Bu kadar mı yerlere düşecektik?
Türk basını "
sosyal medya" denilen pislik çukuruna bu kadar mı kolay teslim olacaktı?
Aptallık, düzeysizlik, zevzeklik bizi bu kadar mı çabuk ele geçirecekti?
Hem de gönüllü teslim bu, Kılıçdaroğlu'nun Amerika'ya teslim olması gibi.
Kızın biri Instagram üzerinden yayın yaparmış, televizyon falan da değil ha... İlber Ortaylı'yı konuk etmiş...
Yapar ya... Yapmayan yok... Yemek tarifi veren bile söze "
kanalıma hoş geldiniz" diye başlıyor... Ev hanımı değil Cavit Çağlar mübarek...
Bitişte, Ortaylı kıza "
maşallah" demiş.
Vah vah, o sırada ses kaydının sürdüğünü fark etmemiş. Duyulmuş.
Eee? Ne var bunda?
Bir şey yok ama yüzlerce budala günlerdir "
davasını" güdüyor.
Sosyal medyada gördüğü her şeye balıklama atlayan basın da kendine laf kıtlığında asma budama fırsatı arıyor ve buluyor.
Ciddi ciddi tartışılıyor: İlber Ortaylı'nın bu yaptığı "
taciz" midir değil midir?
Bre budalalar, bir kadına maşallah demek ne zamandan beri taciz sayılıyor?
Amerikan kaynaklı bu "
sahte feminist" rüzgar yüzünden güzele güzel demeye bile korkar hale geldik.
Ona Frenkçe "
kompliman" denir budala... İltifat demektir.
Bir adam, güzel bulduğu bir kadına güzel diyebilir mi? Diyebilir. Demelidir. Mutlaka demelidir.
Kadın da kendini bilen bir kadınsa teşekkür eder.
Peki bir adam, güzel "
bulmadığı" bir kadına da güzel der mi?
Der. Demelidir.
İlber Hoca, kendini savunmak için "
güzel ama aynı zamanda akıllı da" diye birtakım derelerden birtakım sular getiriyor. Giyimi, makyajı, duruşu, soru soruşu, konuya hakimiyeti, Türkçe'yi kullanışı falan da pek güzelmiş...
Olmasa ne yazardı?
Güzelse güzeldir, kafası çalışmasa da, kötü giyinse de, soru sormayı bilmese de güzeldir. Bitti.
***
Birkaç yıl önce, birtakım Ukraynalı hanımlar, artık neyi protesto ediyorlarsa, soyunmuşlardı. Göğüslerini açtılar.
Ben de "
göğüsler güzel" yazdım.
Basında kendini solcu molcu sanan ne kadar yarı-aydın şabalak varsa üstüme saldırdı.
Dedim ki, "
evladım, açarsan bakarız, eşek değiliz ya..."
Bakarsak ya beğeniriz ya beğenmeyiz.
Beğenirsek takdir etmek için, beğenmezsek de gönül almak için güzel der geçeriz.
Sonra o şabalaklar birer birer basından tasfiye oldular. Feminizmden başka satacak malları yoktu.
***
Erkek düşmanı feministler, hadi daha açık konuşalım lezbiyenler, işin öyle cılkını çıkardılar ki, kadın haklarını savunan birçok akıllı uslu kadın "
ben de feministim" demeye korkar oldu.
Onlar da kendilerine yeni bir tanım buldular: "
Girl power"... Kız gücü...
Görülüyor ki şimdi de sosyal medyada "
dangalak gücü" hakim olmuş!
Tamam da, gazetecilere ne oluyor?
Yoksa basında da...