Bumerang etkisi

YENİ DENGENİN oluşmasına yönelik adımlar hızlandı. İyice arttı.
Ve tehlikeli boyutlara taşındı.
Bunu görmeden önümüze gelecek tabloyu okuma şansımız yok. Karşı karşıya olanlar yan yana... Son karede birlikte olması düşünülenler hızla ortak merkezlerine doğru yol almakta...
İran'dan, Suriye'den, Libya'dan gidelim bugün de. SAVAŞIN CEPHELERİNİ görelim.
Herkesi bekleyen tehlikeyi de büyük ortaklıkları da...
Geçtiğimiz günlerde Rus Lider Putin İstanbul'a geldi.
Gelmeden önce ŞAM'a uğradı.
Esad'la görüştü.
Görüşmenin yapıldığı salonun fotoğraflarına iyi bakın. İnternette bulmak çok kolay.
Dikkatlice bakın!
Esad'ın eski karargahı olan ama kısa bir süre önce Rus üssü olan Şam'ın kuzeyindeki dev salonda, Esad'ı ağırlayan Putin'in tavrı şaşırtmadı. Görüşmenin yapıldığı salonda Rus bayrakları vardı, tek bir Suriye bayrağı görebilen yoktu. Toplantı öncesi Esad, üssün gizli odasında 30 dakika bekletildi. Hem de yalnız olarak. Suriye Savunma Bakanı Ali Abdullah Eyyüb, tabureden bozma alçak bir sandalyede oturtuldu. Fotoğrafa bakın, aşağılamayı görün. Görüşme sonrası yemekte Esad'a küçük tabak verildi. Bütün bunlar SURİYE TOPRAKLARINDA oldu... Rusya'yı Suriye'ye davet edenin de ABD olduğunu hiç unutmayalım...
Devam...
Ukrayna Hava Yolları'nın 752 sefer sayılı Tahran-Kiev uçağının füze ile vurulması ve 176 kişinin ölümü, neresinden bakarsanız bakın Kasım Süleymani suikastından daha tehlikeli bir dünyaya yolculuk yaptığımızın kanıtı. Bunu bir yere not edin.
İNANILMAZ OLAYLAR YAŞANACAK! Şimdi uçağın nasıl düşürüldüğüne bakalım.
CIA'da görev yapmış marka isimlerin SİBER SALDIRI ile ilgili görüşleri var. Bulmak çok da zor değil. Ben değişik bir pencereden bakalım diyorum...
Uçağı İran'ın Rusya'dan satın aldığı SA-15 Tor Savunma Sistemi'nin füzesi vurdu. Bu sistemin özelliği, transponder sinyallerini okuyabilen özel bir yazılıma sahip olması. Yani havadaki nesnenin yolcu uçağı mı düşman savaş uçağı mı olduğunu tanıyan bu sistem çok gelişmiştir. Bu sistem DÜŞMANI da ARKADAŞI da (IFF) bulur, sorgular... Yani, "Havada düşman bir savaş uçağı var, vuralım mı vurmayalım mı" diye paylaşımda bulunmaz. Özü gereği havadaki her nesneyi tanır...
İşte bu sisteme, siber bir müdahale oldu.
Birinci ihtimal, İran Genelkurmay Başkanlığı içindeki bir siber ekip IFF sistemini kapattı. Siber ekip, Ukrayna Hava Yolları'nın 752 sefer sayılı uçağının SA-15 Tor Savunma Sistemi'nin menziline girmesine sadece 18 saniye kala IFF 'yok' hale getirdi. SA-15 Tor Savunma Sistemi de yolcu uçağını Amerikan savaş uçağı olarak gördü ve füzeyi yolladı.
İkinci ihtimal ise Rusya...
Amerika Birleşik Devletleri ile Ortadoğu konusunda gizli gizli yol alan Moskova, Washington'a jest yaptı. Moskova'daki Arbatskaya Meydanı'nda bulunan Rusya Genelkurmay Başkanlığı'ndaki siber ekip IFF sistemini kapattı. Füze uçakla buluştu, facia yaşandı...
Üçüncü ihtimal ise Washington yani Pentagon, Ukrayna Hava Yolları'na ait uçağı hedefe aldı. O sırada Tahran üzerinde bulunan Amerikan uydusunun yardımı ile IFF sistemini kapattı. Aynı anda da hava savunma sistemi otomatik olarak füzeyi gönderdi. SA-15 Tor Füzesi uçakla buluştu...
28 Haziran 2019'da bir Amerikan silah şirketinin (Raytheon ihtimali çok yüksek), birçok ülkenin hava savunma sistemine sızabilecekleri bir yazılım geliştirdiklerini Pentagon'la paylaştı. İşte bu sistemin ilk denemesinin SA-15 Tor Savunma Sistemi üzerinde denendiği de oldukça yüksek ihtimal.
Bu aynı zamanda TEHLİKENİN ismi!
Kimlik, arkadaş ya da düşman (IFF) sistemini kapatan ülke Fransa'nın, Almanya'nın, İspanya'nın, İtalya'nın, Japonya'nın hatta Rusya'nın yolcu uçaklarını o ülkenin savunma sistemiyle düşürebilir! Kendi silahıyla kendi sivil uçaklarının vurulmasının önü açılabilir! Çünkü bu yazılım birçok hava savunma sistemini düşman tarafından kullanılır hale getirebiliyor. Size bir yolcu uçağını düşman savaş uçağı olarak gösterebiliyor.
Eylül ayında İran'daki Semnan Fırlatma Üssü'ndeki Safir SLV uydusu fırlatılırken infilak etmişti.
İddialara göre bu patlamanın ardından Amerikan siber uzmanları vardı. Hatta ABD Başkanı Trump, patlamadan sonra attığı twette, "ABD'nin, İran'daki Semnan Fırlatma Üssü'ndeki Safir SLV uydusunun son fırlatma hazırlıkları sırasında meydana gelen feci kazada hiçbir rolü yok" diye yazmıştı.
Düşünebiliyor musunuz?
Aynı gün birçok ülkedeki yolcu uçakları, o ülkenin hava savunma sistemleri tarafından vuruluyor.
Artık yolcu uçaklarının, sivil masum insanların bile hedef olduğu döneme girdik. Maalesef artık çok daha sertleşen ve kural tanımayan bir savaşın içindeyiz.
İran'a bakın! Kasım Süleymani'nin ölümünden doğan o kaos ortamı bitti. Hem de 1 haftada. Kasım Süleymani suikastı, ABD'nin dünyaya, "İran diye bir devlet yok" mesajıydı. Saldırıdan bir gün önce PENTAGON'da buluşan generaller İran'a tek bir saldırının kapsamlı bir operasyon kadar zarar vereceğini söylediler. Genel kabul buydu. Öyle de oldu.
Süleymani suikastından sonra yaşananlara ve medyaya bakın.
Dün neredeyse hiçbir İRAN gazetesinde SÜLEYMANİ ile ilgili tek satır yoktu. Ülkenin milli kahramanı 10 günde unutuldu mu? İran, artık hiçbir konuda devlet olarak ciddiye alınmayacak. Fransa, İngiltere ve Almanya, İran'ı 'yok' hükmünde sayacaklarını açıkladı. İran'la yapılan ve yapılacak tüm anlaşmalar Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından iptal edildi.
Rusya da iki önemli toplantıyı iptal etti. Yani İran artık eskisi gibi olmayacak.
Şimdi "Nasıl bir İran?" sorusuna cevap aranıyor. Bu cevabı sadece Washington biliyor.
Çünkü Hamaney ya gizlice Amerikan isteklerine destek verecek ya da koltuğundan indirilecek.
İran'ı yolda bırakan ilk ülke aslında Çin oldu. Süleymani saldırısından sonra Çin, "İtidal" çağrısı yaptı. Çin, İran'ın yanında yer almanın artık yeni dünyada bir geçerliliği olmadığı gördü.
Hatta Süleymani suikastından sonraki 'itidal' açıklaması ABD'de memnuniyetle karşılandı ve 12 gün sonra ABD ile Çin arasında 'ticaret savaşı'nın şimdilik bitirildiğine dair resmi anlaşma imzalandı.
Şimdi geri çekilip bakalım...
Libya ve Suriye'de görüldü ki ABD-RUS ortaklığı yeşermekte ve hızla yol almakta. Almanya da yanlarında... Berlin'in BARIŞ MASASI olarak seçilmesi de bu! Hafter'in ALMANYA ile görüşmesi de... VATİKAN da bu ekolde... Diğer tarafta da İngiltere ve İngiliz aklı var.
Boris Johnson bir süre önce "Eski dostluklarımızı canlandırıp ortaklaşa küresel bir egemenlik meydana getireceğiz" diyordu...
Hangi taraf kazanır, hangi taraf nasıl ilerler bilemiyorum. Ama TÜRKİYE olmadan kimse adım atamaz... MERKEZDE biz varız.
NET! Bunu biliyorum...