Torna
Bütün üniversite hocaları sakallarını kesecek!
Bir tek Emre Kongar direndi, diğerleri paşa paşa kestiler.
Sıradan memurun da sakal bırakması yasaktı. Kuaför kataloğu gibi bir de yönetmeliği vardı bunun:
"Kulak ortasından aşağıda favori bırakılamaz... Saçlar kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir..."
Kenan Paşa ölmeseydi de günümüzün "ergen modasına" tanık olsaydı herhalde mutlu olurdu: Ense yok hükmünde, favori hiç yok, kulak üstü saçlar da yok... Sanki ellili yılların Amerikan neferi!
Emrin olur, iki sabun sür de biz çıkalım...
Ah bir de abartılı kâkül olmasa...
Herkes tıraş edilmiş testise dönse...
Yıllar içinde moda değişiyor. 1860'ların ilk fotoğraflarına bakınız, bütün erkekler uzun saçlı ve sakallıdır.
1970'li yıllardaki fotoğraflarımızı görseniz çok gülersiniz. Hepimizin saçları omuzlarında, dalga dalga...
Şapka devrimi yapılmıştır ama günümüzde şapka giyene gülerler.
Sıkıysa köylülerimizin şalvarını da çıkarın bakalım...
***
Nedir bu sakal saplantısı? Bu sakal nefreti?
Önce, İslam'a uyuzluk.
"Gericilik" çağrıştırıyor...
O zaman Fidel Castro da gerici, Ernesto Che Guevara da.
Sonra da, bürokrasinin herkesi kendi kalıbına dökmeye çalışması.
Kafamızın içini yönettikleri gibi kafamızın dışını da yönetecekler!
Herkes tek tip düşünecek, tek tip tıraş olacak, mümkünse tek tip giyinecek.
O da kendinden menkul bir Atatürkçülük'e uygun olacak.
Atatürk sakal mı bırakırdı? O halde?
Bıyık serbestti ama "memur bıyığı" olacak.
Dudak üstünde ince bir çizgi, o kadar.
Yok öyle pos bıyık falan...
Ya da Hitler bıyığı. O serbest.
Çinliler de Stalin modasını mecbur tutmuşlardı: Asker ceketini andıran bir ceket, yaka kapalı. Alman subayı gibi.
Herkes öyle giyinecek.
Bütün totaliter ve otoriter rejimler, insanların yalnız içiyle değil, dışıyla da fazla ilgilidirler.
Özgür toplumlarda isteyen istediği gibi dolaşır, kimse kimseye karışmaz.
Hele hele "devlet emriyle" kılık kıyafet saptanamaz.
Bizde devrim sayılıyor.
***
İÇLER ACISI
"Aday bulamıyorsanız Muharrem İnce burada. Getirin altılı masanın adayı olayım ben. Sıkıntı yok. Ama şartlarım var. Geçen sefer acemiliğime geldi." Muharrem İnce
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Utanmıyor musunuz? (01.04.2023)
- Dağ nerede, fare nasıl? (31.03.2023)
- Alafortanfonik gelismeler (30.03.2023)
- Yoksun oğlum sen (29.03.2023)
- Var biraz da sen oyalan (27.03.2023)
- Toto loto (26.03.2023)
- Balığa çıkarız (25.03.2023)
- Al bu da acıklı komedya (24.03.2023)
- Acıklı komedya (23.03.2023)
- Başınıza gelecek çok (22.03.2023)