TÜRKİYE erken seçime giderken DÜNYANIN seçimi de giderek netlik kazanmaya başlıyor. Artık iki kutubun aktörleri yavaş yavaş ortaya çıkmakta.
Daha doğrusu GÖRÜNMEYENİTTİFAKLAR şimdi her yerdenseçilecek hale gelmekte...
ORTADOĞU'yu merkeze alarak yapacağınız her seyahatte KAMPLARI çok rahat görürsünüz...
Genel olarak ABD-İNGİLTERE ve İSRAİL yan yana... Bu ittifaka yakın duran destek veren Mısır, Suudi Arabistan ve başka MÜSLÜMAN ülkeler de var... Karşıda ise ALMANYA'nın başını çektiği Rusya'nın, Türkiye'nin, İran'ın ve daha sonra tam destek verecek olan Fransa'nın olduğunu görüyoruz. BREXIT ile AVRUPA'dan çıkan İngiltere ABD'ye yanaştı. İsrail uzakta kalamazdı. Geldi.
Suudlar'da büyük değişim başladı. Onlar da bu noktaya savruldu. ORTADOĞU,AKDENİZ ve İPEK YOLU için kapışma bir üst kulvara çıktı. Ve görünen o ki bu tansiyon artacak. Çünkü PAYLAŞIMTAMAMLANMADI...
Deniz Baykal'ı dün kısaca geçtik.
Hastalığını bilmiyorum. Bilmiyoruz. TEKKARE FOTOĞRAF sızmadı. RahmetliEcevit çok hastaydı buna rağmen hastaodasının penceresinden el sallayabiliyordu.
Ama BAYKAL, ALMANYA ile yakınlaşmanın mimarı gibi durmakta. İNCE'nin aday olması, Kılıçdaroğlu'nun geri alınması, Deniz Yücel'in salıverilmesi, RAHİP BRUNSON tutulması, AYDIN DOĞAN'ın piyasadan el çekmesi, ALMAN DEVLERİNİN yatırım için sıraya girmesi, Alman medyasının ERDOĞAN karşıtlığını bırakması, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schöreder'in Türkiye ve Rusya arasında mekik dokuması, Alman BÜYÜKELÇİ'nin ÜÇÜNCÜHAVALİMANI için "Karşı falan değiliz.
Aksine biz de işin içindeyiz!" demesi hem TÜRKİYE'nin kulvarı ile hem ORTADOĞU'daki çekişmenin boyutu ile ilgili fikir vermekte...
28 Şubat Davası bile bu KULVARIN işlediğini gösteren bir parametredir!
Daha çok şey var yazılabilecek. Ama bu kadarı yeter... ALMANYA AVRUPA'nın kalbi ve beynidir. Bu ittifak var olmak için, ORTADOĞU'da AKDENİZ'de bayrak göstermek zorunda. Ama kolay değil. Karşıdakileri yukarıda sıraladım.
Burada dengeyi bulan ya da yok eden TÜRKİYE... Ankara, ALMANYA ve Avrupa ile beraber olduğu zaman maçın rengi değişir ve değişmektedir. Yok karşı tarafa geçerse Avrupa, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşar. Ayakta kalır mı bilinmez... AVRUPA ve RUSYA'nın da içinde olduğu ittifakı canlandıran ROTHSCHILD AİLESİ... AİLE yan yana olduğu BUCKINGHAM'dan şimdilik koptu gibi. Bu kopuş başka bir ittifakı doğurdu. Aslında Trump da damadı Jared Kushner de bu ittifakın içinde. Ama PENTAGON nedeniyle buraya gelemiyorlar ABD'yi de getiremiyorlar... Konu uzun ve çok derin!
Ama kısaca tablo böyle...
Bir de karşıdaki ittifakın önemli üyesi olan İNGİLTERE'ye bakalım... Sonra SUUDİ ARABİSTAN'a geleceğiz...
Medine'ye kiliseye... Daha önce yakınından geçtik. Çok içine girmedik.
Oradan bir hatırlatma yapalım... İskoçya Kralı II. Robert tarafından 1371'de kurulan Stuart Hanedanı'nın hala güçlü olduğuna inanır mısınız? Belki pek çok kişi "HAYIR" der. Bilemem.
Ama inansalar çok iyi olur... Çünkü 1650'lere kadar BRİTANYA'da iktidar bu ailedeydi. HANEDAN olarak bunlar yönetiyordu. STUARTLAR İSKOÇYA,İRLANDA, İNGİLTERE, FRANSA GALLER'den sorumluydu. Koca bir imparatorluk emirlerindeydi. Daha sonra işler karıştı. Kenara çekilmek zorunda kaldılar. Bunlardan sonra gelen ALMANKÖKENLİ BUGÜNKÜ KRALİÇE ve ailesi yönetimi aldı. Kraliçe II. Elizabeth ve ailesi ALMAN'dır. Kraliçe Elizabeth yani WINDSORLAR (Sachsen-Coburg- Gotha) STUARTLAR'LA mücadele halindedir. ABD BAŞKANLARINABİR BAKIN KİMLERDEN?
Sorularınızın cevapları STUARTLAR'a gidecektir... Neyse devam...
2011'den sonra bu iki HANEDANINİNGİLTERE'deki KAVGASI ÇOKBÜYÜK OLDU... 2011 yılında PrensWilliam'ın evlilik töreninde giydiğikıyafet, büyük bir depremin habercisiydi.
Prens William'ın giydiği İrlanda Muhafız Alayı üniformasındaki her arma, Stuart Hanedanı'nı temsil eder. Prens William'ın kıyafetindeki armalarda güç ve güvenin simgesi vardı. Kraliçe II.
Elizabeth Windsor'a bağlıyken, torunu William'ın karşı aileyle birlikte yürümesi, akıl dışı gibi görünse de güçleri aslında ne kadar özel akılların yönettiğinin de fotoğrafıydı. Kraliçe II. Elizabeth, Prens William'ın tavrını kabul etmedi. Hatta bunu adımlarında da gösterdi. Kraliçe Elizabeth, bir saray hediye etmeyi düşündüğü Prens William'a, sadece kır evi Anmer Hall'u verdi. Sadece Prens William, Stuart ailesiyle yakınlaşmamıştı. Prens Philip, hatta ve hatta Prens Charles da Stuart ailesiyle yakındı, yakın olmaya özen gösteriyordu! 2016 Haziran ayında ilginç bir olay yaşandı. Prens William, yine Stuart ailesinin üniformasıyla Buckingham Sarayı balkonunda diz çöktü. Kraliçe II. Elizabeth, bu diz çökmeyi kabul etmedi ve sert şekilde Prens William'ı uyardı.
Aslında o balkonda Prens Philip de STUART ailesinin üniformasıyla duruyordu. Prens William'ın diz çökme mesajı çok netti. Stuart'tan Windsor'a dönüyordu ama Kraliçe II. Elizabeth, onay vermiyordu. Kraliçe Victoria, Kraliçe II. Elizabeth ve eşi Edinburgh dükü Prens Philip'in büyük büyük büyükannesi. Birleşik Krallık'ta kralın eşi kraliçe unvanını alırken, kraliçenin eşi kral olamıyor. Bu kural değiştirilemez gibi görünse de, eğer Prens Philip Stuart'tan feragat edip, Windsor'a geçseydi, belki de kral olabilirdi.
Şimdi dünya 19 Mayıs tarihinde Prens Harry ile Meghan Markle'ın düğününe odaklandı. Çok ihtişamlı bir düğün organizasyonu olacak. Ancak güçlü adamlar ve kadınların merak ettiği tek bir konu var. O da Prens Harry'nin giyeceği kıyafet... İddialara göre İrlanda Muhafız Alayı üniforması giyecek olan Prens Harry, ağabeyi William'ın izinden gidiyor. Baba Prens Charles, Prenses Diana ile evlenirken deniz kuvvetleri komutanı üniformasını giyerek, Windsor'u temsil etmişti.
Ancak KRALİÇE TORUNLARININSTUARTLAR'dan kopmasına izinvermedi. Karşıydı, tepki gösterdi amaizin vermedi. ŞU AN GELİNEN NOKTADA İSE BUCKINGHAM İLE BEYAZ SARAY AYNI ÇİZGİDE...
Stuartlar'ı ABD'de çok güçlü olarak görün. BAŞKANLARIN ÇOĞUONLARDAN! Yanlarına bir de İSRAİL'iMUSEVİ isimleri yerleştirin... Ya da sermayeyi... Artık size kalmış...
Geçelim MÜSLÜMAN COĞRAFYAYA. Aslında "geçmek değil de devam etmek" diye yazsak daha doğru olacak...
Pentagon'un Suudi Arabistan Veliaht Prens Selman üzerindeki etkisi çok güçlü. NET! Medine'de bir Katolik kilise inşaatı bile bu etkinin ne kadar güçlü olduğunun bir belgesi. Pentagon Katolik akımın öncüsüdür. Katoliklerle yakın olmak isteyen zenginler, Da Vinci tablosu almak zorundadır. Rönesans döneminin ünlü ressamlarından Leonardo da Vinci'nin İsa Peygamberi resmettiği "Salvator Mundi" (Dünyanın Kurtarıcısı) isimli tablosu New York'ta açık artırmada 450 milyon 300 bin dolara satıldı. Bu bütün zamanların en büyük rakamıydı! PEKİ TABLOYUALAN KİMDİ? EVET! Suudi Arabistan Veliaht Prensi SELMAN'dı...
2017'de Christie's Müzayede Evi'nde SELMAN'ın rotası belli oluyordu. Yani şimdi yaşananlar hiç sürpriz değildi. ANLAYANA TABİİ... Veliaht Prens Selman bu yıl içinde VATİKAN'da yapılacak olan özel bir toplantıya katılmayı da planlıyor. Bu Suudi Arabistan'ın Beyaz Saray değil Pentagon ekseninde hareket edeceğini gösteriyor.
Papa Benediktus, Pentagon yetkilileriyle 2010 yılında bir toplantı yaptı. Ardından Ortadoğulu papazlarla bir araya geldi ve Katolikliğin bölgede yayılması için adımlar atıldı. 14 gün boyunca Vatikan'da kalan önemli isimler, bugün Suudi Arabistan'da kilise inşasını bitirmekte. Bunun bölgede büyük adım olacağı anlatıldı. Belki 8 yıl sürdü ama o toplantıda alınan kararın önünde engel kalmadı. Ortadoğu'da bazı rakamlara göre milyonlarca Hıristiyan yaşıyor. Bunun önemli bir kısmı Katolik.
İşte Medine'de inşa edilecek kilise etrafında birleşecek olan Katolikler, bölgede etkin güç olacak. Pentagon da bu gücün hızlı bir şekilde oluşması için adımlar atıyor. Suudi Arabistan'da Katolik dünyası için adımlar atılırken, Birleşik Arap Emirlikleri de ciddi baskılara boyun eğmek zorunda kaldı. Papa Francis'in Ortadoğu ile ilgili açıklamalarının çok arttığını görürsünüz. Çünkü Katolik dünyası Ortadoğu'da etkin olmak istiyor.
Ortadoğu'da etkin olan Katolik dünyası, Pentagon'un da gücünü arttıracak.
Suudi Arabistan, sadece Medine'de değil, en az 6 değişik noktada Katolik kilisesi yapmayı planlıyor. Bir tabloya 450 milyon dolar veren Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'dan birkaç gün sonra 1.3 milyar dolar harcanan Louvre Abu Dabi Müzesi açılmıştı. O müzede sergilenen tablolardan ilki de Leonardo da Vinci'nin Salvador Mundi (Dünyanın Kurtarıcısı) oldu. Suudi Arabistan Katolik dünyasına 'merhaba' derken, Birleşik Arap Emirlikleri de yanında yer aldı. Sadece iki ülke olarak görmemek gerekiyor. Bölgede birçok ülke Katolik dünyası ile yakınlaşıyor. Bu İslam dünyası için bir risk. Hem de çok büyük bir risk.
İslam coğrafyasının merkezi Ortadoğu'da yaşanan bu gelişmeler, daha büyük sorunları da beraberinde getirecek.
Bu sorun yaşanırken bir de mezhep çatışmaları körüklenirse, Katolik dünyası istediğini elde eder.
ŞİMDİ STUARTLAR'dan girin Windsorlar'dan çıkın! ABD-İNGİLTERE-İSRAİL ittifakını görün! İSLAM COĞRAFYASINA GELİN. Savaşları parayı enerjiyi yanına ekleyin... AKDENİZ'i atlamayın... Bütün bunları yaptıktan sonra 24 HAZİRAN'a gelin... Kimse "sadece küçük bir OY'um var" diye düşünmesin... Her OY büyüktür. Bir de bunu bilinçli kullanıyorsanız bu OY ÇOKAMA ÇOK BÜYÜKTÜR...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.