Doksanlı yıllar, Z kuşağına masal gibi geliyor.
Umurlarında da değil o zamanlar neler olup bitmiş...
Biz unutmadık.
1991-2002 arası bir fetret devridir.
Hiç olmaması gereken bir koalisyon yapılmış,
Demirel ile
İnönü (oğlu) birleşmişlerdi.
"Yanlıştır" diye çok yazdık, dinletemedik tabii.
Solcu geçinen çakallar, iktidardan pay istiyorlardı...
Özellikle İstanbul'da arsa kapma, gecekondu dikme ve ilk fırsatta onu apartmana dönüştürme hırsı almış yürümüştü.
Ahmak aydınlar bunu solculuk sanıyorlardı.
Erdal İnönü, Süleyman Demirel'i hayran hayran seyretti.
Özal'ın ölümü üzerine
Demirel, Çankaya'ya kaçtı ve bürokrasiye teslim
oldu.
Türkiye onun yönetebileceği düzeyde değildi artık.
Başbakan olduğu sürece tebrik ziyaretlerini kabulle ve el öptürmekle yetindi.
Solcu geçinen SHP eridi gitti ve CHP içinde kayboldu.
Daha sonra da çeşitli koalisyonlar gördük.
Hepsi bir öncekinden daha ağır krizlere yol açtı.
ANAP ve DYP de erime sürecine girdiler.
***
On bir yılda dokuz ayrı hükümet...
Her hükümetin ortalama ömrü 1 yıl 2 ay...
Koalisyon iyidir canım, çok faydalıdır!
Bunlardan bir tanesi yalnızca 25 gün sürebilmişti...
Hele bir ara neredeyse üç ayda bir yeni bir hükümet.
İki de ekonomik kriz, 1994 ve 2001'de.
Bunları yeniden yaşamak isteyen oyunu "ismi meçhul" adaya versin.
Versin de gününü görsün.
***
MASADA YENİLİKLER
Muhalif basın kendini Altılı Masa'yı övmek zorunda hissediyor.
Hissediyor da, ortada somut bir gelişme bulunmadığı için ne diyeceğini bilemiyor.
Bir yol, halka şirin göstermek için yemek listesi vermek.
Sanki çok önemli ne yedikleri...
İşte bu sefer de düğün çorbası içmişler, su böreği, etli yaprak sarma, kuzu incik kebabı, meyveli muhallebi yemişler.
Önden de, Regaip Kandili münasebetiyle Meral Hanım kandil simidi, kayısı, incir, börek, poğaça ve kurabiye ikram etmiş.
Haberini yazan zavallı "sunum yaptı" diyor.
Kurabiyeler de "glutensiz" çıkmışlar!
Demokrasi adına büyük bir gelişmedir.