Post corona
SAVAŞTA olduklarını lisan-ı münasiple anlattı... Gelin bugün o savaşı başka iki enstrüman üzerinden daha önce yaptığımız gibi tekrarlayalım...
Ama önce Henry Kissinger'e uzanalım...
Coronavirüs yeni bir dünyanın kapısını araladı. Bunu en iyi bilenlerden biri Henry Kissinger.
Gelecek ay 97. yaş gününü kutlayacak. Wall Street Journal'a bir iki gün önce makale yazdı.
Rothschild ailesine yakın olan Kissinger, "Coronavirüs, dünya düzenini sonsuza kadar değiştirecek. Ekonomi ve siyasal olarak artık dünya yeni frekansına geçecek. Bu yeni düzen yüzyıllar sürecek" dedi.
Ancak Kissinger, aileye yani ROTHSCHILDLER'e değil Amerika Birleşik Devletleri'ne seslendi. Kissinger, "Washington sorumluluk almalı ve bağımsız dünya düzeni için adım atmalı" çağrısı yaptı. Kissinger ABD'nin kontrolünde yeni bir dünya düzeni istiyor artık. Putin'le de Cinping'le de yakın dostluğu olan Kissinger'in görüşlerini yabana atamayız...
Yakın tarihin bütün dehlizlerinde izi bulunan Kissinger'in düşüncesi böyle...
Gelin Kraliçe'nin de tanımladığı SAVAŞI iki yayın üzerinden, iki dergi üzerinden anlayalım... Çatışmanın boyutlarını çizmeye çalışalım.
Time veya Newsweek önemli dergilerdir. Ancak ikisi de asla The Economist ve Der Spiegel değildir. The Economist ve Der Spiegel, iki akımın sesidir, gücüdür. Belki birkaç kez yazdım. DER SPIEGEL bir süre önce BU DÖRTLÜYÜ DURDURUN kapağıyla çıktı. Dergi DERİN ABD'ye sesleniyor ve "Trump-Erdoğan- Putin-Cinping ittifakını bozun" çağrısı yapıyordu...
Zaten o tarihten sonra İPEK YOLU unutuldu, Rusya ile savaşın eşiğine kadar geldik...
CORONAVİRÜS belası dünyayı alt üst etti. Garip bir şekilde derginin istekleri gerçekleşmiş oldu.
The Economist, Rothschild ailesinin geleceğini korumakla görevlidir. Der Spiegel ise Washington'dan dünyayı yönetmek isteyen Katolik akımın sözcüsüdür. The Economist, son kapağında Coronavirüs'ün kendilerine karşı yapıldığını, Yeni Dünya Düzeni'nin değiştirilmesi için ortaya çıkarıldığını ima etti.
Ancak "Her şey kontrol altında" manşeti attı ve "Büyük hükümet, özgürlük ve virüs" kapağıyla çıktı... Kapak fotoğrafı ise tasma ile köpek gezdiren adam bir başka iple yönlendiriliyor.
Yani Rothschild, "Bizim 100 yıl önce kurduğumuz düzeni değiştiremeyeceksiniz. Her şeyi çözdük, bizim Yeni Dünya Düzeni'miz revize edilecek, sistem sürecek" diyor.
Rakip olan diğer dergide de işler karışıktı...
Der Spiegel, Rothschild ailesinin tek dünya devleti için tasarladığı Euro'nun virüs tarafından parçalandığını yani Avrupa Birliği ile Euro'nun bittiğini dünyaya duyuruyordu. Der Spiegel, Alman dergisi gibi görünse de Euro'nun bitirilmesini istiyor. Burada bile derginin Alman olmadığını anlayabiliyoruz.
Derginin arkasındaki güç DERİN AMERİKA'ydı...
Bu iki dergi birbirini çok iyi anlıyor ve hamle üzerine hamle yapıyorlardı...
Der Spiegel konuyu daha da net olarak ortaya koyuyordu...
"Dolar yine rezerv para kalacak. En azından bir 20 yıl daha bu sistem sürecek.
Dijital dolar olabilir. Bunun çalışması da tamamlanmak üzere..." diyordu.
Hem DERİN AMERİKA hem Rothschildler'in başını çektiği AİLELER ligi BITCOIN istiyordu DOLAR ve EURO sonrası... İki taraf da bu savaşı kendilerinin kazanacağına inanmakta. Bu nedenle kavgayı, mücadeleyi, savaşı görmek DER SPIEGEL ve THE ECONOMIST üzerinden mümkün...
Dergiler üzerinden gidip biraz daha derine inelim...
Bu iki dergi doğal olarak kendilerine bağlı işadamlarına da mesajlar içeren haberler yapar.
Bunlardan son dönemde en önemlisi 2 ay önceki kapaktı...
Daha AVRUPA CORONA ile tanışmamış, ABD'ye virüs bulaşmamıştı... Ama Dergi ÇİN'i kapak yapıyordu!
Der Spiegel virüs sadece ÇİN'deyken, 2 ay öncesinden CORONAVİRÜS için "Made in China" diye başlık attı. 2 ay önce atılan başlığın karşılığını bugün anlamak çok daha kolay... Akıllarının arkasındaki oyunu ifşa ediyorlardı... DERİN AMERİKA'nın aylar sonra ÇİN'den trilyonlarca DOLAR isteyeceğinin ilk işaret fişeğiydi o kapak! Çok kişi anlamadı.
Iskaladı...
The Economist ve Der Spiegel'in her kapağı savaşın yönünü, boyutlarını anlamamızı sağlıyor. Çok derin bir çatışma halinin sıradan insanları da dolar milyarderlerini de etkilediğini görüyoruz. Kimse dışında kalamıyor. Zaman zaman iki gücün anlaşma zemini yokladığı oluyordu. Bazen "acaba anlaştılar mı?" sorusu heyecanımızı artıyordu. Ancak Coronavirüs'ün Çin'de ortaya çıkması, dünyayı daha doğrusu ekonomi üzerinden insanları etkilemesi savaşın şiddetlendiğini kanıtladı.
3-4 ay önce petrol dünyanın en önemli gücüydü. Bugün ise petrolün değeri yok. Yani yıllık planların değil günlük planların bile saat başı değiştiği günlerdeyiz. Korkunun ve endişenin sürekli arttığı da doğru. Her hafta The Economist ve Der Spiegel'in kapağını merakla bekliyoruz. Dengeleri daha iyi anlamak için.
Parayı yönetenlerin yeni dönemde olup olmayacağını anlamaya çalışıyoruz. Ancak onlar bile bilmiyorlar. Her sabah farklı bir güne uyanmanın paniğindeler. Korkmakta haklılar. Güvende değiller.
Aslında kimse güvende değil. Parayı yönetenlerin, yönlendirenlerin de virüs sonrası dünyayı anlamakta zorlandığı SIR değil...
Sonunun nereye varacağını CORONAVİRÜS'ü çıkartan birkaç kişi dışında kimse bilmiyor.
Her ne olursa olsun içeride kenetlenen, birbirine yaslanan TÜRKİYE işin sonunda karlı çıkar... Biz sandığımızdan çok daha büyük ülkeyiz... Sular çekildikten sonra bu gerçek bir kez daha anlaşılacak...
Avrupa'nın dağılma sürecini yaşayıp göreceğiz...
Avrupa gözlerimizin önünde eriyecek... Bizi yıllarca kapıda bekletenlerin kapısını çalan olmayacak. Kapıları da olmayacak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.