İhsan'ın ikram ettiği limonatayı çok beğendiği anlaşılan Melih Bey:
- Elhamdülillah!.. Sağ olasın İhsan Bey. Çayların zaten güzel ama limonatan da muhteşem… Selim, takılmadan edemedi:
- Güzelliği biraz da havaların sıcak olmasından galiba?.. Melih Bey:
- Sıcakların tabii ki etkisi . Ama İhsan Bey'in yaptığı her şeye ruhunun güzelliğinin sindiğini de unutmamak gerek… İhsan:
- İltifatlarınıza teşekkürler. İşin sırrı biraz da yaptığım her şeyi müşterilere sunma mantığı ile değil kendime yapıyormuş gibi yapmamla alakalı galiba... Melih Bey:
- Bu aralar yazlık bölgelerle alakalı çeşitli tartışmalar var. Fiyatların aşırı uçması sebebiyle ciddi bir müşteri kaybı olduğu ve bu sebeple çeşitli indirimler yapıldığı konuşuluyor. Buralarda durum nedir?.. Mehmet:
- Bizim buralar daha çok orta kesimin ilgi gösterdiği yerler. Tabii ki ölçüsüz zamlar yapmaya çalışanlar da vardır, ama onların da süreç içinde makul fiyatlara indikleri ve inecekleri söylenebilir… Melih Bey:
- Her şeyin şiştiği bir zaman dilimindeyiz anlaşılan. Mesele kar hırsıyla fiyatları alabildiğine yükseltmek yerine, alışverişin devam etmesini sağlayabilecek bir dengeyi bulabilmek. Benim malımın fiyatı bu, isteyen alır istemeyen almaz mantığı işin sürdürülebilir olmasına aykırı bir durum. Bu sebeple olsa gerek ölçüsüz fiyat artışları yapanlar indirim yaptıklarını söyleseler de işin dengesi bozuluyor ve toparlanmakta güçlük çekiyorlar… Remzi:
- Madem konu açıldı, TÜİK Başkanı'nın medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıdaki açıklamalarına da değinirseniz, iyi olur, Melih Bey…
- Aha evet, aslında çok önemli açıklamalarda ama biraz gölgede kaldı sanki. Bunun bir sebebi de ne kadar basitleştirmeye çalışsa da açıklamanın teknik taraflarının ağır basmasıydı belki de. Ama işin özeti, TÜİK ile ilgili olarak birilerinin oluşturmaya çalıştıkları algıların gerçeklerden uzak oluşu. Tartışmaların odağında da muhalefetin alışkanlık haline getirdiği, TÜİK tarafından yapılan hesaplamaların gerçeklerden uzak olduğu iddiaları var… Selim:
- Bu iddiaların temel dayanağı da güya benzer çalışmalar yaptığı iddia edilen ENAG isimli kuruluşun oldukça mübalağalı açıklamaları galiba?..
- Bu doğru. Hepi topu üç-beş elemanı olan ENAG için kuruluş demek ne kadar doğru, bilmiyorum. Ama başkanlığını Dr. Erhan Çetinkaya'nın yaptığı TÜİK, merkezde bulunan 23 daire başkanlığı ve çeşitli birimler yanında Türkiye genelinde faaliyet gösteren 26 Bölge Müdürlüğünden oluşan dev bir kuruluş. Türkiye genelinde aylık 608 bin 594 fiyatı derlemek suretiyle yaptığı hesaplamaları her ayın 3'üncü işgünü kamuoyu ile paylaşıyor. Personel sayısı da sanıyorum 4 bin civarında. En önemlisi de uluslararası denetim ve gözetime de açık, oldukça itibarlı bir kuruluş… İhsan:
- TÜİK, enflasyon ve benzeri hesaplamalarını kılı kırk yaran bir anlayışla yaparken, ENAG sipariş üzerine oran oluşturuyor gibi bir his var içimde, yanılıyor muyum?..
- Yanılmadığın söylenebilir. ENAG'ın enflasyon oranı ile ilgili hesaplamalarını, TÜİK'in açıkladığı oranı 2 ya da 3'le çarparak elde ettiği söylenir. İşin vahimi, saha elemanı filan olmayan ENAG'ın hesaplamalarını internet üzerinde gördüğü fiyatlar üzerinden ve herhangi bir metodoloji olmadan yapması… Mustafa:
- Bir dakika!.. Kafam karıştı şimdi. Yani bir yanda binlerce personeli ile sahada ciddi araştırmalar yaparak oranlar açıklayan TÜİK ve bir yanda da üç-beş kişiyle faaliyet gösterip, TÜİK rakamlarını çarpıtarak ya da internet üzerinde gördüğü fiyatlar üzerinden enflasyon oranları açıklayan ENAG isimli bir kuruluş mu söz konusu?.. Melih Bey:
- Aynen öyle. TÜİK Başkanı Dr. Erhan Çetinkaya'nın son açıklamasında yaptığı bir değerlendirmeyi aktarırsam, konu daha iyi anlaşılır. Çetinkaya, 2020'den itibaren bilhassa muhalif çevrelerin hoşuna gidecek enflasyon oranları açıklayan ENAG'ın iddiaları doğru olsaydı, bazı mal ve hizmetlerin bugün olmaları gereken rakamları ve piyasadaki fiyatlarını aktardı… Melih Bey, telefonundan okuyarak, devam etti:
ENAG amma da sallamış!..
- TÜİK Başkanı'nın verdiği örneklerden bazıları şöyle. ENAG'ın açıkladığı oranlar doğru olsaydı, mesela 2020'de 11.5 lira olan pirincin şimdilerde 233 lira olması gerekirdi. Oysa pirinç fiyatları 55- 75 TL aralığında. Aynı şekilde 2020'de kg fiyatı 7 lira olan ekmeğin şimdiki fiyatı ENAG'a göre 139 lira olmalıydı, halbuki 35-45 aralığında. Dana eti ENAG'a göre 52 liradan 1.050 liraya çıkmalıydı, halbuki yerine göre 400-600 lira aralığında. Süt, su, ayçiçek yağı, beyaz peynir, içecek, motorin, benzin… Neye bakarsak bakalım, ENAG'ın ciddi şekilde salladığını ve sürekli olarak eleştirilen TÜİK'in gerçekten ciddi bir çalışma yaptığını, rakamlar ortaya koyuyor… İhsan:
- Birileri zaten yüksek olan enflasyonu kasıtlı olarak daha da yüksek göstermeye çalışıyor yani… Peki ama bunun kime ne yararı var?.. Melih Bey:
- Bu, oldukça uzun bir hikaye. TÜİK Başkanı Çetinkaya'nın 'Türkiye'deki şirketler enflasyonist ortamı kullanarak normalde olması gereken kârlardan daha yüksek fahiş kârlar elde ediyorlar' şeklindeki sözleri, meselenin özeti. Yani iktidarı başarısız göstermek isteyeninden, ürettikleri mal ve hizmetlere fahiş zamlar yapmak isteyenlere kadar, ENAG'ın müşterileri oldukça fazla. Olan ise birilerinin kurdukları bu kumpas sebebiyle kafası karışan ve netice olarak canı yanan insanımıza oluyor… Remzi:
- Teknik konular ve birilerinin saçma sapan hesapları bir yana, ülke olarak gidişatımızın yönüne dair görüşünüz nedir, Melih Bey?:
- Bana kalırsa taşlar yerine oturuyor. Fahiş fiyat artışları ile kasalarını doldurma derdinde olanların, makul fiyatlarla sürümden kazanmanın daha mantıklı olduğunu kavramaları gereken bir noktadayız. Bereketin ne olduğunu da anlarlar inşallah… Bu arada devletin ilgili kurumları da boş durmuyor. Zaten yapabileceklerine ilave olarak piyasanın tabii akışını bozmaya çalışanlarla mücadele için yeni yol ve yöntemler buluyorlar… Remzi:
- Temmuz ortasındayız ve gerek asgari ücret ve gerekse emeklilerin maaşları ie ilgili çeşitli tartışmalar var. Ne gibi gelişmeler olur sizce?..
- Bu konuda bir şeyler olacaksa önümüzdeki birkaç gün içinde netleşir. İnşallah bir şeyler de olur. Ancak, ekonomik olarak bir mücadelenin içinde iken dengeleri bozabilecek radikal adımlar atılmayacağını söyleyebilirim. Asgari ücret ya da emekli maaşlarının artmasını istemek tabii ki normal. Ama bu konularda atılacak hesapsız bir adım, fayda getirmek yerine hepimize ciddi zararlar verebilir… Selim:
- Mesele, bazı adımlar atılacaksa bunlara kaynak bulabilmekle alakalı galiba?..
- Doğru. Bu hususta sevindirici olan gerek petrol gerekse doğal gaz aramalarındaki yüz güldürücü gelişmeler. Süreç böyle deva ederse önümüzdeki yıl gerek asgari ücret ve gerekse emekliler konusunda çok daha güzel gelişmeler yaşanabilir. Şu anda cari açığımızın en önemli kalemi enerji ile ilgili ve bu hususta ithalat azaldıkça cari açığımız azalır ve devlet gerek emeklilere ve gerekse asgari ücretlilere daha fazla katkıda bulunabilir… Mehmet:
- Akşamları saat 21'de ışıkları açıp kapatmakla asgari ücret artmaz diyorsun yani?..
- CHP Genel Başkanı Özgür Özel farklı fikirde olsa da ışık atıp kapatmakla asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam gelmez. Özgür Özel ve aynı zihniyettekiler anlamasalar da bu, bir hesap kitap meselesidir… İhsan:
- Bu sebeple olacak ışık açıp kapatma çağrısı pek ilgi görmedi. İlgi gördüğü yerler de daha çok tuzu kuruların yaşadığı yerler, nedense… Melih Bey, kalkmaya niyetlendiğin belli. Çok teşekkürler ve önümüzdeki haftaya da bekliyoruz inşallah, Cenab-ı Hakk ülkesi ve milleti için çalışanların yardımcısı olsun…
- Amin…