Haberiniz var mıydı, CHP'de "sol kanatlar" varmış...
Vallahi varmış.
Kanat derken, Saliha Sera Kadıgil Sütlü demedik. O şimdi takma kanatlarla uçuyor ya da uçamıyor.
Eskiden bir "Kemalist kanat" vardı, Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum falan, Kılıçdaroğlu o kanadı kırıverdi.
Asıl iki sol kanat varmış, bir de değil iki tane.
Biri "Gelecek İçin Biz" kanadı... Öteki de "Sol Kanat"... Adı üstünde demişler, bir de "mazmun" aramaya gerek görmemişler...
İki kanadı olunca partinin uçuşa geçmesi gerekmez miydi?
Şimdi bu iki kanat birleşmiş.
Kılıçdaroğlu da "İnadım inat, partim tek kanat" diyor.
İki kanat birleşince ortaya çıkan tek kanadın adı da "Gelecek İçin Sol Kanat" olmuş... Ne kadar yaratıcı...
Peki neye münhasırmış bunların solculuğu?
İşte orası pek belli değil.
Yani üretim araçlarının mülkiyeti falan?.. İşçi sendikalarıyla organik ilişkiler?..
Yok öyle şeyler. "Solcuyuz" dediler ya, daha ne istiyorsunuz?
Adamlar bir de solcu olduklarını kanıtlamak için çaba mı göstereceklerdi?
"CHP'nin daha solda bir siyaset izlemesini" istiyorlar ama o siyasetin ne olması gerektiğini söylemiyorlar.
Üstelik, bu birleşik sol kanat, Millet İttifakı'na da karşı değilmiş.
Yani Meral Akşener'le ortak hareket etmekte bir sakınca görmüyor. Hatta şeriatçılarla da.
Ama solcu.
Kuzu kuzu oturacak, laf bile üretemeyip Kılıçdaroğlu tarafından tasfiye edilmeyi bekleyecek.
Ya da belki genel başkan onları "tasfiye edilmeyi gerektirecek kadar önemli" bulmuyordur!..
Bari Saliha Sera Kadıgil Sütlü'nün yolundan gidip TİP'e yazılsalar...
TİP bıyıklıların hegemonyasından kurtuldu, üstelik sol kanadın iki lideri de bıyıksız, daha ne işte?
***
ABESLE İŞTİGAL
Bu arada CHP, bir şeyler önermiş olmak için bir şeyler önerip duruyor...
Ortaya attıkları zırvalardan biri de "halk vetosu"...
TBMM kanun çıkaracakmış ama halk bunu veto edebilecekmiş.
Eskiden halkın seçtiği yasama organına güvenemeyip denetleyici bir "senato" icat etmişlerdi (Muharrem İnce'ye tatlı gelmiş, bugün de istiyor), şimdi doğrudan halkın kendisini devreye sokacaklar.
CHP, temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçiyor!
"Kantonlardan" oluşan İsviçre gibi küçük ve derli toplu bir ülkede mümkündür.
Federal sistemde, diğer eyaletleri bağlamayan yerel eyalet kanunları için de belki mümkündür.
Türkiye'de yürümez.
Sistem kilitlenir kalır. Kanun çıkmaz olur.
Üstelik yalnız veto yetkisi değil, halka kanun teklifi yetkisi de verilecekmiş.
O zaman "vekile" ne gerek kalıyor?
Olacak iş değildir.
Ama CHP bu ve benzer saçmalıklar için "çalışma grubu" kurmuş çalışıyor işte...
Aman çalışsınlar, boş duranı Allah sevmez.