Kod adı kırmızı
Programda başka açıdan ele alınan bir Le Mesurier göreceksiniz. Dünyanın akıllı merkezlerinde yaklaşık 1 aydır konu bu infaz. Türkiye'de ise zaman hızlı akıyor. Çok şeyi anlamadan geçme, unutma gibi bir isteğimiz, eğilimimiz var. Oysa burnumuzun dibindeki çok önemli bir infazın nedenlerini, sonuçlarını görmeden geçemeyiz!
Takip edenler bilir! İlk günden beri İNFAZ olduğunu yazıyorum. Gelişmeler ve sızan bilgiler ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu.
Ancak bir de sızmayan ve buralarda bilinmeyen çok ama çok değerli bir yanı var olayın. Gelin bugün isterseniz oradan gidelim. Le Mesurier'in ilişkilerini, dostluklarını, operasyonlarını paylaştım.
Neden hedef olduğunu günlerdir aktarmaya çalışıyorum. ANCAK OPERASYONUN HİÇ BİLİNMEYEN BİR YANI VAR! EN AZINDAN BURALARDA YAZAN, ÇİZEN VE ANLATAN YOK... Gelin o parantezi biz de açalım... Bakalım ortaya çıkacak olanı sevecek misiniz! Keyif alacak mısınız?
Haydi...
James Gustaf Edward Le Mesurier'in 11 Kasım'da İstanbul'da öldürülmesinin merkezinde CIA var. Bunu sadece ben yazmıyorum.
Sadece ben söylemiyorum.
Tüm olanları MI6 kaynakları da doğruluyor. MI6 Le Mesurier'in ajan olduğunu kabul etmese de tüm istihbarat birimleri bu gerçeği biliyordu.
Le Mesurier'i ölüme götüren BÜYÜK SIR neydi? Neden öldürüldüğü hakkında bilgimiz vardı. Yazıldı, çizildi! Ancak kolundaki 80 bin dolarlık saatle ölüme sürükleyen ASIL NEDEN neydi?
Uzatmayalım...
Le Mesurier KIRMIZI ÇANTA için infaz edildi!
Le Mesurier, 1691 yılından beri İngiliz devlet geleneği olarak, gizli belgelerin taşınması için kullanılan kırmızı çantanın (Red Box) benzeri için öldürüldü. O çantanın içinde MI6'nın, CIA başta olmak üzere 9 istihbarat örgütünde kendisine çalışanların isim listesi vardı.
Günlerdir ÖLÜMLER SÜRECEK diye yazıyorum...
Bütün işaretler bu yönde çünkü.
Açalım biraz daha...
Daha önce pek çok İNGİLİZ BAŞBAKANIN elinde gördüğümüz DEVLET SIRLARINI taşıyan KIRMIZ ÇANTANIN benzeri Le Mesurier'deydi! MI6'in çok önemli dokümanları kendisindeydi! Bu KIRMIZI ÇANTA içinde MI6'nın ülke dışındaki operasyonel birimlerinin adım adım çalışmaları vardı. MI6'nın Akdeniz'de son olarak hazırladığı '20 yıllık Akdeniz' planları detaylandırılmıştı.
CIA'nın Suriye'deki güvenli evinde ele geçirilen çok önemli belgeler de kırmızı çantadaydı.
Çanta bir hazine kadar değerliydi anlayacağınız...
Şimdi kesin olan şu ki BU ÇANTA ARTIK İNGİLİZ İSTİHBARATI MI6'te değil...
Operasyonun merkezinde olan CIA'nın bunu ele geçirme ihtimali çok ama çok yüksek.
Yankılanan seslere göre TÜRK İSTİHBARATI da İSRAİL İSTİHBARATI da son hamle ile bunu ele geçirmiş olabilir. Ancak CIA'nın elinde olduğu yönünde ağırlıklı bir değerlendirme var! Alman GİZLİ SERVİSİ BND'nin, hatta Rus istihbarat servisi FSB'nin de kırmızı çantanın peşinde olduğu anlaşıldı. MI6 kırmızı çanta için, 'Dünyanın 8. harikasını kaybettik' diyor. Le Mesurier, MI6'ya ihanet etmezdi. En azından MI6 öyle düşünüyor. Ancak çantadan kimin haberi vardı?
MI6, açığa çıkma ihtimalini bile görmezden gelerek Türkiye'deki tüm ajanlarını kırmızı çanta için görevlendirdi.
Muazzam bir hareketllik var. Bütün ajanlar sahada!
Her yer allak bullak!
Müthiş bir kovalamaca, müthiş bir araştırma var.
11 Kasım'dan itibaren KIRMIZI ÇANTANIN nerede olduğu büyük bir gizem. Şimdi bu gizemin aydınlanmasından çok daha önemli olan çantanın MI6'ya geri dönmesi... Bu İngiltere'nin geleceği için de çok önemli.
Çünkü içindekilerin yabancı istihbarat birimleri tarafından öğrenilmesi, ulusal güvenliği de tehdit ediyor.
Le Mesurier, 9 Kasım ve 10 Kasım'da kimlerle görüştü?
Çanta yanında mıydı?
MI6 bu soruların cevaplarını ararken, Le Mesurier'in İstanbul'da görüştüğü 3 Türk arkadaşını da incelemeye aldı.
İddialara göre 9 Kasım sabahı Le Mesurier, yine Karaköy'de oturan Türk arkadaşının evinde kaldı. Le Mesurier, İstanbul'da evinin dışında başka bir yerde uyanmayı sevmezdi. Çünkü en güvenli yerin kendi evi olduğunu biliyordu. Çok özel güvenliği bulunan ev, onun en rahat ettiği yerdi.
İşte bu kadar dikkatli olan Le Mesurier, neden 9 Kasım sabahı başka evde uyandı. Ya da hiç uyumadı.
Bir istihbarat servisi ne kadar güçlü olursa olsun, bazı zamanlarda 4 duvar arasında kalabiliyor.
MI6 işte tam bu durumda.
İstanbul, MI6 için hep önemliydi. İstanbul başka istihbarat örgütleri için de hep özeldir. Dün de bugün de... Ancak MI6, kurulduğu 1909 yılından itibaren güçlü olduğu İstanbul'da tarihinin en görkemli dönemini yaşıyordu!
Bütün istihbarat teşkilatları bunu biliyordu!
James Gustaf Edward Le Mesurier cinayetinin üstü kapatıldı. Yanlış bilgilerle cinayetin sıradan bir olay olduğu algısı yayıldı! EN azından böyle gösterilmeye ihtiyaç duyuldu! İngiliz medyasındaki birçok habere sansür uygulandı. The Guardian ve The Times gazeteleri, Türkiye'de hiç kimsenin bilmediği bazı basın kuruluşlarını kaynak gösterdi. İngiliz medyasından açık şekilde sansür istendi, onlar da gereğini yaptı.
Çünkü İngiltere'nin ulusal güvenliği risk altındaydı.
KARAKÖY'deki infaz LONDRA'yı sarsıyordu!
Anlaşılmayan buydu.
Ve bunu başka bir örgüt İSTANBUL'un göbeğinde en güvenli evde yapıyordu!
O KIRMIZI ÇANTA için kesinlikle ve kesinlikle adım ya da adımlar atılacaktır. İngiliz hükümeti de BUCKINGHAM SARAYI da MI6 de ısrarlı ve kararlı bir tavır izleyecektir. O çantadaki gizli belgelerin bir şekilde ele geçirilmesi gerekmekte...
İSTİHBARAT SAVAŞLARI hiç olmadığı kadar tırmanacak. Ve bu savaşı biz çıplak gözlerle izleyeceğiz...
İstanbul'da da adımların atılması büyük ihtimal...
Başka şeyler de olacak gibi...
İzleyelim bakalım...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.