İntikam
Sözüm yok. Ancak oyunu, kurguyu anlamak daha önemli diye düşünüyorum.
Erdoğan ilkokul çocuklarının okuduğu bir şiir yüzünden TEHLİKELİ görüldü, hapse gönderildi.
Çıktı. Geldi partisiyle birlikte BAŞBAKANLIK ve CUMHURBAŞKANLIĞI koltuğuna oturdu. Ta en başta Erdoğan'a itiraz eden güç, yani hapse yollayan oluşum, ilerlemesini istemiyordu. Dursun, daha öteye adım atmasın diyordu. O zamanki manşetleri gözünüzün önüne getirin.
İSTANBUL SERMAYESİ MANŞETLERDEN PARA İLE vuruyordu. Belediye Başkanlığı süresi içerisinde durdurulmak ve tasfiye edilmek istendi. NET!
Bunlara kimse itiraz edecek değil sanırım... Devam edelim...
Erdoğan yükselirken partisi Meclis'te birinci partiydi ama kendisi dışarıda kalmıştı!
YASAKLIYDI. Deniz Baykal'ın katkılarıyla o aşıldı. Vekil oldu, BAŞBAKAN olarak koltuğa oturdu. ABD, IRAK'a girmek istiyordu. Ancak arka planda daha uzun vadede TÜRKİYE'ye sokacağı askerleriyle ve içerideki partnerleriyle İRAN'ı da hedefe koyup operasyon yapacaklardı.
Ancak İRAN DOSYASI sonra ortaya çıktı. Erdoğan ABD'nin stratejik ortaklığına itiraz etmedi.
Anlamaya çalıştı. Çok yerde birlikte olmak fikrine uzak da değildi. Ancak Abdullah Bey ile Deniz Bey ABD'nin asker getirmesine, yani TEZKEREYE, şiddetle karşı çıkıyordu. Abdullah Bey bölgede ABD ile ilişki kurmayı, birlikte yürümeyi pek uygun görmüyordu. Sakıncalarını da sıralıyordu... Deniz Bey de öyle... AK Parti ve CHP'nin katkılarıyla ABD buralara inemedi, gelemedi. Tabii o aşamada rol alanlara da bir şekilde hesap sormak için elinden geleni yaptı.
Daha çok içerideki aktörleri kullanarak...
Tayyip Bey bölgede ABD ile işbirliğine sıcak baksa da her olayın altından kendisine uzanan bir iz görüyordu! ABD'nin gücü az değildi. Yıllardır buralarda at koşturuyorlardı. KAPATMA DAVASI gündeme geldi. Askeri üyenin oyuyla AK PARTİ kurtuldu.
6'ya 5'le... Unuttuk şimdilerde ama durum buydu! Askeri üyenin oyu AK PARTİ'den daha çok Erdoğan'ın önünü açıyordu.
Parti kapatılsa da partinin içinde ayakta kalanlar olacaktı. Bu isim ERDOĞAN değildi. Yani KAPATMA ERDOĞAN'ı tasfiye etmenin diğer bir yoluydu.
Zaman akarken ABD'li askerler TÜRK ASKERİNİN BAŞINA SÜLEYMANİYE'de çuval geçiriyor, TÜRK-AMERİKAN ilişkileri aslında kopuyordu.
Koptuğunu anlamak yaşanacak bir takım büyük buhranlardan sonra mümkün oluyordu!
Bu arada 2007 MUHTIRASI geliyordu. Abdullah Bey CUMHURBAŞKANI olmak istediğini açıklıyor, kimsenin kendisini durduramayacağını ilan ediyordu.
Hakkıydı. Haklıydı. Ancak ASKER "ÖZDE DEĞİL SÖZDE" diyerek kırmızı ışık'ı işaret etti...
Aslında TÜRK ORDUSU TEZKERE için karşı çalışma yürüten Abdullah Bey'e DUR demek niyetini ortaya koyuyordu. MUHTIRA ABD'nin sesi gibiydi! 1 MART TEZKERESİ'nde Abdullah Bey'i durduramayanlar dolaşarak geliyor ve KÖŞK'e çıkmasını askerin üzerinden engellemeye çalışıyorlardı...
İntikam istiyorlardı! Ancak başaramadılar. Olmadı. Yapamadılar!
Abdullah Bey ile birlikte hareket eden biri daha vardı! Deniz Baykal... Deniz Bey de aradan birkaç yıl geçtikten sonra KASETLE gidiyor, götürülüyordu! TEZKERE için bir daha adım atılmış, bu kez sonuç alınmıştı... Kaset işleri başlayınca çark durmuyordu! MHP'ye kadar ilerliyordu. Oradan da vekiller birer birer ayrılıyordu. Tasfiye yaşanıyordu. En son Devlet Bey'e kadar işi uzatacaklarını açıkladılar.
İnternet sitesinden... MHP Lideri Devlet Bey de çıktı, rest çekti.
Dünyanın gözlerine baka baka bu çirkin rüzgarı dindirdi. Aslında ABD, 1 MART TEZKERESİ'nin intikamını MECLİS'i feshederek almak istiyordu. Bütün isimler saldırı altındaydı.
ANKARA kaynaklı sızdırılan WIKILEAKS NOTLARINA girmiyorum bile...
Biri, bir el, siyaseti kirletiyor ve sertleştiriyordu...
Ankara resmen sallanıyordu. Daha sonra esecek fırtınalarda askerler de hedef alınıyor ve kenara atılıyordu. Acı çekilerek oluyordu bunların hepsi...
Abdullah Bey KÖŞK'e çıkınca bütün oklar bu kez ERDOĞAN'ı daha fazla hedef alıyordu. KAPATMA DAVASI ile kurtulmayı başaramayanlar şimdi her fırsatta her yerden geliyorlardı! Son 10 yıla bakın yeter! OSLO'dan MİT'Çİ- LERİN ALINMAK İSTENMESİNE, ameliyat olmasından aracının içinde mahsur kalmasına kadar... Odasında dinlenmesinden tehditlere kadar... Elbette unuttuk bu yaşananları... Değiştirilen korumalardan kenara itilen pek çok ismi hatırlamıyoruz bile. Ama pek çoğu CİDDİ nedenlerle sahneden inmek zorunda kalıyordu... Ankara saldırılar karşısında mukavemetini artırırken İKTİDAR olan AK PARTİ'de de değişim durmuyordu...
Erdoğan başlangıçta birlikte yürüdüğü arkadaşlarıyla ayrılmak zorunda kalıyordu. Erdoğan da Ankara da daha net oluyordu.
Ankara'ya yapılan saldırılar artıyor, Erdoğan ve yanında kalanlar buna direniyordu. Herkes "BU KEZ KESİN GİTTİ. BURADAN ÇIKAMAZ" derken ERDOĞAN BAŞBAKAN olarak yürümesini biliyordu. Dışarıdan saldıranların çok adamı içerideydi! Hırsız evin içindeyse kilit de tutmazdı. Buna rağmen yürüyüş sürüyordu...
Hatta ve hatta ERDOĞAN artan, şiddetlenen saldırılar karşısında daha da atak oluyor ve gereken yapılıyordu! İşin daha doğrusu düğümün çözüldüğü yer de burasıydı!
SALDIRININ KARARGAHI bu karşılığı beklemiyordu. Yanıldıkları nokta ERDOĞAN'IN REFLEKSLERİYDİ.
Korkup bırakacağı sanılan ERDOĞAN gücünü toplayıp karşılık veriyordu...
AK PARTİ kurulduğundan beri bu tsunami ile mücadele ediyordu.
İçeridekiler hariç... İçeridekileri yolda tanıyor ve hesaplaşıyordu.
Buradaki hayal kırıklığı çok daha fazlaydı. Şaşkınlık da...
Buna rağmen ANKARA DÜŞMÜYOR, ERDOĞAN GİTMİYOR, TÜRKİYE TEK PARÇA OLARAK YOLA DEVAM EDİYORDU... Ve DEVAM DA EDECEKTİ...
Ancak saldırılar daha da şiddetlenecekti... Çünkü Erdoğanlı TÜRKİYE'nin konumu, pozisyonu saldırıların merkezini rahatsız etmekle kalmıyor, oyun planlarını bozuyordu. Türkiye'nin en değerli yanı DÜNYA ÜZERİNDEKİ KONUMUYDU! Yani BATI ile mi DOĞU ile mi birlikte olduğuydu!
Türkiye saldırılardan sonra, son 15 yılda artan kurgulardan dolayı "DÜNYA YENİDEN KURULUR VE ORADA YERİNİ ALIR" dedi... Bunu ilan edince de karşıdakiler gelmeye devam ettikleri gibi geleceklerini de açık olarak ortaya koydular... BEKA SORUNU aslında son bir haftada, bir ayda ya da bir yılda başlayan bir şey değildi. SÜLEYMANİYE'de resmen başladı. ÇUVAL OLAYI...
Biz evimizin önüne gelen dalgaları yeni görüyoruz... BAKIN! ABD, BREXIT ile İngiltere'yi dışarıda tutup NATO üyesi ülkelere şamar atmak istiyor. Niyeti bu! KENDİ SİLAH SİSTEMLERİ DIŞINA ÇIKANLARA FATURA ÖDETMEK NİYETİNDE. TÜRKİYE DE BU KATEGORİDE!
Bu nedenle satın almalar başladı. SURİYE'nin kuzeyine inmek için gün sayıyorlar. Olaylar buralarda konuşulmuyor, yazılmıyor, çizilmiyor... AMA ADAMLARIN KAFASINDA TEZKERE İLE GELEMEDİKLERİ YERE GELMEK VAR!
Artık anlasak iyi olacak...
Bu nedenle kime neden destek verdiğimiz hiç olmadığı kadar değerli! DÜŞÜNELİM... VE KENETLENELİM...
ANKARA'nın etrafında! Unutmayın biz bilmesek de adamlar harekete geçti... Hazırlıklar son sürat gidiyor! Erdoğan sizce neden "MÜNBİÇ'E GİRECEĞİZ!" diyor... Biz gitmezsek onlar buraya gelecek de ondan!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.