Dimdik ayaktayız!..

İhsan çayları dağıtırken, Melih Bey'in geldiğini gören Selim:

- Aleyküm selam! Ağabey hoş geldin, çayını yudumlarken CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ayağına ne olduğunu anlatmaya başla…

-Ayağına ne olduğunu bilmiyorum, ama beyan esas olduğuna göre herhalde ufak bir kırık olmalı. Hem röntgen filmleri de meydanda zaten… İhsan:

- Filmlerin ona ait olmadığını söyleyenler de var. Bu iddialar nereden çıktı sence?..

- Yaklaşan bir tüzük kurultayı var ve belki bu sebeple CHP'deki tartışmalar her zamankinden biraz daha fazla. Söz konusu ayağından vurulma iddialarını, daha çok FETÖ'ye bağlı sosyal medya hesapları dillendirdi. İddiaların İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu arasındaki görüşme ile bağlantılı olduğu da rivayetler arasında. Tartışmalar Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimin aday olacağı ile alakalı. Kifayetsizlik konusunda birbirlerinden farkları olmadığı için kimin öne çıktığı da önemsiz… İhsan:

- Kifayetsizlik konusunda haklısın. Şu anda birbirlerini yemeye çalışan aday adaylarından hiç birisinin ülkemizin gerek iç ve gerekse dış meseleleri hakkında sadra şifa tek bir cümleleri bile yok…

- Yok, çünkü bu tür konulara bilgi sahibi değiller. Gelmeyi hayal ettikleri makama ancak dışarıdaki dostlarının desteği ile gelebileceklerine inandıkları için de onları ürkütmekten korkuyorlar. Gazze konusunda adeta İsrail'in kuklası gibi davranan ABD'lilerin desteğini umdukları için Filistin ve Gazze konusuna hep karınlarından konuşmaya mecbur oluşları, bunun ispatı… Selim:

- Doğru, maalesef… Biz yine konumuza dönelim. Özgür Özel'in ayağından vurulma hikayesi ortaya çıktığı günlerde İBB'nin yetki alanında olan İstanbul Vaniköy'deki kaçak inşaat meselesini içeriden birilerinin ortaya çıkardığı söyleniyor…

- Vaniköy'deki kaçak inşaat meselesi, ciddi bir mesele. CHP'deki iç çekişmelerin bir uzantısı olarak taraflardan birisi tarafından meydana çıkarılmış olabilir. Kavga büyük çünkü. Ne kadar kıvırmaya çalışsalar da Boğaz'daki kaçak inşatta İBB'nin göz yumması ve en azından ihmali olduğu, çok açık. Konu ayyuka çıkıp, Çevre Bakanlığı'nın ardından İBB adına da suç duyurusunda bulunmaları, ilginç oldu. Netice olarak göz yuman ya da ihmali olanların canı yanacağa benzer… Mustafa:

İsrail'e ayıp olmasın diye mi?..

- Ayağından vurulduğu ya da bir şekilde kırıldığı söylenen CHP Genel Başkanı, Mahmut Abbas'ın konuşması sırasında gelmediği TBMM'ye, Can Atalay'la ilgili toplantı için adeta koşa koşa geldi. Bunun sebebi ne olabilir?.. Melih Bey:

- Haklısın, sık sık Filistin'e gitmekten bahseden Özgür Özel'in, zihniyet olarak kendilerine yakın olduğu söylenebilecek Mahmut Abbas'ın konuşması sırasında Mecliste olmaması, hakikaten tuhaftı. Can Atalay konusu ise muhalefetin bir bütün olarak kaşımayı sevdiği bir konu. Netice alınamayacağını bile bile kanırtmayı sürdürüyorlar. Söz konusu oturumu talep edenlerin arasında Saadet ve Deva'nın da olması, savrulmanın boyutları hakkında düşündürücü… Remzi:

- Özgür Özel, birilerini kızdırmaktan korktuğu için mi Mahmut Abbas'ın konuşması sırasında TBMM'ye gitmedi?..

- Mümkün. CHP'yi yönetenlerin, Filistin ve Gazze konusundaki ikircikli halleri, malum. ABD ve İsrail'i yani dostlarını kızdırmamak ve bu arada milletimizi de kaybetmemek için nalına mıhına sözlerle işi geçiştirmeye kalkışıyorlar. Oysa, bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bir vahşet var ve bu, bırakın Müslüman olmayı, insan olarak karşı çıkılması gereken bir durum. Filistin meselesinde işi ağırdan alan ve ayağının kırık olduğu bahanesiyle Abbas için Meclise gitmeyen Özgür Özel'in, ortalığı karıştırmaya yönelik Can Atalay oturumu için adeta koşarak TBMM'ye gitmesini, milletimiz de not etmiştir bence… Remzi:

- Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in istifa edeceği iddiaları son günlerde biraz arttı. Bunun sebebi ne acaba?..

- Bakan Şimşek, istifa haberlerini yalanladı, biliyorsunuz. Mesele kararlı bir şekilde sürdürülen ekonomik programın başarılı olacağına dair emareler arttıkça birilerinin rahatsızlığının artması… Selim:

- En son Cemal Enginyurt'un iddiaları gündemdeydi. Sık sık parti ve görüş değiştiren birisinin söylediklerine kim inanır ki?..

- Daha da vahimi, bahsettiğin kişinin 2007'de borsada spekülasyon yapması sebebiyle 3 yıl ceza alan birisi olması. Milletvekili dokunulmazlığı zırhına bürünerek açıkça suç işliyor. Üzücü olan, kendisine göre ajandaları olan birilerinin, verdikleri zararlara aldırmadan operasyona kalkışmaları… Mustafa:

- Bu tür girişimlerle ilgili kanuni yaptırımlarımız yok mu?..

- Var tabii. Ancak, gerekenin yapılması zaman alıyor ve bu arada muhatap milletvekili ise iş biraz daha zorlaşıyor. Bu tür gelişmelerle ilgilenen insanımızın doğru ve yanlışı ayırt etme konusunda dikkatli olması gerekiyor. Son söylentilerle borsada düşüş yaşandığı söyleniyor, mesela. Bu da birilerinin spekülasyon yapmak suretiyle haksız kazanç sağlayabildikleri gibi dengelerle de oynayabildiklerine işaret… İhsan:

Bize has metotlar…

- Gündem konusunda hakikaten oldukça hareketli bir ülkeyiz. Bunları geçelim de sen genel durumdan bahset biraz...

- Genel gidişat bence iyi. Bu konuyu değerlendirirken, Türkiye'nin 2010 sonrası yaşamak zorunda kaldıklarını akıldan çıkarmamak gerekiyor. Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz, Kovid19 salgını, Rusya-Ukrayna çatışması ve son olarak da 6 Şubat depremleri… Selim:

- Bu arada EYT ve benzeri başka konuları da unutmamak gerek...

- Doğru. Bütün olumsuzluklara rağmen Cumhurbaşkanımızın yönetiminde çoğu zaman kendimize has metotlarla iyiye doğru gidişimiz sürüyor. Bir başka ülkede olsa orayı altüst edecek olumsuzluklara rağmen, dimdik ayaktayız elhamdülillah… Mehmet:

- Kendimize has metotlar derken?..

- Ekonomi ile alakalı yaşananlar, bize has kurallarla yola devam ettiğimizi gösteriyor. Uzmanlar buna hibrit diyorlar. Bilinen kurallara bağlı kalsaydık ne olacağını tahmin etmek bile güç. Kur Korumalı Mevduat kararının açıklandığı 21 Aralık 2021 akşamı yaşananları hatırlayın, mesela. Bir saat içinde dolar 11 liradan 18 liraya çıkarılmış ve KKM açıklandığında aşağı inmişti. Bu, normal şartlarla karşı karşıya olmadığımızın en açık delili… Mehmet:

- Hakikaten, o akşamı unutmak mümkün değil. KKM'nin ekonomiye yük olduğunu iddia edenlerin, aksi durumda ne olacağı sorusuna hala cevap bulamayışları da ibretlik. Neyse, siz devam edin Melih Bey…

- Ekonomimizin dünyanın 20. büyük ekonomisi olmasının yanında, Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) bakımından da 11. sırada olduğumuz, çok net. Başta ekonomi olmak üzere sipariş üzerine yapılan olumsuz değerlendirmelerin objektif olmayışı, en büyük problem. Sıkıntılar konusunda herkes müttefik olsa da, çözüm konusundaki fikirler dağınık ve çoğu da teslimiyeti öngörüyor. Teslim olmak ise ölümden farksız. Kavgada başarı ihtimali çok yüksek ve başarıyoruz da… Çayını yudumlayan melih Bey, devam etti:

- Cari açık, en büyük problemimiz ve bunun başlıca sebebi de enerji açığı. Üretim, istihdam ve ihracat konusunda ciddi mesafeler aldığımız gibi petrol, doğal gaz üretimi, rüzgar ve güneş enerjisi gibi alanlarda da sürekli atılımlarla cari açığın gittikçe azaltılması söz konusu. Ekonomik program sağlıklı işliyor ve sıkıntılarımız gittikçe azalacağa benziyor. Kısaca ifade etmek gerekirse gidişatımız iyi ve önümüzdeki seçimsiz 4 yılda çok daha iyi olacak inşallah... İhsan:

- Belli ki gideceksin. Çok teşekkürler. Dilerim Cenab-ı Hakk bizleri hep daha güzel günlerde buluştursun…

- Amin…