‘Karşı çıkın!’ emri...
Ayasofya artık Camii… 24 Temmuz Cuma günü kılınacak Cuma namazıyla da yeni döneme merhaba diyecek inşallah…
Türkiye'dekilerle beraber bütün Müslümanlar mutlu… Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, gençliklerinden itibaren 'Zincirler Kırılsın Ayasofya Açılsın' çağrısını tekrarlayanların mutluluğu ise bir başka…
Ayasofya'nın statüsünün bağımsızlık meselesi olduğunun bilincinde olanlar da benzer duygular içerisinde. Bunun, milletimizin 'rüştünü ispat ettiği' 15 Temmuz'dan sonraki önemli adımlardan birisi olduğunun farkındalar.
Tabii canı sıkılanlar da var. Bunlardan, siyaset arenasındakilerin işi zor. Milletimizin kahir ekseriyetinin arzu ettiği ve hukuken de engeli olmayan bir konuda açıktan itirazın faturasının ağır olacağının farkındalar.
CHP Genel Başkanı düne kadar sessizliğini korurken, İBB Başkanı üç gün sonra konuştu. Ama 'eğer' ile başlayan ve bazı şartlardan sonra 'arkasındayım' dediği bölüm hariç, bir şey söylemiş olmadı.
TV'lerde 'yeniden cami olma kararı alındıktan sonra' ile başlayan anonslardaki 'ilk ezan' bölümüne takılması hoştu İmamoğlu'nun. Ayasofya ile ilgili kararın, ne alakası varsa, dünyanın çeşitli yerlerindeki camilerimizi riskli duruma düşürüp düşürmeyeceğini sorgulaması da…
Henüz konuşmayanlar için de 'sükut ikrardan gelir' sözü geçerli kabul edilebilir. CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın, 'iktidara gelirsek Ayasofya'yı müze yapacağız' açıklaması da olmayacak duaya amin.
Canı acımış…
Uzaklardan gelen, 'Ayasofya'nın cami haline getirilmesine mutlaka karşı çıkılmalı' direktifi ile klavyelerine sarılanlar, işin en eğlenceli ve tabii ibretlik kısmı.
Kararın yanlış ve siyasi çıkarlar için verilmiş olduğunu iddia eden Elif Şafak, 'insanlık mirasına ve farklı kültürlere saygısızlık' vurgusundan sonra, 'herkese açık bir müze olmalıydı" demiş mesela. Camilerin de herkese açık olduğunu bilmemesi hariç, Nobel adaylığına uygun bir metin…
Kambersiz düğün olmaz. Değerlerimize husumeti sebebiyle Nobel'le ödüllendirildiği düşünülen Orhan Pamuk da "Ayasofya'yı yeniden camiye çevirmek, dünyanın geri kalanına 'artık seküler değiliz' demektir" mesajı ile vazifesini yapmış…
'Bu bir sıkışmışlık. Eldeki son barut harcandı artık… Sadece dış barut kaldı. Suriye ve Libya' diyen siyaset bilimciyi ve 'Türkiye bugünden itibaren fiilen, tekçi bir İslam cumhuriyetidir', 'Danıştay, Cumhuriyeti iptal mi edecek?', 'Ben diyorum 'Kültür Mirası' O diyor 'Kılıç Hakkı' Neyi tartışacaksın bu kafa ile?' diyenleri de es geçelim.
Bunlara, 'vakıf, hukuk, içtihatlar, uygulamalar' konusunda izahta bulunmaya gerek yok. 'Karşı çıkın!' emrini almışlar bir kere.
Bunların Ayasofya ile ilgili olarak kimden yana oldukları belli olsa da aslında kim oldukları hala ciddi bir muamma…
Bizimle sevinemeyen ve çıkıntılık yapanlara ise 'Kılıç Hakkı' tartışmalarının 567 yıl geride kaldığını hatırlatmak yeterli…
Ayasofya'nın yeniden camiye çevrilmesine canları sıkılanların yanında bir de 'acı çekenler' var. Bunlardan birisi Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis…
Kendi kamuoylarına yönelik açıklamalar yapan ülke temsilcileri ne ise. Ama Katoliklerin dini liderinin, Ayasofya'nın ibadete açılması sebebiyle acı çekiyor olması, şaşırtıcı…
Cumhurbaşkanımızın: "Vatikan'ın müzeye dönüştürülerek ibadete kapatılmasını talep etmekle Ayasofya'nın müze olarak kalmasında ısrarcı olmak aynı mantığın ürünü" sözlerini duymamış ya da üzerinde düşünmemiş olmalı Papa…
Bir dini liderin, Ayasofya'nın nihayet ibadete açılmasına sevinmesi gerekirdi oysa.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İnsanlığın vicdanı ölmemiş… (24.11.2024)
- Neyi kaybettiğini hatırlamak… (23.11.2024)
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)