Kavga içeride

Türkiye'nin çağrısıyla İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI toplandı ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı TRUMP'a gereken cevabı verdi. İslam ülkeleri Beyaz Saray'a "KUDÜS İSRAİL'İN BAŞKENTİ DEĞİLDİR . TEK BAŞINA BÖYLE BİR KARAR VEREMEZSİN " dedi.
Sanırım 2018'de de bu karar konuşulacak.
İki tarafın aldığı karar da manşetlerde olacak. Peki günlerdir yazmaya çalıştığım gibi ABD içinde böyle önemli kararlar BİRLİKTE Mİ ALINIYOR?
Washington'u dikkatli bir gözle incelediğimizde, yazılanlara fokuslandığımızda karşımıza gerçekten ilginç detaylar ve çatlaklar çıkıyor. Bugün bunları bir araya getirelim. Bakalım ortaya çıkan ne anlama gelecek!
Çok kişi atladı ama Pentagon, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımadığını açıkladı. Bu karar Savunma Bakanı Mattis'in PENTAGON'da yaptığı özel toplantıda alındı! Mattis, "Hiçbir ABD Başkanı bunu yapmadı.
Trump gibi aykırı birinin bunu yapabileceğini düşünmüştük ve öyle de oldu. Lobilerin kararı Amerika Birleşik Devletleri'ni yönetemez. Bu karar bölgede Amerika'nın bir daha düzeltemeyeceği sonuçları doğurur.
Trump, bu kararı almış olabilir.
Ancak Pentagon onaylamadığı takdirde, bir sandalye dahi Kudüs'e taşınamaz" dedi. Bizlere kadar ulaşmayan bu bilgiler çok ama çok önemliydi. ASKER Trump'ın karşısındaydı. Daha önce görülen bir tablo değildi! Ama durum bu!
Devam...
Pentagon'da emekli askerler içinde sözü dinlenen en önemli kişi NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri eski Komutanı Orgeneral Wesley Clark'tır. Clark güçlü bir Katolik'tir.
Bunu her yerde söylemez. Gizlemez ama söyleme gereği duymaz.
Toplantıda konuşan Clark, DEAŞ'ın büyük oranda İSRAİL'in kontrolüne geçtiğini söyledi. Clark, "DEAŞ, elbette bizim çıkarlarımız için de önemliydi. Hizbullah'a karşı bir güç olmasını istediğimiz için kurulma aşamasında en büyük desteği biz verdik. Ancak bugün DEAŞ, emirlerin çoğunu Tel Aviv'den alıyor.
Pentagon içindeki Yahudi Lobisi de şiddetli şekilde DEAŞ'ın yeni konumunu destekliyor" dedi. Bu sözlerden sonra oradaki masalarda buz gibi bir rüzgar esti!
Dün yazdığım AIPAC'in Pentagon için düşündüğü senaryolar orada da masaya geldi!
Eğer önümüzdeki günlerde Amerikan ordusuna veya ABD içinde herhangi bir noktada DEAŞ saldırısı yaşanırsa, bu tamamen İsrail'in Pentagon'daki karşıtlarına verdiği ilk ceza olacak. Trump'ın Kudüs kararının zemini yumuşak...
Çok kişi bu gerçeğin farkında. Peki AIPAC bu kararı destekledi mi?
Evet destekledi. O açıklama AIPAC açıklamasıydı. AIPAC bu açıklama ile Pentagon'a da aslında bir güç gösterisi yaptı. Çünkü gerçekten büyük bir gücü ellerinde tutuyorlardı.
Bu nedenle PENTAGON'a saldırı gelme ihtimali önlerindeydi. Clark da bunun altını çiziyordu! Garip ama oradaki durum bu!
New York Times da haber yaptı!
AIPAC denilince herkesin aklına Sheldon Adelson geliyor. Bu belki kısmen doğru ama kesin ve net cevap değil. Bilenler bilir ki AIPAC'e ruhunu veren, yaşatan ve etkili bir kurum yapan ADELSON değildir!
Bu isim NAOMI LAUTER 'dir!
FORBES'e göre ABD'nin 100 zengininin neredeyse 70'e yakınını bilen yoktur! Hiç ama hiç öne çıkmazlar. Ama AIPAC'in arkasında öne çıkmayan bu isimler vardır.
Görünmezler ama son derece etkilidirler! 4 Aralık'ta hayatını kaybeden Naomi Lauter, AIPAC'in beyniydi. 87 yaşında öldüğü gün söylediği son cümle, "Trump, Kudüs'ü başkent olarak ilan etsin" olmuştu.
O nedenle 6 Aralık'ta hiç programda olmayan bir toplantı organize edildi. Trump da o toplantıda ABD'nin Tel Aviv kentindeki büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacaklarını açıkladı. Trump'ın bundan sonra atacağı her adımı yazan kişi de Naomi Lauter'di.
Peki Lauter kimdi?
25 Aralık 1928'de San Francisco'nun Marina bölgesinde doğdu. Okul hayatı boyunca hep 'dahilik' derecesi olarak görülen ödüller kazandı. Hukuk okudu. AIPAC'in kurulmasını öneren ilk kişiydi. 1963'te resmi olarak kurulan AIPAC'in ilk resmi konuşmacısı oldu.
Komşusu Nancy Pelosi... Bu isim, Amerikan derin politikalarının en etkin ismidir.
Özellikle Bush döneminde Pelosi'yi Yahudiler'le yakınlaştıran kişi Lauter'di. Pelosi'ye bir ev toplantısında Lauter, "Roma Katolik Kilisesi'ne tapıyorsun. Olabilir, ancak ailenin Arjantin'den gelen güçlü bir Yahudi temsilcisi olduğunu unutmamalısın" dedi. Pelosi araştırdığında gerçeği gördü. Ailesi Arjantin'den gelen bir Yahudi'ydi.
Naomi Lauter, sayesinde Nancy Pelosi hep Yahudiler'le ortak adımlar attı. Naomi Lauter, Amerikan başkanlarıyla da sık sık görüşen bir isimdi. Jimmy Carter, baba ve oğul Bush, Bill Clinton ve Barack Obama da Lauter'e destek oldular.
Kimilerine göre bu başkanlar Lauter'den destek gördü.
Bu kadar mı? Değil elbette...
İsrail Başbakanı Netanyahu, Naomi Lauter'i ziyaret ettiğinde yere otururdu. Onunla karşılıklı aynı koltukta bile oturmaya cesaret edemezdi. AIPAC, pazartesi günü yaptığı son toplantıda Naomi Lauter'in tüm çalışmalarını Beyaz Saray'a teslim etti. Şimdi Trump'ın İsrail konusunda yapacağı her açıklama, Naomi Lauter'in metinlerine dayanacak. AYR ICA Naomi Lauter, dünya enerji yataklarının tümünün AIPAC tarafından yönetilmesi için çalışıyordu.
Çünkü bu planın başarılması halinde, İsrail'in bölgedeki hakimiyetinin de artacağını biliyordu. Onun kurduğu özel bir ekip, sadece enerji yataklarının İsrailli işadamları tarafından satın alınmasını sağlıyordu. Arabistan'da ARAMCO'nun sistematik şekilde ABD'ye doğru evrilmesi de Naomi Lauter'in planıydı. Belki o ARAMCO'nun ABD'ye geldiğini göremedi ama büyük planın en önemli parçasını tamamladı.
ARAMCO'nun ABD borsasına geldiği gün düzenlenecek törende Naomi Lauter'in de konuşma yapması planlanıyordu. Ancak o hayatını kaybetti. AIPAC'i büyüten ve dünyanın en önemli lobisi haline getiren Lauter, Trump'ın başkanlığından sonra Beyaz Saray'daki çalışanları da seçmişti.
Her yere yetecek enerjisi olan bir isimdi!
Pentagon'a dönelim...
ABD Savunma Bakanı Mattis'in Pentagon'da yaptığı çok özel toplantıda konu LAUTER 'di!
Mattis'in en önemli taleplerinden biri Lauter'in kontenjanından Beyaz Saray'da çalışmaya başlayan stratejik noktalardaki isimlerin görevden alınmasıydı! Çünkü Beyaz Saray, Amerika'nın yönetildiği merkez.
Mattis, bunun bir an önce tekrar Pentagon'un kontrolüne geçmesini istiyordu. Bu nedenle SAVUNMA BAKANI olarak bir listeyi Pentagon'a vermişti!
Eğer Mattis'in istekleri Pentagon tarafından hızlı şekilde hayata geçirilirse, güç dengesi yine Beşgen binaya geçecektir. Eğer bu konuda ağır davranılırsa işte o zaman Naomi Lauter'in planları Pentagon'u bitirir.
Naomi Lauter'i anlatan çok önemli bir söz vardı: Ona hayır diyemezsiniz... AIPAC'in önemli isimleri, Naomi Lauter'in ölümüyle ilgili Pentagon'u suçluyor. Yaşının 87 olması bu iddiaları çürütse de bir gün önce çok güçlü bir şekilde katıldığı eğlenceden söz ediliyor.
SAVAŞ BU! MÜCADELE BU!
Bizden uzak coğrafyada yaşanan her gelişme istesek de istemesek de bizi de dünyayı da ilgilendiriyor... Kimin kazanacağını bilemesek de tarafları biliyoruz. Ve şunu da biliyoruz ki TÜRKİYE olmadan kimse adım atamaz. Ankara "Hayır" dediğinde bölgede aksini kimse yapamaz...