GEÇTİĞİMİZ günlerde son JAMES BOND James Gustaf Edward Le Mesrurier'in KARAKÖY'de öldürülmesinden sonra isminden söz etmiştim.
Oğlu üzerinden uğradığı operasyonu kısa da olsa anlatmaya çalışmıştım.
Gelin isterseniz dengeleri yine aynı isim üzerinden başlayıp anlatmayı deneyelim...
Sir Alex Younger...
Younger, Ortadoğu ve Afganistan'da MI6'nın en iyi saha ajanlarından biriydi. Soğuk Savaş döneminde elde ettiği başarılar nedeniyle evinin bir odası madalya dolu. Kraliçe II. Elizabeth'in en güvendiği isimlerden biri. Öyle ki David Cameron, Theresa May ve Boris Johnson'ın onu görevden almak için kaç hamle yaptığını Kraliçe II. Elizabeth bile unutmuştur. SIRADIŞI BİR AKIL, SIRADIŞI BİR BECERİ, SIRADIŞI BİR OYUNCU!
Oğlunu kurban verdi. Detayları yazmıştık. Dileyen hatırlamak için baksın... Younger büyük hamlelerin adamı.
Zaten büyük istihbaratçılar rakiplerin oyununun içine sızıp o hareketin yönünü değiştirenlerdir. Herkesin yapacağı iş de değildir!
Younger istisna ajanlardan, isimlerdendi! DEAŞ'ın içine sızan MI6 ajanlarının, tüm Amerikan planlarını bozduğunu gizlemedi. O kadar çok gizli operasyona imza attı ki, kendisine suikast beklerken oğlunu infaz ettiler.
Ve Alex Younger, çok önemli açıklamalar yaptı.
Younger, "Soğuk Savaş sonrası dünya en tehlikeli günlerini yaşıyor. Latin Amerika ülkeleri, Rusya, İran, Irak, Suriye'de yaşanan gelişmeleri olağan göremeyiz.
Bu sorunlar çok daha olumsuz bir gelecek yaşamamıza neden olabilir. Eskiden birçok istihbarat örgütüyle anlaşırdık. Elbette ülke çıkarlarımız önemliydi ama her ülke için ortak noktada buluşabiliyorduk. Şimdi ne Suriye'de ne de başka bir ülkede ortak istihbarat faaliyetlerinde bulunuyoruz.
Sorun yaşıyoruz" dedi.
Alex Younger, "Ne kadar güçlü olursanız olun, Kraliçe II. Elizabeth tarafından da korunsanız oğlunuzun suikastla öldürülebildiği bir dünyada yaşıyoruz" demeye getiriyor... Yeni bir dünyanın kurulduğunu açık şekilde anlatıyor Younger. Gizleyip sözü dolaştırmıyor... "Güç, para ve politika artık Doğu'ya gidiyor. İngiltere olarak artık Batı'yı değil, Doğu'daki ekseni önemsiyoruz. Çünkü gelecek burada" sözleri de Londra'nın Washington'dan koptuğunun işareti. İşte bu büyük kopuşun merkezi de İSTANBUL...
Çin'in teknoloji konusunda çağ atladığı MI6'da kabul ediliyor. Tıpkı diğer istihbarat teşkilatlarının kabul ettiği gibi...
İstanbul'da inşa edilen dünyanın en büyük havalimanına karşı olan İngiltere, şimdi ortaklık istiyor.
Çünkü İstanbul, yeni dönemde çok öne çıkacak. MI6, İstanbul'daki birçok gelişmeyi yakından takip ediyor. James Gustaf Edward Le Mesurier'in İstanbul'da infazı da Amerikan-İngiliz çatışmasının yansımasıydı. Bu kavganın dışavurumuydu! Merkez olarak da İSTANBUL seçilmişti.
Tesadüfen değildi...
İngiltere, uzun yıllardır Çin ile yakın ilişkiler içinde.
Özellikle Yeni İpek Yolu için anlaştı. Kraliçe II. Elizabeth bile bu anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. Yeni İpek Yolu için İngiltere artık çok daha ön plana çıkmak zorunda. Çünkü Washington, İngiltere'yi ORTADOĞU ve özellikle Akdeniz'den çıkarmak istemektedir.
Özellikle Kuzey Afrika'da yer alan ülkelerde İngiltere karşıtı operasyonların temelinde Washington yatmaktadır.
Washington biliyor ki, İngiltere ile artık aynı yolda yürümek zorlaştı.
Eskiden CIA ile MI6'nın ortaklığı ve bu ortaklıktan güçlenen bir MOSSAD vardı. Şimdi CIA ile MOSSAD yan yana devam ederken, MI6 dış oyuncu kaldı.
Ortadoğu'da birçok MI6 ajanı infaz edildi. İstihbarat savaşları başladığı zaman yani ajanlar infaz edildiği anda ortaklık biter. ABD ile Rusya ne kadar düşman olsa da, ajanlarını öldürmedi. Aralarında gerilim oldu ama ölüm yoktu. Aksine CIA'nın katkılarıyla MI6 Sergey Skripal'i zehirledi. Kızıyla birlikte...
ABD'de tutuklanan ve en önemli Rus ajanı olarak bilinen Rus Maria Butina bile Rusya'ya iade edildi. Sadece 4 yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri sınırları içinde yakalanıp Moskova'ya iade edilen Rus sayısı 40'ı aştı.
Ancak İstanbul'daki MI6 ajanı James Gustaf Edward Le Mesurier öldürüldü. Ve cesette Amerikan izi de açık şekilde gösterildi. 11 Kasım'da infaz edildikten sadece 9 saat sonra Alex Younger'ın ortaya çıkıp açık şekilde savaşın başladığını ve Batı'nın değil Doğu'nun yanında yer alacaklarını söylemesi de tesadüf değildi.
Washington'da Rus ajanları yöneten isim olan Putin'in sadık adamı Alexander Torshin, "Rusya ile ABD ne kadar karşı karşıya gelse de perde arkasında ya kahve içerler ye de votka" sözü, iki süper gücün aslında birbirlerini büyüttüklerini gösteriyor. Le Mesurier cinayetinde Rusya'nın suçlanması bile ABD ile Rusya'nın arasını açmadı.
İngiltere'nin ABD ile biten ortaklığının etkilerini aslında görüyoruz. Kıbrıs adasının her iki tarafındaki anlaşmazlık da ABD ile İngiltere arasındaki kaos halidir. Özellikle Rus Kesimi'nde Rusya'nın güçlenmesini sağlayan İngiltere'dir. O nedenle ABD'nin her adımı Rusya ile İngiltere'yi karşı karşıya getirmek üzerine kuruludur.
Mayıs 2017'deki Manchester saldırısında gizlenen tüm fotoğrafların CIA tarafından New York Times gazetesine verilmesi, iki ülke arasındaki ortaklığın bittiğinin en önemli işaretiydi.
İngiltere hükümet düzeyinde sert açıklama yaparak ABD'ye tepki göstermişti. İngiltere, bunun karşılığını Rakka'da vermişti. Kasım 2017'de Amerikan özel kuvvetlerinin 250 DEAŞ teröristi ve ailesini dostane şekilde tahliye ettiğini fotoğraflayıp yayınlamıştı. İKİ DEV arasındaki kavga herkesi ama herkesi işin içine çeker. Londra demir yolu ile PEKİN'e bağlandı. İngiliz AKLI Çin'in içinde. Kimse aksini söyleyemez. ABD de buna itiraz ediyor. Git-gel yaşayan Trump'ın bir anda AFGANİSTAN'da ortaya çıkması da ÇİN'e ve arkadaki İNGİLTERE'ye mesajdı... "SAVAŞIRIZ" diyorlar. Akıl dışı gelse de SAVAŞ hiç uzak ihtimal değil. Sonuçları itibariyle yeni dünya düzeni muazzam bir değişiklik getirmekte.
Önermesi bu! SAVAŞSIZolur inşallah. Ama zor! Şimdiisimler ve kilit ülkeler üzerindençatışıyorlar. Tansiyon artacak.
Gerilim büyüyecek.
Çok hem de...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.