Bu memlekette siyasi parti sayısı 116'yı bulmuş.
Canı sıkılan parti kuruyor.
Hiçbir varlık gösteremeyeceğini, hatta çoğu seçime bile giremeyeceğini bile bile.
İnsan bunu neden yapar?
Gazetelerde adı geçsin, belki televizyonda da sözü edilsin diye.
İkincisi, evde canı sıkılmasın, lumpen kahvehanesinde okey oyununa mahkûm olmasın diye.
Parti kurdum dümeniyle genel merkezde kumar oynatıp mano toplayanlar var, onları adam yerine koymuyoruz da...
Meşhur olduklarını mı sanıyorlar?
Çok kısa bir süre olabilirler tabii.
Hani maçlarda, kamera onu gösterince sevindirik olup durduğu yerde zıp zıp zıplayanlar gibi...
Kim demişti,
"Yirmi birinci yüzyılda herkes ünlü olacak ama on beş dakikalığına" diye?
O süre şimdi bir buçuk saniyeye düştü.
***
Bir siyasi partinin adının bir anlamı olması gerekir.
Partinin programı, adında
"mündemiç" olacaktır.
Örneğin Komünist Partisi ya da Sosyalist Parti isimleri, ayrıca açıklamaya gerek bırakmayacak netliktedir.
İşçi Partisi de öyle.
Peki
"Vatan Partisi" ne demektir?
Ötekiler
"Yurt Dışı Partisi" mi oluyorlar?
Keza
"Memleket Partisi"...
"Anavatan Partisi" de öyle...
Ötekiler
"Yavru Vatan Partisi" mi yani?
Peki
"Zafer Partisi" ne yapacak, Yunan ordusuna mı saldıracak?
***
Cumhuriyet Halk Partisi, evet, adına sonradan eklenmiş de olsa cumhuriyetin partisidir ama halkın partisi değildir.
Öyle olsaydı yetmiş yıldır bu durumda kalmazdı.
"Cumhuriyetçi ve Devrimci Bürokratlar Partisi" daha anlamlı bir
isim olurdu...
Ya da
"Ermeni Mallarına Çökmüş Anadolu Eşrafının Bürokrasiyle İttifak Partisi" mi demeli?
EMÇEBİP gibi bir şey...
"Demokrat Parti", adı üstünde, buna tepki olarak kurulmuştur ve eşraf-bürokrat ittifakının çözülmesini simgeler. Bürokrat hegemonyasına karşıdır, Anadolu tüccarı adına demokrasi ister.
"Adalet Partisi", 27 Mayıs kurbanlarının
"kanını arayacak" havasıyla kurulmuş ve fakat bunu yapmamıştır. İspanyol sağcı ve solcularının Franco'nun ölümünden sonra demokrasiye dönebilmek için üzerinde anlaştıkları
"pacto de olvido" yani
"unutma paktı" gibi bir yol tutmuştur.
"Eski demokratlar" bunun üzerine Demirel'den koptular ve ayrı bir parti kurdular ama tutunamadılar, köprülerin altından nice sular akmıştı...
***
"Adalet ve Kalkınma Partisi"nin ne anlama geldiği son derece açık seçiktir.
"Milliyetçi Hareket Partisi" de öyle.
"Halkların Demokratik Partisi" de
"halklar" kelimesiyle kimliğini ve niyetini belli etmektedir.
Oysa
"İyi Parti" ne demektir?
Kahvaltılık tereyağı reklamı gibi...