ENGİN ARDIÇ

Mol Marti

Özgürlük ve Demokrasi Partisi derler bir kuruluş vardı. Hatta bunun başkanı Ufuk Uras, "Meclis'te bir de sosyalist mebus olsun" gayretiyle oy toplamıştı.
Meclis'e girdi ve... öylece oturdu. Ya ne yapabilecekti?
Solun boyu uzamıştı herhalde...
Şimdi ne mi yapıyor? Kıyak emekli maaşını tıkır tıkır alıyor. (Arabasının çakarı da var mıdır?)
Eh, Türk solu hiç olmazsa bir kişiyi "kurtarmıştı"...

***

Bu ÖDP'nin oy oranı yüzde 0.15...
Bazı seçimlere girer, bazı seçimlere girmez.
Ama sorarsanız onun işi seçimle değildir, devrim yapacaktır.
İktidarı da muhalefeti de bir "faşist blok" olarak görüyor.
Şimdi bu parti kurultay yaptı ve adını "Sol Parti" olarak değiştirdi.
Düzen değişikliği için yola çıkıyorlarmış, "yeni bir devrimci yürüyüşü" başlatıyorlarmış.
Hayırlı uğurlu olsun.

***

Arkadaşlar, bu istediğinizi belki yaparsınız.
Lakin bunun için önce bir dünya savaşına, misli görülmemiş bir boğuşmaya ihtiyacınız var.
Ordu da bu savaşta yıpranmış, bozguna uğramış, çözülmüş olacak, cepheden kaçan binlerce asker başkente yığılacak. Yani, halkın elinde silah.
Başta da güçsüz, aciz bir hükümet, sosyaldemokrat. (Bir zamanlar "Ecevit Türkiye'nin Kerenski'si olacak" diyordunuz ya, hani öyle işte.)
Birkaç yüz kişiyle darbe yapıp, zaten ortada kalmış iktidara el koyacaksınız.
Tabii dünyanın bir ucunda olmanız ve hiçbir Batı ülkesinin "size ulaşamaması, karışamaması" da gerekecek.
Telgraf ve telefondan başka hiçbir haberleşme aracının da olmaması...
Ya da "dostunuz ve müttefikiniz bir sosyalist ordu" gelecek, iktidarı alıp size hediye edecek, aslında vermeyecek de vermiş gibi görünecek.
(Çin'den mi gelecekler, Kuzey Kore'den mi, Küba'dan mı?)
El süngüsüyle gerdeğe gireceksiniz yani.
Öbür türlü, yeni bir devrimci yürüyüşü nasıl başlatacaksınız? Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan Maltepe'ye yürümesi gibi mi? Tırnağınız düşer.
Oy mu alacaksınız da iktidara geleceksiniz yoksa? 0.15'ten 50.1'e mi zıplayacaksınız?

***

"Rien compris, rien oublie" derler Fransızlar. Hiçbir şey anlamamış, hiçbir şey unutmamış.
Bazı koca bebekler, gençliklerinde oynadıkları oyuncakları yaşlılıklarında da ellerinden bırakmaya yanaşmıyorlar.
Gençliklerini bir vehme kurban ettikleri gibi ahir ömürlerini de etmeye kararlılar.
Oyuncaklarını sakın almaya kalkmayınız, sonra kötü olurlar.
Fakat "istimna" pek makbul bir eylem değildir, el alışkanlığı yapar
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.