İÇERİ bakıp siyasi partiler, liderler, yeni kurulan ve kurulacak olan hareketler üzerinden pek çok şey yazılabilir.
Dünyayı anlamaya da yarar.
Buna girmemek için dışarıdan Türkiye'ye yönelmeyi tercih ediyorum.
İşimiz olan biteni anlayabilmek ve aktarmak.
Gelin bugün yine bildiğimiz yoldan gidelim.
Amerika Birleşik Devletleri'ni ne kadar sık yazdığımı biliyorsunuz. Bugün oraya dokunmadan gidelim. Finalde onların tavrı elbette önemli.
Ama savaş şimdi AVRUPA'nın içinde... Avrupa'dan ABD'ye uzanalım... Amerika içinde en güçlü akım ALMAN veİNGİLİZLER'dir. Fransızlar da fena değildir... Almanlar pek bilinmez ama. Sayıları da etkileri de... Almanya'da ve ABD'de bir efsane vardır. MuhlenbergEfsanesi... ABD Temsilciler Meclisi'nde 1794 yılında bir grup ALMAN, kanunları ALMANCA'ya çevirmek için başvuru yapar. Bu oylama 41'e karşı 42 oyla reddedilir.
Alman soyundan gelmesine rağmen çekimser oy kullanan kişi de FREDERICK MUHLENBERG'dir! Rivayet böyle. Hatta "Almanlar'ı ne kadar çabuk Amerikalı yapabilirsek o kadar iyi olur" dediği de konuşulur. İNGİLTERE zaten güçlüdür. ABD'nin dili İNGİLİZCE'dir... Defalarca yazdığım gibi İNGİLTERE KRALİÇESİ II. Elizabeth, Windsor Hanedanı üyesidir.
Hanedan köken olarak ALMAN'dır. HANNOVER HANEDANI'YDI. Sıkıntı da budur! İki dünya savaşı AİLE arasındaki anlaşmazlıktan çıkmıştır... Hannover Hanedanlığı 1714'ten sonra BÜYÜK BRİTANYA KRALLIĞI'nı da yönetmeye başladı... İlk Kral I. George'ydi.
Alt kolu da Windsorlar'dı! Kraliçe II. Elizabeth yani... Karşıda da KUTSAL ROMA GERMEN İMPARATORLUĞU'nunvarisleri vardı. Almanlarkendilerini böyle görüyordu.
962-1806 arası AVRUPA'nın efendisiydiler... AVRUPA'nın içindeki savaşları, aileleri ve ittifakları pek bilmiyoruz.
Durum böyle olunca Amerika'yı da anlamak zorlaşıyor... İKİ BÜYÜK SAVAŞ AVRUPA'dan çıkmıştır. Nedeni aile içi kavgadır. Üçüncüsü de kapıda zaten. Köken yine AVRUPA!
Güncele geçelim...
Kimseyi suçlamıyorum.
Sadece anlaşılması için örnek veriyorum... Osman Kavala "Anayasal Düzeni Bozmaya Teşebbüs"ten tutukluydu.
"Siyasal ve askeri casusluk" iddiası da gündeme geldi.
Dün daha... Kavala için tepki verenlere bakınca ALMANYA ilk sırada. AB de ikinci... Kavala tekrar tutuklanınca Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas "Hiçbir açıdan makul değil" diye tepki gösterdi. İddialar arasında Kavala'nın CIA'dan Henri J. Barkey ile dostluğu da vardı.
Bu Almanya-ABD arasındaki hattın ipucuydu. 15 Temmuz'dan sonra sığınma isteyen askerlerin ALMANYA'da olması, NATO şemsiyesinde kalması gibi...
Siviller de ya ALMANYA'ya ya da ABD'ye gidiyordu...
Kraliçe Elizabeth ve Buckingham öteden beri ABD'deCUMHURİYETÇİLER'e yakındı. ABD'yi böylece yanlarına çekiyorlardı. Trump da CUMHURİYETÇİ ancak ALMAN KÖKENLİ. Bu bir ilkti... Londra ziyaretinde KRALİÇE'yi Windsor Şatosu'nda 20 dakika bekletmesi ve yürürken aşağılaması hiç unutulacak gibi değildi.
Demokratlar ise Hillary gibi, Obama gibi, John Kerry gibi İRLANDA'ya kadar giderdi ucu. ANGLO SAKSON-KELTsavaşı yani...
Devam...
Sanırım 2015'ti. Paris'te Fransa-Almanya milli maçı vardı. STADE DE FRANCE'ın etrafı sarıldı. DEAŞ ortaya çıktı. Aynı dakikalarda BATACLAN saldırısı oldu. Paris kana bulandı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande stadı zor terk etti.
175 kişi can verdi...
Bir güç Fransa ile Almanya'nın yol arkadaşlığına itiraz ediyordu.
SORUNUN
MERKEZİ DE BURASIYDI! Bizi de bu nokta ilgilendiriyordu...
Göçmen krizi, İdlib, Libya, Hafter, Kürt Devleti projesi, Fırat'ın doğusu, Rusya krizi hepsi aynı odakta buluşuyordu! İran'ı da içine alıp İPEK YOLU'na kadar uzatın parantezi...
Ancak zamanla ittifakların rengi değişti. Son İDLİBSALDIRISINDA BU NETTİ...
Boris Johnson Türkiye'ye geldiğinde şunları söylüyordu.
Yazmıştım. Hatırlayın... "Birleşik Krallık dış politikada ufuklarını genişletecek. Türkiye ve dostlarımızla bağlarımızı çok güçlendireceğiz. KÜRESELBRİTANYA dediğimiz de budur... Türkiye vazgeçilmez bir ortağımızdır. Karşı karşıya bulunduğumuz tehlikelerin önünde Türkiye var..." Bence bu çıkışla birlikte İNGİLTERE- ALMANYA savaşı gizlenemez oldu. Stade de France'da başlayan saldırıdan sonra Fransa- Almanya iyice kenetlendi. Ve etki alanlarını yeşertmeye çalıştı.
Macron da gelse bu değişmedi, Merkel'le yürüdü...
Bu ittifak, etkiledikleri ülkelerle birlikte LİBYA'da da Suriye'de de Akdeniz'de de karşımıza dikildi. Türkiye'nin İNGİLTERE ile yol almasına itiraz ediyorlardı.
Trump'ın CUMHURİYETÇİ olmasından dolayı İngiltere üzerinden Ankara'ya olumlu etkisi de görülüyordu... Ancak hem Fransa hem Almanya'nın KÜRT MESELESİNDE tavrı ABD ile aynıydı. Çok ortak nokta vardı. PKK ABD'de pek görülmüyor ama Almanya ve Fransa'da elini kolunu sallayıp gezebiliyordu. Destek sınırsızdı.
Aynı şekilde Moskova'da da alan buluyordu! Suriye'deki pek çok gözlem noktalarını ABD askerleri Fransızlar'la paylaşıyordu.
Libya'da WAGNER üzerinde ALMAN-ABD ittifakı gizli de değildi. KUTSAL ROMAGERMEN'in varisleri RUSYA'yı yanlarına almıştı!
Putin'i darbe ile sınırlamışlardı.
Rus derinleri yanlarındaydı.
Bu hat Washington'a kadar uzanmaktaydı. Erdoğan'ın Kremlin'de beklerken çekilen görüntüleri de bu ekol tarafından sızdırılıyordu.
Ankara, İNGİLTERE ile yol almak istiyor, ancak bu ittifak karşı çıkıyordu. Erdoğan'ı sınırlamak, çevrelemek amacı taşıyorlardı. Alman-Fransız- Rus ittifakının yanında Türkiye olduğu an karşı tarafın söz hakkı kalmazdı. Ama Türkiye, Londra ile yan yana gelince bu kez AVRUPA İTTİFAKI zorlanıyordu. Türkiye merkezde DENGE ülkesiydi. Bütün çabalar Türkiye'nin eksenini değiştirmek için. Türkiye makas değiştirdiği an İNGİLİZLER buralarda olamayacaktı. Akdeniz de Ortadoğu da bitecekti onlar için... ALMANLAR kazanacaktı...
İki büyük savaşın aktörleri yine sahnede. ABD de uzaktan izleyip BURALARDA SAVAŞIN BÜYÜMESİNİ İSTER GİBİ DAVRANMAKTA...
Trump ne dedi? "Bırakalım Türkiye ile Suriye savaşsın. Bize ne..." Suriye dediği Rusya idi, İran idi... Arkada da AVRUPA vardı... Washington ayakta kalacak olanla gidecek gibi bir intiba vermekte... Dünya toz dumanken bunu görmek kolay değil ama AVRUPA'nın kendi savaşından sonra sahne alacakları belli... Her iki tarafa da destek vererek hem de...
Olayları okumak hiç bu kadar değerli olmamıştı... 2020'de çok şey göreceğiz...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.