Şahitliğin böylesi
Türkiye'nin nereden nereye geldiği, halen ne durumda bulunduğuyla ilgili değerlendirmeler ve geleceğine yönelik beklentiler, kişiye ve baktığı yere göre değişir. Ve bu normaldir de.
Gerektiğinde acılara göğüs gererek ve her güzel gelişmede şükrederek nereden nereye geldiğimize bizzat şahitlik edenlerin, kavuşulanların değerini bildiklerine şüphe yok. Bunları korumak için ellerinden geleni yapacaklarına da…
Ancak, muhalifliklerini artık husumet boyutuna tırmandırmış olanlar başta olmak üzere, bazı kesimlerin ülkemizle ile ilgili değerlendirmelerinde aşırı bir kötümserliğin hakim olduğu, bilinen bir husus.
Var olan güzellikleri gizlemeye ve her şeyi kötü göstermeye çalışanların esas hedefi, olumsuz algı inşası. Çeşitli saldırılarla ülkemizi teslim alamayanlar, şimdi de halimizi ve istikbalimizi kötü göstermeye uğraşıyorlar yani.
Türkiye'nin büyük fotoğrafının olabileceği kadar olumlu halinin dışarıda ve içeride birilerini hırstan kudurttuğu, bilinen bir husus. Kendi küçük hikayeleri ile alakalı sıkıntılar dolayısıyla, güzellikleri görmezden gelmeyi tercih edenler, ayrı bahis.
Ne durumda olduğumuz ve bunun gerek kendimiz ve gerekse ait olduğumuz değerlere sahip olan insanlar için neler ifade ettiği ile ilgili bazı şahitlikler var ki, gerçekten çok önemli. Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El Karadavi'ninki, bunlardan birisi…
Özellikle de orta yaşını geçmiş olanlar açısından önemli bir isim Prof. Dr. Yusuf Karadavi. Bu kesimin çoğu, ülkemizde Din sahasında telif eserin nerdeyse hiç olmadığı 70'li yıllardan itibaren bu Alimin dilimize tercüme edilen kitaplarını okumuşlardır çünkü.
İslam Dünyasının Merkezi…
Prof. Karadavi'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Müslüman Alimler Birliği Beşinci Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşma, Türkiye'nin dünü ve bugünü ile alakalı ciddi tespitler içeriyor.
1926 doğumlu olup, 1967'den beri Türkiye'yi tanıdığını ve dahası takip ettiğini söyleyen bu büyük Alimin söyledikleri, nereden nereye geldiğimiz konusunda objektif bir şahitlik.
'Yapılanı yeterli bulmamak' prensibinin gerektirdiklerinin de ötesine geçerek, ülkemizin hali ve geleceğine kötümser bakanların ders almaları gereken bir şahitlik bu... Prof. Dr. Yusuf Karadavi, doğru söylediği için birçok köyden kovulmuş birisi çünkü.
Karadavi'nin, "Türkiye'nin yeniden İslam dünyasının yönetim merkezi olması için dua ediyoruz. İslam sancağı yeniden göklerde sallansın" şeklindeki sözlerini, mevcut tabloyu değerlendirerek söylediği, kesin.
İslam Sancağı'nın yeniden göklerde sallanması için çalışabilecek başkaları olmadığının farkında olan Karadavi, Türkiye'nin dünü ve bugününü şöyle karşılaştırıyor:
"İlk kez 1967'de Arap-İsrail Savaşı döneminde geldiğim Türkiye ile bugünkü arasında büyük farklar var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetime gelmesinden sonra yurt içinde ve yurt dışındaki faaliyetlerini takip ediyoruz. Köklü bir değişim var. Belki bunu içeride olanlar çok net fark edemeyebilir ama dışarıdan gelenler çok rahat bir şekilde fark ederler…"
Karadavi sözlerini şöyle sürdürmüş:
"Selçuklular'dan itibaren bu topraklar geçmişte alimlere, ilim insanlarına ev sahipliği yaptı. Haçlılara dur demişler, uzak diyarlara kadar İslamiyeti yaymışlardır. Gittikleri yerlerde güzel eserler bırakmışlardır. İslam sancağı burada bir kez daha dalgalanacak ve hizmet kaynağı olacaktır. Bunu böyle bilelim…"
Halimiz ve geleceğimiz konusunda karamsar olanların, Karadavi'nin şahitliğinden alması gereken çok dersler var…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Neyi kaybettiğini hatırlamak… (23.11.2024)
- Bana arkadaşını söyle… (20.11.2024)
- Mızrak çuvala sığmıyor!.. (17.11.2024)
- Keşke satın alsalardı!.. (16.11.2024)
- Tencere dibin kara… (13.11.2024)
- Yürüyüşünü görelim… (10.11.2024)
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)