Şimdilik verilen sayılara göre depremde 43 bin küsur kişi hayatını kaybetmiş, buna karşılık üç haftada 6 bin küsur bebek doğmuş.
Hayat devam ediyor.
2020 yılında Türkiye'de 507 bin küsur insan ölmüş. Bunun içinde Kovid oranı yüzde 4.4...
2021'de ise 565 bin ölüm var. Bunun içinde Kovid yüzde 11 buçuk...
Evvelki yıl Kovid'den gidenler 22 bin küsur.
2021'de de 65 bin küsur.
***
Gördüğünüz gibi Kovid, depremden daha belalı.
Neyse ki bina yıkmıyor.
Alışılıyor.
İnsanlar şimdiden
"maske takmamaya" da koyuldular.
Bunun gibi, sakat binalarda oturmaya da devam edecekler.
Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan bütün o tedbirler falan, lafta kalacak.
Yeri ve zamanı kestirilemez ama yeni bir deprem bir o kadar kişi daha götürecek.
Gene ah vah edilecek ve herkes gene bildiğini okuyacak.
***
Benzer şiddette bir deprem İstanbul'da olsa...
Yüz bin kişi ölse...
Geriye kalır on beş milyon küsur, onlar da ah vah ederler tabii.
O kadar.
Deprem dilediğini biçiyor da ülkenin nüfusu nasıl artıyor?
***
NEREDE KALMIŞTIK?
Hüzün yerini yavaş yavaş eğlenceye bırakacaktır.
Başka türlüsü de düşünülemez.
Nitekim, unuttuğumuz, ara verdiğimiz "seçim ve altılı masa" tantanası yeniden ortaya çıktı bile.
Magazin sayfalarının namlı güzelleri de ufaktan ufaktan görünüyorlar yeniden...
Masacılar 2 Mart'ta toplanacaklarmış.
Aday gene çıkmayabilir.
Buna da kimse şaşmaz artık.
İktidar seçim kararını 10 Mart'ta alacak, seçim de 14 Mayıs'ta yapılacak.
Bitti. Laf bitti.
Muhalefet adayı belki 12 Mart'ta çıkar, belki daha da gecikir.
Nasıl 14 Mayıs seçimi iktidara yakışıyorsa, 12 Mart aday açıklaması da muhalefete yakışır!
Muhalefette faşist boldur.
Şimdi bir de "dosya muhabbeti" çıktı piyasaya, asıl onu bekleriz.
Çok üzüldük, biraz da gülmek hakkımız değil midir?
Böyle eğlenceli muhalefet bir daha kolay kolay bulamayız.