HERKES yazıyor ama yanlış adresten... Çok önce buraya not düştüm. KEMAL BEY İLEMUHARREM BEY ASLA VE KAT'A ANLAŞAMAZLAR. YAN YANA BİLE OTURAMAZLAR. AYNI MAHALLEDE BİLE BULUNAMAZLAR diye... İşte gördünüz. Kemal Bey ile Muharrem Bey seçimden sonra bir araya geldi.
Samimi bir havada kucaklaşma olacak, havadan sudan konuşacaklar ve dağılacaklar diye düşünüldü. ÖYLEBİR ŞEY olması mümkün değildi. İNCE PARTİYİİSTEDİ, KEMAL BEY DE "OLMAZZZZ" dedi...
İki siyasi figür birbirlerinin şiddetle rakibiydi. Rakip oluşlarını hatırlatmakta fayda var. Unutulduysa tekrar altını çizeyim. Olayların ATATÜRKÇÜLÜK'LE, LAİKLİKLE falan hiç ama hiç ilgisi yoktur. Olmadı da zaten... KemalBEY, LONDRA üzerinden siyaset yapmayı TÜRKİYE'nin çıkarına görür. Bunu söylemez. Gerek de yoktur zaten. Ama böyledir.
Türkiye'nin gidişatının bu ekolle işbirliğinden geçtiğini düşünür. Ve böyle yürür. Doğaldır ve normaldir!
Muharrem Bey ise Deniz Bey'in ekolünden gelir. Washington'la yürümenin Türkiye'nin önünü açacağı fikrine sahiptir. Bunu da çok kez hissettirmiştir. Yani iki ekol, iki farklı bakış açısı, iki farklı kutup kendi odaklarından PARTİYE asılmaktadır.
Tabii KAVGA ATATÜRKÜZERİNDEN gitmektedir kigerçekle hiç ilgisi yoktur. Bana kimdaha gerçek ATATÜRKÇÜ derseniz,kim daha samimi derseniz cevabımıda veririm: MUHARREM BEYUZAK ARA SAMİMİDİR... Çokdaha iyi ATATÜRKÇÜDÜR...
Ama konu CHP gibi bir oluşumu kimin yöneteceği ve nereye taşıyacağıdır...
Önümüzdeki dönemde CHP çok önemli ROLE soyunacak. Bu nedenle kimin başta olacağı bizden daha çok dışarısını ilgilendirmektedir.
Kemal Bey PARTİYİ bırakmamak için gerekirse GENEL MERKEZ'in girişine etten duvar ördürür! Kolay kolay gitmez, gidemez... Muharrem Bey'in de almak için hamleleri olacak. Mecbur! İş yeni parti kurmaya kadar da gider... Tabii burada MUHARREM BEY'in dünyayı iyi okuması gerekir.
Okuyabilir mi bilemem. Ama yeni parti zordur. Yolu engellerle doludur.
Ama LİDERLİK DE BÖYLEBİR ŞEYDİR. Dünyayı okuyupdoğru yola girip orada bıkmadanusanmadan yürümektir... MuharremBey'in ya da onun ekolünden gelenbirinin kazanacağı bir müsabakabu! Ya CHP içinde ya dışında... İNCE'nin rüzgarını kullandığı merkez yakında daha da sert esecektir.
Kemal Bey zorlanacaktır. Kavga büyüktür! Aklınızın alamadığı kadar büyüktür. Anlamadığım, iddialı CHPliler'in bunları anlamaması...
Herkesin detaylarda boğulması!
Tekrar yazıyorum! Mesele iki ismin mücadelesi değildir! Çok daha ötesindedir... GİZLİ KOD'larla örülmüş bir alandır... CHP'liler'in sloganı bırakıp bunlara kafa yormasında fayda var! Eğer gerçek CHP'yi istiyorlarsa tabii... Şu an CHP tabelası bulunan parti bildiğiniz parti değil! Hiç değil... Karar sizlerin...
Devam... Dünyadan gidelim...
Suudi Arabistan'a Riyad merkezli bakmak en büyük yanılgıdır. Özellikle saray içindeki darbe ile birlikte Suudi Arabistan, yeni rotasına girmek zorunda bırakıldı. Suudi Arabistan'ın önemi stratejik konumu değil, petrol ve şirketi ARAMCO'dur!
Şimdi değişen dünya yeni bir sistemi çağırıyor. Washington da Londra da bu değişimde güçlü olmak için adımlar atıyor.
Büyük bir sancı var. Dünyanın her noktasında bu değişimin sancıları hissediliyor. ARAMCO, Arabistan merkezli olduğu için sancıların büyük bir çoğunluğu bölge ülkelerini daha derinden etkiliyor.
Suudi Arabistan'ın ilk halka arzının "büyük olasılıkla" 2019'da gerçekleşeceği ARAMCO neden önemli. Çünkü Yeni Dünya Düzeni'ni kurmak için para gereklidir. Bugün PARANIN SİLAHLA çatışmasını izlerken, endişeye kapılmamız da doğal. Washington, ARAMCO ile finansın gücünü bitirmeyi planlıyor. HEDEF KÜRESEL SERMAYE! Bunun olması için de ARAMCO'nun dünya enerji piyasasının tamamına hakim olması şart. Enerjiye hakim olması için ARAMCO'nun Rusya ve İran'ı da içine alması gerekiyor.
Bu ilk bakışta kolay değil. Ancak İran'ın enerji kaynakları çok yakında ARAMCO'nun olacak.
Tabii bu bir günde gerçekleşmeyecek ama olacak! Çünkü karar verildi ve adımlar hızlı bir şekilde atılıyor. ARAMCO Başkanı Halid Al-Falih, son 3 ay içinde 4 kez Rusya'ya gitti. Putin'le görüşme yaptı. Putin de batan bir Rusya'nın başkanı olarak tarihe geçmek istemediği için ARAMCO ile ortaklık yapacak.
Yapmak zorunda bırakılacak! Çünkü ARAMCO ile ortaklığı sonrasında petrol fiyatlarının 200 dolara çıkması bile ön görülüyor.
Petrolün varilinin 200 dolara çıkması, Rusya'nın büyük güç kazanmasını sağlayacak. Büyük zenginlik getirecek! Tabii Rusya bu teklifin cazip olmasından dolayı 'Evet' demek zorunda kaldı. Çünkü Washington, Rusya'yı birçok taraftan sardı. İngiltere kıskacı da aslında Londra'dan değil Washington'dan yönetildi. İran için ise çanlar çok sesli çalıyor. İran halkı için büyük zorluk çok yakında daha da artacak.
Rusya ve İran'ın ARAMCO'ya çekilmesinden sonra petrol fiyatları dalgalanma sistemine geçecek.
Gün aşırı 200 doları bulacak petrol fiyatları, bir anda 80 dolara bile inebilecek. ARAMCO'nun güçlü olması için planlanan halka arzdan elde edilecek gelirin 2 trilyon doları aşacağı kesin.
Ardından bugüne kadar bulunan ama ARAMCO'nun içinde gösterilmeyen 43 petrol yatağı da halka arzdan sonra açıklanacak. Şirketin piyasa değeri bir anda 4 trilyon doların üzerine çıkacak.
Bugün finans dünyasını yöneten HSBC'nin ise bu sistemin hiçbir noktasında olmayacağı biliniyor.
Söyleniyor! Çünkü HSBC kanser hücresi gibi yayılır. Bir ortaklığın içinde eğer HSBC varsa, o şirket yakında HSBC'nin olur. Bu, kurulduğu günden beri böyle oldu. ARAMCO operasyonunu hazırlayanlar ise bunu çok iyi biliyor!
HSBC en büyük korkuları...
ABD içindeki finans gücü ile İngiltere'deki finans gücü aynı merkezden yönetilir. ARAMCO ile HSBC tarihinin en ağır darbesiyle yüzleşecek, ardından Amerikan ve İngiliz finansçılara kadar uzanan bir cadı avı başlayacak. Yeni Dünya Düzeni'nde eski dosyalar geçerliliğini yitirecek. Gelen fırtınayı burada kimin ne kadar gördüğü ise muamma!
CHP'deki taht kavgalarını böyle yorumlamakta büyük fayda var.
Türkiye'yi anlamak için dünyayı anlamaya çalışmalıyız... Eğer ARAMCO maçı kazanır ve HSBC kaybederse her şey ama her şey değişmek zorunda kalır! İzleyelim bakalım... PARAYI TAKİP EDELİM...
NOT: Geçen dönem MHP OSMANİYE milletvekilliği yapan Ruhi Ersoy'un ağabeyi, Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Hasan Ersoy silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Olayın perde arkasını bilmiyorum. Ama aklıma gelen tuhaf sorular var! OSMANİYE, DEVLET BEY'in memleketi mi?.. EVET... Çakıcı ziyareti yüzünden bir tartışmanın içinde kendini buldu mu? EVET!
Yayınlanan mektuplar ve Devlet Bey'in çıkışı üst üste geldi mi? EVET! Ve silahlar OSMANİYE'de patladı mı? EVET!.. Belki hiç ama hiç ilgisi yok. Muhtemelen de böyledir. Ama bütün yaşananların üzerine OSMANİYE'nin silahla gündeme gelmesi aklımı karıştırdı!
Paylaşayım istedim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.