak diyalog kapısını kapatmak isteyenlerin daha güçlü olduğunu gördük.
Bu da DERİNLERDEKİ endişeyi artırıyor.
Çünkü I. ve II. Dünya Savaşı'nda bile diyalog kapıları hep açıktı. Bir orta yol bulunabilir mi? Bu savaşlarda hep ortaya çıkan durumdu. Bu kadar büyük bir etkisi olacak sistem değişikliğinde diyalog kapılarının kapalı olması kaosun daha da artacağının kanıtı.
Şimdi her iki tarafın oyuncuları yeni pozisyonlarını alıyorlar. İşadamları burada çok önemli. Her iki taraf için de...
Rothschild ailesi, işadamlarına 'güvenlik' garantisi verdi. Ancak Rothschild ailesine yakın olan işadamları, büyükelçiler infaz edildi.
Yani güvence tam da gerçek bir güvenlik kartı değil. Risk hala çok fazla. Patronlar yani parası olanlar korkaktır. Onlar da korkuyorlar. Birçoğu tatile çıkmadı. Tatile çıkanlar eski askerlerden oluşan timlerle gitti.
Sadece 5 önemli oligark, 200 kişilik eski askerlerle tatilde. Putin bile bu durumu öğrenince, Rusya'da gerilimin artacağını anladı. Çünkü artık her iki tarafın oyuncuları açık hedef. Bu risk her geçen gün daha da artıyor. ÇOK KİŞİ ÖLECEK... Türkiye'deki işadamları da bu fırtınadan etkilenecek. HERKES TARAFINI SEÇMEK ZORUNDA ÇÜNKÜ... Çok tuhaf bir zamanın içinden geçiyoruz... Kimse YARINLA ilgili net bir şey konuşamaz...
Çok şey olacak. Çok şaşıracağız...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.