Aynı ekip!
Evanjelizm'den Anglikan Kilisesi'ne kadar uzansak, oradan KATOLİK dünyasına el atsak da olan biteni anlatmak ve aktarmak kolay olmuyor.
Büyük parantezin içinde gezinip duracağımıza küçük, etkili ve sonuçları itibariyle önemli olaylardan gidiyoruz. Daha akıllıca geliyor çünkü... Zaten büyük çekişmeyi anlatmaya yarayacak olayların peşini de bırakmamaya gayret ediyoruz...
Aynı noktadan devam edelim...
Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı, Amerikan derin devletinin sırlarını bilen Jeffrey Epstein'in hapiste infazı ve James Edward Gustaf Le Mesurier'in işkence sonrası öldürülmesi aynı ekibin işi.
Bu özel ekip dünya üzerinde arka arkaya çok getirisi olan suikastlarına devam edecek. SERT GİRİŞ YAPTIK AMA OLAN VE OLACAK OLAN BUDUR!
2 Ekim günü Cemal Kaşıkçı, Arabistan'ın İstanbul'daki konsolosluğunda öldürüldü. Bu tarihten sadece 10 gün sonra Pastör Brunson serbest kaldı.
EVANJELİKLER'in ağır bastığı akıl buralarda çok daha sıkıntılı işler yapacaklardı.
Bunu gören ANKARA PASTÖR'ü verdi. Akıl ve sağduyu galip geldi. Türkiye kayıp yaşayacağına bu jestle Trump'ı bir ölçüde yanına aldı!
Bu büyük plandan 13 ay sonra İstanbul yine bir suikastın merkeziydi. James Edward Gustaf Le Mesurier, evinin penceresinden atıldı.
İngiliz ajan Le Mesurier, atılırken kendinde değildi.
Hatta öldürüldükten sonra atılmış ihtimali de öne çıkıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinden sadece 28 saat önce gerçekleşen bu suikast, Türkiye'nin Suriye planlarından vazgeçmesi için düzenlenmişti! Akıllarınca Ankara'ya mesaj yollanıyordu!
Çünkü James Edward Gustaf Le Mesurier, İngiltere ve Türkiye'nin, Suriye'de de etkin olmasını isteyen birkaç isimden biriydi.
Le Mesurier çok önemli biriydi. Onun infazı elbette İngilizler için büyük bir şok olsa da Ankara'yı da etkiliyordu. Le Mesurier, Türkiye'nin bölgede etkisini, gücünü bilen ve bunu öne çıkarmak isteyenlerin başında geliyordu...
ABD bu suikastla Türkiye'nin kimseyle yani Rusya ile de Çin ile de İngiltere ile de konuşmasını, anlaşmasını istemiyordu.
Düşleri, Ankara'nın Washington'a mahkum kalmasıydı... Eskiden olduğu gibi...
Konu İstanbul olunca, tesadüfler de bitmiyordu. Ve bitmeyecekti de...
Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmeden 24 saat önce İstanbul'da buluştuğu Amerikalı, 10 Kasım'da James Edward Gustaf Le Mesurier'le de bir toplantı yaptı.
Kaşıkçı Washington'da yaşıyordu ve ABD'li biriyle görüşmesi olağan sayılabilirdi.
Mesurier'in de birçok Amerikalı dostu vardı ve herhangi bir ABD vatandaşı ile görüşmesi doğaldı.
Ancak bu Amerikalı'nın hem Kaşıkçı'nın infazından hem de Mesurier'in ölümünden sadece 24 saat önce ortaya çıkması, TESADÜF olarak açıklanamayacak kadar garipti!
Cemal Kaşıkçı ve Le Mesurier'in ölümünde rol alan ekip, yani işi yapanlar aynı şekilde Jeffrey Epstein'in öldürülmesinde de kilit roldeydiler...
İlgili istihbarat örgütleri detaylı bilgilere sahipler...
Bir suikast, düşünülüp getirisi hesap edilerek yapılır...
Kaşıkçı da Epstein de Le Mesurier de zincirleme getiri için infaz edildi.
Şimdi önümüzdeki günlerde Le Mesurier suikastı da kapatılacak.
Bunların içinde en çok konuşulan ve gündem olan Kaşıkçı olayı bile çözülemezken, Epstein ve Mesurier olayının da doğru bir çözüme ulaşması zor.
İngiltere de Türkiye de bu olayı yumuşak bir şekilde kapatacaktır. Bunlar olurken de herkes kendi ajandasının gereğini usulca yerine getirecektir.
Sıradan bir intihar gibi gösterilmeye çalışılan Le Mesurier'in infazına eşi Emma Winberg de dahil oldu.
Bir şekilde olmak zorundaydı. Kaçamazdı.
10'un üzerinde önemli ülkede iç karışıklık artarken, bu suikastların olması doğal.
Çünkü dünya rayından çıkmak üzere olan bir treni andırıyor.
Kimileri bu treni tekrar rayına monte etmek isterken, kimileri trenin büyük bir kazaya karışmasını istiyor.
Asıl çatışma hali elbette herkesin tahmin edebileceği gibi Ortadoğu'da olacak.
Ortadoğu da Türkiye'nin en etkin olduğu bölge. Doğal olarak İstanbul'da benzer suikastların devam etme olasılığı çok fazla.
Le Mesurier'in İsveç asıllı eşi Emma Winberg'in çeşitli sivil toplum kuruluşlarında Ortadoğu'nun birçok ülkesinde çalışması da tesadüf değildi.
Herkes bir oyunun parçası olduğunu biliyor.
Kimse oyunu bitirmek de istemiyor. Belki de gücü yeten yok! O nedenle ülkelerin Ortadoğu planları, gün aşırı gelişmeleri de değişken hale getiriyor.
Konuyu sadece petrol olarak da yorumlamak doğru değil. Yetmez en azından!
Ortadoğu ve Asya'ya açılan bu bölge, dünya nüfusunun neredeyse yarısını barındırıyor. Bu da gerilimin bu bölgelerde olmasını doğal hale getiriyor.
Cemal Kaşıkçı, Jeffrey Epstein ve James Edward Gustaf Le Mesurier'in öldürülmesi aynı ekibin operasyonu ise Hong Kong, Fransa ve İran'daki ayaklanmaların, hatta Bolivya'da yaşanan gerilim ve darbenin de aynı aklın ürünü olduğunu anlamak da zor olmamalı.
Kavga bütün hızıyla devam etmekte...
Sürpriz ve sarsıcı gelişmelerin yaşanması kuvvetle muhtemel...
İstanbul mu? Herkes burada! Kavga da doğal olarak burada... Çok şey olacak gibi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.